kapat
02.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°
limasollu
TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL



GREENCARD

MANSUR FORUTAN


Değiştirin kadrajı...

Benjamin Disraeli "ülkelerin gelişmişliği milli marşlarının uzunluğuyla ters orantılıdır" der. Şimdi buna yeni bir ölçü daha eklenebilir galiba. Bayrak uzunluğu... Cumhuriyetimizin sekseninci yılı şerefine 800 metre uzunluğunda, Guiness Rekorlar Kitabı'na girmeye aday bayrağı görünce, Disraeli'nin teorisini revize etmesi gerektiğini düşündüm.

Sonra, günlerce durmadan, uyumadan davul çalan adam, dünyanın en büyük pastası ve benzeri rekorların yanında bizim de en uzun bayrağı yaparak literatüre giriyor olmamız karşısında fevkalade duygulandım. Bu yıl rekorlar kitabına giremezsek seneye gireriz. İşte gelişen cennet vatan!

Ülkenizden memnun musunuz sorusuna, evet diyenlerin oranı sadece yüzde dörtken, daha uzun bir bayrakla telafi ederiz bu ufak aksaklığı...

Zorla Onuncu Yıl Nutku ezberletilen bir kuşağın ezik bireyi olarak ben de mutsuzum.

Tüketebileceğimizden çok daha fazla Cumhuriyet palavraları üretildi seksen yıl boyunca. Ve bu üretim fazlasını kakalayacak yer de kalmadı. Onun için kendimi doğaya, börtüye ve böceğe veriyorum.

Çok genç bir Cumhuriyet'ten söz etmek istiyorum. Evimi mesken tutan bir karınca cumhuriyetinin varlığını 29 Ekim sabahı tespittim.

İşçileri var, polisleri var, askerleri var...

Anlayamadığım tek şey benim mutfağımda ne işleri olduğu. Yani yiyecek bir şey olsa zaten ben yerim.

Bulabilecekleri en iyi şey, bir gece önceden kalma pizza kenarları, ki bu kenarlar genelde kahvaltı mönümün en önemli bölümünü oluşturur.

Çaya daldırıp kemiririm. Kahvaltı günün en önemli öğünü olduğundan dikkat ederim.

Karınca kolonisinin sersemi de beni bulur. İşim gücüm yok bir de onlara kırıntı bırak! Hayır onlardan kurtulmayı düşünmüyorum. Çok sevimliler. Zaten büyük bir olasılıkla tası tarağı toplar başka bir eve giderler.

Tezgahın üzerinde salak salak dolaşıp duruyorlar. Orta boy extravaganza pizza kenarı bıraktım, keyifleri yerinde şimdilik.

Karıncaları güvenceye aldıktan sonra kendimi sokaklara verdim 29 Ekim günü. Her nasılsa Karaköy'de buldum muhteşem gövdemi. Sokaklar bomboş. Ne trafik var, ne park eden arabalar, ne korna sesi, ne seyyar satıcılar, ne de oradan oraya koşuşturan insanlar. Terk edilmiş adeta... Daha önce bilmediğim, adım atmadığım yerlere gittim.

İnanır mısınız sanki başka bir ülkedeymişim gibime geldi. Meğer ne kadar güzelmiş, ne kadar büyülüymüş şehrin bu köşesi. Kadraj değişince iyi oluyor, yumuşuyor insan...

Ara sokaklara sıkışmış bakımsız ama hâlâ güzel binalar karşısında duygulandım.

Gürültüden, patırtıdan ve bıyıklı lekelerden arınınca, Karaköy muhteşem oluyormuş. Beyaz Türk'lüğüm tuttu. Buralarda kafeler, barlar, sergiler olsa, insanlar yaşasa ne güzel olur diye proje yaptım kendimce.

Yapacak daha iyi işiniz yoksa, bir pazar günü buraya gelin ve kaybolun. Tamam karınca beslemek zorunda değilsiniz ama Cumhuriyet'e kırgınsanız kadraj değiştirmenin faydalı olduğunu söyleyebilirim. Çünkü beklediğimiz değişikliğin ne zaman olacağını pek bilen yok.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır