kapat
02.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°
limasollu
TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL



GREENCARD

LEVENT TÃœZEMEN


Kafayı değiştirt!

Tarih; 20 Nisan 2002.. Yer Leeds United'ın Elland Road Stadı.. G.Saray UEFA Kupası'nda İstanbul'da 2-0 kazandığı maçın rövanşına çıkıyordu. Taksim'deki çıkan olaylarda öldürülen iki İngiliz taraftar yüzünden kentin üzerinde ölüm bulutları dolaşıyordu. İngilizler'in talebi ve UEFA'nın talimatıyla hiçbir Türk seyircisi maça gelemeyecekti. Spor medyasının dışında Türkiye'nin ünlü siyasi köşe yazarları da Liverpool'daydı. İngiliz polisi medyayı uyardı "Yalnız gezmeyin. Publara asla gitmeyin. Otelden dışarı çıkmayın."

Maçtan bir gün önceki idmanda stadı dolaşırken gözüme takılan kombine tribünlerindeki bir koltuğa iliştirilmiş kağıtta şöyle yazıyordu "Burada oturan kişi sahaya yabancı madde attığı için 6 ay maç izlememe cezasına çarptırılmıştır."

İngiltere'deki stadlarda tel örgüler yok. Tribünler kameraların gözetiminde. Kurallar "Hammurabi kanunları" kadar güçlü. Üzerinde silah bile taşımayan polis allah gibi.. Sıkıysa sahaya atla, sıkıysa yabancı bir cisim at..

Müthiş gerimli bir ortamda Leeds'le oynadı G.Saray. Medya özel korumaların etten duvarı ardında maçı izledi. Yedek kulübeleri tel örgüsüz tribünlere çok yakındı. İngiliz taraftarların bağırışları burnundan soluyan öfkeli boğa gibiydi. Onca gerilime rağmen sahaya hiçbir şey atılmadı, G.Saray kulübesi asla taciz edilmedi, medya mensupları da görevlerini hiç baskı görmeden rahatça yaptı. Fişlenmiş İngiliz fanatikler de maçı polis gözetiminde demir parmaklıklı bir odadan izledi. Maç 2-2 bitti; herkes paşa paşa evine gitti..

Türkiye'de her derbi maçı öncesi vilayette "Nasıl önlemler almalıyız?" diye toplantı yapılıyor. Vali, İl Jandarma, İstanbul Emniyet Müdürü ile üst düzeydeki polis şefleri katılıyor. Herşey şemalarla anlatılıyor ve her derbi için 4-5 bin polis görevlendiriliyor. Sonuç hep hüsran oluyor.

Beşiktaş-G.Saray maçında bozuk para yağmuru, tehdit, küfür ve localarda yakılan meşalelerden aşağı düşen kurumlar arasında görev yapmaya çalıştım. Medya tribününü sırf sindirmek amacıyla bile bile fanatik taraftar arasına yerleştiren Beşiktaş yönetiminin bu zihniyetini kınıyorum. Hedef belli "Sıkıysa Beşiktaş aleyhine yazın.."

Dünya Kupaları'na gittim, çok Avrupa maçı izledim. Basın tribününün şeref tribününden ayrıldığını hiç görmedim. Neymiş efendim; stad Beşiktaş'a aittmiş, istediği gibi at koştururmuş. Türkiye'de olur da, sıkıysa bu tacizleri Avrupalı medyaya uygulattır. Yedek külübesini yine bir Avrupa maçında tribünlere kadar yanaştır. Sonra da çakmak at, bozuk para at.. Bak bakalım o zaman Edirne'den dışarı çıkabiliyor musun?

Bir de yüzümüz kızarmadan "Tel örgüler kalksın" kampanyası yapıyoruz. Kimin için? Kafa yapısı futbolda yaşadığımız çıkışın gerisinde kalmış insanlara mı? Bizim insanımız futboldan keyif almak istemiyor, "Nasıl hakaret ederim? Nasıl küfürlü slogan üretirim?" felsefesiyle yaratıcılığını şiddet ve gerilim üzerine kullanıyor. Yöneticiler de bu zihniyetin paralı tutsakları oluyor.

"Önce kafalar değişmeli" sözü çok banal kaldı. Çözüm kolay. Çıkaracaksın kanunu, değiştirteceksin kafayı.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır