kapat
17.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

MEHMET BARLAS


Bombaların hedefi sinagoglar mı, yoksa AK Parti iktidarı mıydı?

İstanbul'da patlatılan "İkiz Bombalar"ın, Türkiye'nin iç siyasetine istikrarsızlık tohumları ekmek isteyen çevreler tarafından üretildiği yorumları da var.

Bunu en çarpıcı biçimde, Mahir Kaynak seslendirdi.

Kaynak İHA'ya yaptığı yorumda, özetle şöyle söylemiş

- Bana göre bu dünya ölçekli, büyük ölçekli düşünen bir gizli servis işidir. Türkiye'yi terörle mücadele etmek için ABD-İsrail tarafına yöneltmek için düzenlenen bir saldırıdır.

Mahir Kaynak'a göre, saldırıyı İslami bir örgütün yaptığı kabul edilirse, AK Parti Hükümeti, tabanı ile bağdaşmayan sözler söylemek zorunda kalacak ve zor duruma düşecek.

Kaynak şöyle noktalamış yorumunu

- Erdoğan Hükümeti'ne yönelik başka operasyonlar da yapılacaktır. İleride bölünme olacaktır. Onu zayıflatacak başka eylemler de düşünülebilir!

Mahir Kaynak'ınki ile aynı doğrultuda olmasa da, benzer algılamalara yol açacak başka bir yorum da, Cengiz Çandar'ın "Tercüman"daki köşesinde çıktı.

Çandar şöyle yazıyordu

- Benim kafamı en fazla eylemin tarihi kurcaladı. 15 Kasım. Başbakan Erdoğan, KKTC'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle Lefkoşa'daydı. Gelişme, birden Kıbrıs konusunu gölgeledi.. Acaba birileri birilerine bir şey mi demek istiyor?

Cengiz Çandar, yorumunu şöyle noktalıyor

- Bu tür eylemler, esenlik ve güvenlikten sorumlu oldukları için hükümetleri yıpratır. AKP'yi belirli bir yönde yol almaktan men etmek için, kendisine bir şeyler mi söylenmek isteniyor?.. Şu noktada, bu musibetin altından gerçekten El Kaide'nin çıkması, galiba Türkiye'nin en hayrına olanı. İnşallah El Kaide'dir.

Kaynak'ın ve Çandar'ın, akla fazla gelmeyen ve fakat bazı akıllara da gelmesi kaçınılmaz olan yaklaşımları, dileriz gerçek-ötesi "Komplo Teorileri"ni yansıtıyor.

Zaten, bazı bulgular ve bunlara dayalı yorumlar da, olayı zorlamamak yönünde ufuk açmakta.

Örneğin dünkü Hürriyet'te, Ertuğrul Özkök, son iki aydır Yahudi Cemaati'nin bir tedirginlik içinde olduğunu ve bunu bilenlere "Aman lütfen yazmayın" denildiğini pek güzel anlatmıştı.

Ve şimdi öğreniyoruz ki, İstanbul'da ağustosta diş doktoru Yasef Yahya ve ekimde gıda toptancısı Moiz Konur, esrarengiz cinayetlere kurban gitmişler.. Cemaat ileri gelenleri, İçişleri Bakanlığı'na başvurmuşlar. İsrail istihbaratı (MOSSAD) devreye girmiş.

Duruma kesin bir teşhis koymak, ne bizim ihtisas alanımıza giriyor, ne de elimizde bu konuda yeterli bilgi var.

Biz gazeteciler, olay üzerine yorum yapar, ihtimalleri değerlendiririz. Yeterli bilgi ve bulgulara ulaşınca da, bunu haber yapıp, "gerçek budur" diyebiliriz.

Gazetecilerin sunduğu gerçek de, genellikle "Güncel Gerçek"tir.

"Evrensel ve kalıcı gerçek" ise, tarih içinde ortaya çıkar.

Örneğin dün, ABD Başkanı John F. Kennedy'nin, Dallas'ta vurulup öldürülmesinin 40'ıncı yıldönümüydü.

Bu konuda, sayısız haber yapıldı, kitaplar yazıldı.

Ama aradan geçen 40 yıla ve Amerika'nın dünyanın en şeffaf ülkesi olmasına rağmen, Kennedy Suikastı'nın "Kalıcı Gerçek"i hala ortaya çıkarılmadı.

İstanbul sinagoglarına dönük "İkiz Bombalar"ın, AK Parti iktidarını istikrarsızlığa sürüklemek veya Kıbrıs konusunda uyarı niteliği taşımak gibi bir dürtüyle patlatıldığı varsayımlarına gelince..

Bunun için bomba patlatmaya gerek yok ki.

AK Parti iktidarı hangi önemli konuda adım atmak istese, Ankara'nın "Statüko Kaleleri"nden hemen atışlar başlıyor.

AK Parti de, hemen geri adımlar atıyor.

AK Parti'yi, tabanı, Avrupa ve dünya ile uzaklaştırmak için, bu geri çekilmeler, zaten yeterli değil mi?

ŞAKA

Çankaya tatilde!
Çankaya Köşkü, gerçekten "Kamusal Alan"mış meğer.

Çünkü kamusal alanda, cumartesi pazar günleri, tatil yapılır.

İstanbul'daki bombalar, bütün dünyayı yerinden oynattı.

Ama Sayın Sezer, hafta sonu tatilini kesip İstanbul'a gelmedi. Ölenlerin ailelerini, yaralıları, sinagogları ziyaret etmedi.

TÜRKİYELİLİK

Türkiye mozaiği mi, "Ebru"su mu?
Yazar Mario Levi'nin TÜSİAD'ın "Görüş" dergisinde yayınlanan ve Yahudiler'in Türkiye'deki varlıklarını irdeleyen yazısında, çok anlamlı bir bölüm vardı.

Levi, çok sık kullanılan "Türkiye Mozaiği" kavramı yerine, "Türkiye Ebrusu"nu gündeme getiriyordu.

Mozaikte, çok renk vardır. Ama her renk birbirinden ayrıdır. Ebruda ise, renkler birbirlerinden de renk alıp, yeni renkler oluşturur..

Sade Türkiyeli Yahudiler'in değil, bu topraklardaki farklı etnik kökenli, farklı dilli, farklı dinli ya da mezhepli toplulukların da birliktelikleri, gerçekten bir ebru gibidir..

Veya öyle olmalıdır.

Sinagoglara dönük bombalar, Almanya'da veya anti-Semitizme uzak ve yakın tarihte sahne olmuş diğer ülkelerde patlatılsa, bu gerçekten başka ve tehlikeli siyasi işaretler olarak algılanır.

Ama "Türkiyelilik" kavramı içinde soykırım ayıbı yok!

Bu açıdan Türkiyeli Yahudiler'e veya Türkiyeli herhangi bir kesime dönük saldırı, Türkiye'ye saldırıdır.

Bunu herkes çok iyi biliyor.

Mesajlarınız için: mbarlas@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır