|
 |
|
MEHMET TEZKAN
Etsiz salamla korsan kaset..
Ekonomik göstergeler ne derse desin, sokağın durumu hiç iyi değil..
Pazar pazar moralinizi bozmak istemem ama, gerçek böyle..
Kriz atlatıldı ancak bu, vatandaşın cebine yansımadı..
Şu iftar çadırlarının haline bakın.. İnsanlar bir kap yemek için saatler önceden kuyruğa giriyor..
İzdiham yaşanıyor..
İftar çadırı kurmayan belediyeler de yemek dağıtıyor.. İnsanlar tencerelerini alıp gidiyor, sıcak yemek alıyor.. Sadece Bakırköy Belediyesi günde üç bin kişiye yemek dağıtıyormuş.. Gerisini siz düşünün..
Diyarbakır'da yemek dağıtımı sabah 5'te başlıyor.. İnsanlar daha gün ağarırken, iftarlık yiyeceklerini almak için sıraya giriyor..
Bunlar en alttakiler..
Bir kap yemeğe muhtaç olanlar..
Bir de kıt kanaat geçinenler var.. Kendi yağı ile kavrulmaya çalışanlar.. Yani ayda 400-500 milyonla evini geçindirmeye çalışanlar..
Bu kesim için yeni bir endüstri doğdu..
Bu yeni endüstri dar gelirlilere de iftar sofrası kurduruyor.. Salamıyla, sucuğuyla, balıyla, peyniriyle..
Salama bakıyorsunuz; salama benziyor ama içinde et yok..
Sucukta da, salamda da et yok..
Soya proteini, tavuk derisi, hayvansal yağ ve baharatla karıştırılıyor.. Oluyor size sucuk, salam, sosis..
Kaşar peynirinde ise süt yok.. Soya var..
Fiyatı gerçeğinin yarısı, üçte biri..
Peki ortada bir sahtekarlık var mı?
Yok.. Kimse kimseyi kandırmıyor.. Çünkü herkes bilerek alıyor.. Salamda et olmadığını biliyor ama o tadı verdiği için alıyor.. Nefsini köreltmek için alıyor.. Çünkü gerçek salamı almaya gücü yetmiyor.. Gerçeğine talep olmadığı için çoğu market artık bu ürünleri satıyor..
Türkiye işte bu hale geldi..
Sektör giderek büyüyor.. Çünkü yoksulluğun önüne geçilemiyor..
Geçilemediği için de hem taklit mal, hem korsan mal, hem de ikinci el mal kıymete biniyor..
Geçen hafta "A Takımı"nda Savaş Ay Şırnak'ta enfes röportajlar yaptı..
Bir dükkana girdi.. Daha "İşler nasıl" demeden dükkandaki genç sözü uzatmadı
"Bizimki saÄŸlam iÅŸ deÄŸil."
"Neden?'
"Korsan vcd satıyoruz."
"Madem saÄŸlam deÄŸil, satma."
"Orijinalinin bana maliyeti 12 milyon lira. Adamlar ayda 150-200 milyon zor kazanıyor.. Onlara orijinalini kaça satacağım; almazlar ki.. Korsanla idare etsinler."
Ãœlkede durum bu..
Birçok kimsenin gücü, aslını almaya yetmediği için, bir süre daha sütsüz peynir, etsiz salam, korsan kasetle idare edeceğiz..
Beşiktaş'ı seyircisi yaktı..
Beşiktaş bir tek engeli aşamadı..
Bu ne Galatasaray'dı, ne de maçın hakemi..
Beşiktaş'ı bu kez kendi seyircisi yaktı.. Öyle büyük yanlışlar yaptılar ki, Galatasaray'ın ekmeğine resmen yağ sürdüler.. Beşiktaş'ın galibiyetini engellediler..
Neden mi?
Beşiktaş ilk yarıda tempolu bir futbol oynadı.. Özellikle ilk yirmi dakika rakibini bir hayli hırpaladı.. Galatasaray'ın dengeyi sağladığı dakikalarda ilk yarı bitti..
Beşiktaş ikinci yarıya da tempolu başladı.. Lucescu her zamanki gibi 60-65. dakikaya kadar rakibini yoracak, bu dakikadan sonra yaptığı değişikliklerle gol arayacaktı..
Planı Galatasaray değil, Beşiktaş seyircisi bozdu..
55. dakikada kapalı tribünde onlarca meşale yaktılar.. Göz gözü görmediği için hakem maçı durdurdu.. Üç-dört dakika bekledik.. Maç başladı, bir-iki dakika sonra bu kez eski açıkta meşaleler yakıldı.. Ortalığı yine sis bastı.. Beşiktaşlı taraftarlar bununla da yetinmedi.. Ellerindeki meşaleleri Galatasaray tribününe fırlattılar.. İşte o an iş çığrından çıktı.. Maç durdu..
İkinci yarıda maçın 10 dakika durması kime yaradı?
Galatasaray'a.. Beşiktaş'ın hızını kesmek isteyen onlardı.. Oyunu soğutmak isteyen onlardı.. Beraberlik isteyen onlardı.. Beraberliğe sevinenler de onlar oldu..
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
