kapat
02.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°
limasollu
TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL



GREENCARD

Ä°LKER SARIER


Seyyar randevuevinin "ekonomik" bilançosu

Bütün gün evrak incelemekten Rıza Bey'in imanı gevremişti. O dalgınlıkla, durağa usulca yaklaşan otobüsün numarasına bakmadan daldı içeri, ön koltuklardan birine oturttu.

Otobüs birkaç manevradan sonra E-5'e çıkıp Pendik istikametine yöneldi.

Koca otobüste sadece ön tarafta iki koltuk vardı, bir de şoför ile muavini...

Arka taraftan da şarıl şarıl su sesi geliyordu.

Rıza Bey sudan huylandı

-Sizin otobüs galiba su akıtıyor, halbuki yağmur da yok.

Muavin sırıttı

-Su kaçırmıyo abi, arka tarafta bir yolcu duş alıyor.

Rıza Bey muavinin şaka yaptığını düşünerek, espriyle karşılık verdi

-Vallahi bu yoÄŸun trafikte yatak yorgan bile gerekiyor...

-Biz de yatak yorgan da var abi.

Muavin şaka yapmıyordu. Rıza Bey merakla sordu

-Nasıl yani, belediye otobüsünde yatak yorgan ha?

-Bizim otobüs özel abi... Az yolcu taşıyoruz ama yolculara özel hizmet sunuyoruz.

-Nasıl bir özel hizmet?

-Maksat yolcular trafikte geçen zamanı iyi değerlendirsin... O yüzden yataklarda kadın da bulunduruyoruz.

-Neeee, kadın mı?

-Her türlü ihtiyacı düşündük abi... Evden işe, işten eve koşturup duruyor insanlar... Aşka vakit mi var?

-Deminden beri duyduğum ah, uh sesleri oradan mı geliyordu?

-Evet, bazıları aşk sırasında fazla gürültü yapıyorlar.

Merak, Rıza Bey'in kafasını kurcalamaya başlamıştı. Biraz durdu. Yine sordu

-Akbil geçiyor mu bu otobüste?

-Geçmez...

-Peki bileti kaç para?

-Fiks menü, 35 milyon lira... İster iki durak git, istersen 20 durak farketmez...

Rıza Bey'in dudağı uçuklayacaktı şaşkınlıktan... Merak ile heyecan içini sarmaya başlamıştı. Otobüsün arka tarafını görmeden inemezdi bu otobüsten...

Utana sıkıla döndü muavine

-Bir de biz bakalım bari, diyebildi.

İnsan, sırf arkadaşlarına anlatmak için bile girerde böyle bir maceraya... Arka tarafa geçtiler. O sırada bir adam süzüldü ön tarafa doğru... herhalde demin yıkanan adamdı bu. Saçları jöleli, arkaya taranmıştı. Gözlerinden mutluluk akıyordu. Tedirgin hareketlerle ön tarafa geçti. Bostancı mıntıkasında arabadan indi.

Rıza bey, usulca yaklaştı, kapalı bölmelerden birinin perdesini araladı ki ne görsün?

Gerçekten bir kadın yatağa uzanmış, işveli gözlerle ona bakıyordu. Öyle de davetkar bakıyordu ki, adamda bet beniz attı. Ok yaydan çıkıyordu. Rıza Bey de nihayet bir erkekti. Muavine döndü

-Beni Küçükyalı'da indirmeyi unutma sakın... Yemeğe geç kalmak istemiyorum, diyerek perdeden içeriye süzüldü.

Otobüs Pendik'e, Rıza Bey ise hem eve doğru hem de aşka doğru gidiyordu.

Otobüsün ikide bir çıs-çıs diye fren koyması, yataktakileri çabucak "samimi" hale getirmişti zaten. Kendini bilmezlerin dışarda ikide bir çaldığı kornalar konsantrasyonu biraz bozuyordu ama olacaktı o kadarı da...

Küçükyalı'ya yaklaşırken Rıza Bey duşunu almış, giyinmiş, bilet parasını da ödemişti bile... Kuş gibi hafiflemişti.

Başı keldi, ıslanacak saçı olmadığından karısının huylanması imkansızdı.

Zaten hangi kadın böyle bir "aşk sektörünü" tasavvur edebilirdi ki, kocasından şüphelensin...

"Aşk otobüsü" buluşu, mümtaz Türk zekasının müstesna bir örneği idi.

Not Bu yazı ekonomi sayfalarına uygun düşsün diye, günde 1000 kişinin ziyaret ettiği (Ayasofya nüzesinden fazla) seyyar seks otobüsünün, mazot, tekerlek, hava pompası, duş suyu, şampuan, peçete, kolonya, şoför, muavin ve "ana sermaye" yatırım giderlerini hesaplayıp, bir işletme bilançosu çıkartmıştım ama yer kalmadı. Kusura bakmayın...


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır