|
 |
|
AHMET HAKAN
Türban-başörtüsü
Türban konusunda bir daha yazı yazmayacağıma dair kendi kendime verdiğim sözlerin hiçbirini tutamadım.
Tam "mavi göğün altında" bu konuda söylenmedik tek bir sözün bile kalmadığına, bütün tezlerin karşılıklı olarak ortaya konduğuna inanmışken, bu inancımı sarsan öyle bir tartışma başlıyor ki, birden kendimi türban üzerine yazarken yakalıyorum..
Bu durum fena halde canımı sıkıyor..
Oysa sözün kıymetinin kalmadığı zamanlarda susmak konuşmaktan daha değerlidir..
****
Eğer bugün bir kez daha susmak yerine konuşmayı tercih ediyorsam, bunun nedeni, sözüme kıymet vereceğini umduğum Mehmet Tezkan'ın "Uzlaşmanın yolu başörtüsünden geçer" başlıklı dünkü yazısında öne sürdüğü tezdir..
Mehmet Tezkan "başörtüsü" ile "türban" arasında bir ayrım yapıyor ve çıkış noktasının bu ayrımda gizli olduğuna dikkat çekiyor. Tezkan'a göre türban siyasi İslam'ın simgesi, başörtüsü ise Anadolu'da yüzyıllardır kullanılan geleneksel bir giysi.. Yine Tezkan'a göre başörtüsü takanlar çoğunlukta, türban takanlar azınlıkta.. Ama azınlıkta olan türbanlılar, başlarına örttükleri örtüye 'başörtüsü' diyerek, türbanı meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
****
Bana göre Tezkan'ın bu yaklaşımı sorunlu ve yeni açıklamalara muhtaç..
Çünkü Tezkan, şu önemli sorunun yanıtını vermiyor "Türban ile başörtüsünü nasıl ayırt edeceğiz?"
Oysa öncelikle bu soruyu yanıtlaması, yani şekli olarak türbanı ve başörtüsünü tarif etmesi gerekir.. Bu tarifin ardından da "Eğer başlarını türban formuyla örten kadınlar, bir anda başörtüsü formuna geçerlerse sorun bitecek mi?" sorusuna yanıt aramalıdır. Bana göre böyle bir form değişikliği olsa bile, yani türban takan kadınlar bir anda radikal biçimde baş örtme biçimlerini değiştirseler dahi, bu dönüşüm yasaktan yana olanları zerre kadar etkilemeyecektir.
Çünkü sorun bir form sorunu, bir şekil sorunu değil.. Çünkü yasaktan yana olanlar, üniversiteye giden genç kızların başlarını örtmelerinin görüntüyü bozduğuna inanıyorlar. Okumuş yazmış bir genç kızın, geleneksel örtüyü fırlatıp atması gerektiğine inanıyorlar.. Yani işin içinde sınıf sorunu var, kültürel sorunlar var. Bu yüzden geleneksel başörtüsünden bir uzlaşma çıkmaz.
İkna olmadıysa Tezkan'a yasaktan yana olanlarla bu konuda küçük bir sohbet yapmasını öneririm..
GÃœLÃœMSETEN YAPAYLIK
Gülben Ergen, Kaya Çilingiroğlu için hastaneye koşanlar arasında.. Duyduğumda gülümsedim çünkü mesaj çok doğrudandı. Herhalde şöyle demiştir "Benim başıma kaset olayı geldiğinde Hülya Avşar, bir zarafet örneği sergilemiş ve bana destek çıkmıştı. Şimdi benim için de zarif bir karşılık vermek için fırsat doğdu.. Bu fırsatı kaçırmamalıyım." Şundan da eminim Gülben Ergen, bu yaklaşımını danışmanlarıyla da paylaşmış, onlar da bilmiş bir tavırla, "Tabii ki Gülben, hemen gitmelisin, imajın açısından çok iyi olur" demişlerdir.
Bu müthiş yapaylık karşısında ya sinir olur saçınızı başınızı yolarsınız ya da anlayışlı bir edayla gülümsersiniz. Ben ikincisini yaptım.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
