kapat
17.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Köhnemiş adalet sistemiyle Türkiye'ye yabancı zor gelir

Abdullah Gül, yabancı sermaye için düzenleme yapıldığını belirtti ve ekledi Herkes başım belaya girdiğinde güvenebileceğim hukuk sistemi var mı?' diye soruyor. En büyük reformları hukuk sisteminde yapmalıyız

Abdullah Gül Kayseri'de ekonomi servis yöneticileriye yaptığı bir saat süren toplantıda AB, Kıbrıs, ekonomi alanında önemli mesajlar verdi. Gül, Tütkiye'ye yabancı sermaye gelmesi için her türlü yasal düzenlemeyi yaptıklarını ancak, artık köhneleşmiş hukuk sistemi nedeniyle sermayenin Türkiye'yi tercih etmediğini söyledi. Gül, Avrupa Birliği konusunda da Türkiye'nin kritik bir dönemeçten geçtiğini söyledi ve ekledi "AB bize hayır dese bile Türkiye yoluna devam eder. Yaptıklarımızdan pişmanlık duymuyoruz."

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, her AB raporu ve AB'yi ilgilendiren her toplantıdan sonra Türk vatandaşlarının, 'AB bizi almayacak, ister gibi yapıyorlar ama gerçekte istemiyorlar' düşüncesine kapıldığını belirtti. Gül, "Sizde de böyle bir duygu oluyor mu'' şeklindeki soru üzerine ise şunları söyledi

"Doğrusu ona bakmıyorum. O zaman şaka mı yapıyoruz hepimiz? Bütün sivil, devlet kurumları bile bile lades mi diyoruz? Bile bile oyun mu oynuyoruz? Eğer öyleyse, o zaman çok daha tehlikeli bir şey var ortada. Hepimiz birbirimize yalan söylüyoruz demektir. AB içinde birçok akımlar var şüphesiz. Çoğulcu bir dünya bu çoğulcu dünya içinde Türkiye'nin AB'ye katılmasına (hayır) diyen liderler var, akımlar var, toplumlar da var. Ama (evet) diyenler de var. Bence, (evet) diyenler çoğunlukta. Bu, yüzde 100 olacak anlamı çıkmaz ama biz madem ki 50 yıldır bu yolu yürüdük, geldik, şimdi önümüzde 6 aylık kritik bir süreç var. O zaman bize düşen görev şu, AB'ye en ufak bir mazeret bırakmamak. Sonunda tutun ki AB Türkiye'ye (yok) dedi, büyük bir hata yaptı. Kendileri bilir. AB zaafa uğrar, bu üyelik herhangi bir ülkenin üyeliğinden daha farklı bir anlam taşır. Modern ve müslüman bir ülkenin AB içinde olması onların kazancıdır. Bundan Türkiye kaybetmeyecek. Yapılanlardan dolayı, biz nedamet duymayacağız. Ne yazık ki acı olan şu ki, bir dış dinamo ile bunları yapıyoruz. Gönül isterdi ki, siyasi liderlikler (bu benim siyasi sorumluluğumdur) diye yapmış olsaydı.''

KRİTİK DÖNEMEÇ
AB konusunda önümüzde çok kritik bir süreç bulunduğuna işaret eden Gül, 1 ay içerisinde eksik kalan bir çok düzenlemenin gerçekleştireleceğine dikkat çekti. Gül, 2004 yılının sonuna kadar olan kritik süreci, "1 Mayıs 2004'e kadar" ve "Mayıs 2004'ten Aralık 2004'e kadar" olan süreç olmak üzere ikiye ayırabileceklerini kaydetti. Gül, şöyle devam etti "Uygulamada şu anda biraz gerideyiz ama birkaç ay içinde çok önemli gelişmeler olacak. Uygulama deyince, yasaların uygulanabilmesi için bazı yönetmeliklerin çıkması gerekir. Milli Güvenlik Kurulu Yönetmeliği, Sayıştay Yönetmeliği, RTÜK Yönetmeliği, Milli Eğitim Bakanlığı... Bunlar 1 aya kalmaz çıkar. Dolayısıyla uygulamada en önemli şey geçilmiş olur. Muhakkak daha yapılacak birçok şey çıkabilir ama hükümetin kararlılığı çok açık. Öncelik AB olduğu için, bu konularda ben yüzde 100 başarı sağlayacağımıza inanıyorum. "

ÖZELLEŞTİRME BAŞARISIZ
Abdullah Gül, ekonomideki birtakım gelişmelere rağmen özelleştirme ve yabancı sermayede sorunlar bulunduğunun belirtilmesi üzerine ise özelleştirmede hedeflerin gerisinde kalındığını kaydetti. 300 küsur milyon dolar özelleştirme gelirine karşılık hedefin daha büyük olduğuna işaret eden Gül, yabancı sermaye açısından da birçok reform yapılmış olmasına rağmen hâlâ Türkiye'nin cazip ülke durumuna gelemediğini vurguladı. Abdullah Gül, şöyle devam etti

"Bunun birçok nedenleri var. Bunlardan bence en önemlisi hukuki yapı. Türkiye'nin yenileşmeye en çok ihtiyacı olan, en çok köhneleşmiş yapısı adalette gözüküyor. Hâlâ herkes şunu düşünüyor ki, başım derde girdiğinde objektif, gerçekten güvenebileceğim bir hukuk düzeni var mı yok mu? Bu konuda maalesef bu bir gerçek henüz fazla bir şey yapılabilmiş değil. En büyük reformların hukuk düzeninde yapılması gerekir. "

Bakan Gül, bankacılık yasa tasarısında geriye dönük uygulamalar içerdiği, marketlerle ilgili düzenlemenin de sınırlamalar getirdiğine ilişkin yakınmaların anımsatılması üzerine "Onların hepsi taslak. Taslaklar tartışılmadan önce hazırlanır. Burada sorun olduğunu biz de biliyoruz. Gerekli düzeltmeleri yapıp adımları atıyoruz" diye konuştu.

Ortam değişti, artık çok çalışmaktan şikayet geliyor
Abdullah Gül, ekonomide yaşanan olumlu gelişmeleri Kayseri'li Boydak Grubu'nu örnek göstererek anlattı. Gül, 1.5 yıl önce Boydak'ın fabrikalarını sıkıntıları paylaşmak için ziyaret etmişti. Hacı Boydak, işcilerine bir hafta geç maaş ödediği için hıçkırarak ağlamıştı. Şimdi 7 gün 24 saat çalışıyorlar. Tabii bugünlerde işçiler Hacı Bey'e 'Çok çalışmaktan eşimizle, çocuklarımızla yabancılaştık' diye şikayet mektupları yazmaya başlamışlar. "Bu, Türkiye'de güzel şeylerin olduğunun göstergesidir" diyen Gül, yapılan beklenti anketlerinin de olumlu çıktığını anımsattı. Beklentinin olumlu olmasının hükümete olan güveni gösterdiğini ifade eden Gül, şunları kaydetti "Ben gerçekçi bir insanım, her şeyi toz pembe gösteriyor değilim. Ama 1 senenin bir mukayesesini yaparsak bugün olağanüstü iyi durumdayız. Rehavete kapılmamalıyız. Ne biz her şeyi yaptık havasına sokmalı bizi, ne de önümüzdeki problemleri görmemizi engellemeli."

Bakan Abdullah Gül, ekonomik parametreler kadar, siyasi gelişmelerin piyasalar üzerine etkisini gidermek için bir mesajınız olacak mı? sorusu üzerine ise hükümetin Türkiye'nin başarılı olması için bütün enerjisini işlerine vermek istediğini söyledi.

IMF'nin şerefini biz kurtarıyoruz
Abdullah Gül, ekonomide yaşanan gelişmelerle ilgili bir soruyu yanıtlarken de, hükümetin ekonominin gereklerini yerine getiren çabalarına değinerek şakayla karışık, "Gidişat ortada. IMF'nin neredeyse şerefini biz kurtarıyoruz. Öyle değil mi? Açık konuşalım öyle. Eldeki tek başarı hikayesi Türkiye'' dedi. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Gül, tarımda önemli gelişmeler olduğunu, önümüzdeki yıllarda tarımda, özellikle hayvancılıkta büyük bir patlama olacağını belirtti.

Seçim sonrası Kıbrıs'ta yeni hamle yapmak gerek
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan'ın KKTC ziyaretini "Anavatanın yavru vatana sahip çıkması şeklinde görmek gerekir'' diye yorumladı. Gül, şunları kaydetti

"Kıbrıs'ta seçimin gayet dürüst bir seçim olacağı ortada. Şüphesi olanlar gitsin seçimi gözlesinler. Tüm uluslararası kuruluşlara davetiye gönderdik (gelip takip edin, sonra konuşmayın) diye. Burada benim söylemek istediğim şu Yeni bir dönem. Bu yeni dönemde herkesin toparlanması lazım. Her şeye bakılıp bundan sonra gayet kararlı, aynı zamanda samimi bir şekilde uzlaşma çabasını ortaya koymak gerekir. Aynı gayret, aynı samimiyet, aynı dürüstlük karşı taraftan da gelirse o zaman bir neticeye varılabilir. "

İstihdama teşvik gelsin 4 milyon kişiye iş bulalım
Abdullah Gül'ün konomi servisi yöneticileriyle görüşmesine katılan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, yatırım ortamının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Hisarcıklıoğlu, Başbakan Erdoğan'ın üye sayısı 4 milyon olan TOBB ve TESK'e yönelik 'herkes yanına bir kişi alsın ve işsizlik problemi ortadan kalksın' çağrısına da değindi. TOBB Başkanı, bunun yapılabilmesi için Ekonomik Sorunları Değerlendirme Kurulu'nda mutabık kalınan, ilave istihdamda muhtasarın yüzde 90'ının, sigorta priminin de yüzde 20'sinin alınmayacağı kararını hükümetten beklediklerini söyledi.

Yavuz SEMERCİ


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır