kapat
13.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°
limasollu
TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL



GREENCARD

UMUR TALU


Bize gerçeği söyle!

ABD'de şu sırada bir konser dizisi var. İngiliz folk-rockçı Billy Bragg'ın başını çektiği, Lester Chambers grubu, gitarist Steve Earl, Tom Morello gibi müzisyenlerin de katıldığı bir turne bu.

Turnenin adı, "Bize gerçeği söyle!" ( www.tellusthetruth.org)

Dertleri, Bragg'ın sözleriyle, "uzun süredir gerçekten önemli haberleri vermeyen" medyaya karşı halk duyarlılığını harekete geçirmek. Gazeteciliğin sinir uçlarını uyarmak. Tekelleşmeye gaz verecek düzenlemelere karşı muhalefete ses vermek.

"Bize gerçeği söyle!" haykırışı, yalanlarla uyutulan ve haksız savaşlara rıza üretilen "çok gelişmiş" ABD'de hayati sorun.

Nitekim, karısının CIA ajanlığı yönetim tarafından deşifre edilen büyükelçi Joseph Wilson da misilleme olarak bir raporu sızdırdı.

Emekli Hava Albay Sam Gardiner'in "Gardiner Raporu", "Irak'a saldırı ve işgali pazarlayabilmek için ABD yönetiminin imal ettiği 50 olay"ı ortaya koyuyor.

Yani büyük yalanları. "Gerçeği söylemeyen yönetimler"in "gerçeği söylemeyen medya" marifetiyle "gerçekleri öğrenemeyen" insanları kandırışını.

(İlgilenen için www.earthisland.org/project/viewProject.cfm?subSitelD=44 )

"Daha çok şeyin bilindiği"nin varsayıldığı bu çağda, "Bize gerçeği söyle!"

****

Tarih kitaplarının safsatalarla doldurulduğu...

Öğretmenlerinden hep aynı teraneleri tekrarlamalarının beklendiği...

Öğrencilerinden sadece övünmelerinin, sırayı bozmamalarının, ezberleyip durmalarının, şablonları sorgulamamalarının istendiği...

Üniversitelerinin tek tip yönetmelik, düşünce ve kalıplar içinde eğitime zorlandığı...

Yetişkinlerinin düşünmeden, merak etmeden, özeleştiri duyarlılığı kazanmadan sözde olgunlaşıp "kendileri gibi" çocuklar yetiştirmeye uğraştığı...

Burjuvazisinin çok geç zahmet buyurup avdet ettiği "demokratikleşme" evresinde bile sosyal ve ekonomik demokrasiye dair tek kelime öğrenemediği...

Silahlı Kuvvetleri'nin milletin geleneksel güven ve saygısını yanlış yorumlayıp her türlü eleştiri ve sorudan muaf sayıldığı...

Toplumun çoğunluğunda ya da hakim azınlığında bunun "normal" kabul edildiği...

Her gün "demokrasi" diyen başbakanının parti kongresinde en ufak farklı sese bile tahammül edemediği...

Adı "anamuhalefet lideri" olanın dahi, partisi içinde en küçük muhalefetten nefret ettiği, grup toplantılarında kimseyi konuşturmadığı...

"Demokratik yollardan" parti lideri olanların neredeyse tümünün, hep "demokrat" geçinirken, partilerinin içinde hiçbir itiraz istemediği...

Siyaset yaptığını sananların çoğunun bu "demokratik emir-komuta" düzeninden hiç rahatsızlık duymadığı...

Darbelerin zaten gerçekleri öldürmeye, gerçekleri söylemek isteyenleri susturmaya adandığı...

"Halk", "Demokrat", "Adalet", "Doğru", "Anavatan", "Demokratik" gibi ön adlar takan partilerin de, gerçeklerin gizlenmesi, dile getirilmemesi için en şiddetli baskılardan en yavşak ilişkilere kadar her yola başvurduğu...

Bir zamanlar "ajanslar"ı kahvelerde terennüm ederek her şeyi öğrenip bildiğini sanan, sonra tam tersine, güvenini kaybettiği için sadece kendi bildiğini doğru sanan bir toplum dokusunun bulunduğu...

Medyasının, grup çıkarı, ülke menfaati, reklam müşterisi, asker korkusu, iktidar avantası, tatlı hayat gibi "gerçekler" yüzünden, gerçekleri çarpıttığı, gerçekleri yuttuğu, yamulttuğu, sustuğu ya da boş konuştuğu...

Tarih adına, millet adına, milliyet adına, din adına, laiklik ve Atatürk adına, çağdaşlık adına sürekli yalan söylenen bir ülkede...

"Bize gerçeği söyle!" şarkısı hayatidir.

Var mı söyleyen!

Mesajlarınız için: utalu@turk.net

Fax: 212 280 05 51 Tel: 0 537 660 71 21


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır