kapat
26.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Demirel'den Bir yılın analizi

Seçimin üzerinden bir yıl geçmesine, birkaç gün kaldı. Bu bir yıl ile ilgili yorumunuz nedir?

Demirel "birkaç değerlendirme gerekir" dedi

- Türkiye'yi, raporlara geçen rakamlara göre, çarşı pazara göre ve genel beyanlara göre ayrı, ayrı değerlendirmek lazım.

"Değerlendirin öyleyse" dedik.

Değerlendirdi.

****

* Ülkemde siyasi istikrar var... Oy vereni de, vermeyeni de memnun eden bir durum bu... Demek değil ki herkes, herşeyden memnun... O ayrı... Ama istikrar var, yasa çıkarabilen bir Meclis var.

* Genel rakamlara bakıyorum... 2004'te yüzde 12 enflasyon hedefleniyor... Hedeften taviz verilmemeli... 2005'te enflasyon yüzde 5'in altına inerse, Türkiye çok rahatlar...

* Uzunca zamandır hiçbir malın yokluğu çekilmiyor... Belki pahalı... Ama çarşı, pazarda herşey var.

* Okullar açık... Yollar hareket halinde... Tarlalar sürülmüş... Köylü, bulabildiği kadar gübre atmış.

* 25 bin fabrikadan on bini çalışmıyordu... Çalışmayanlar, çalışmaya başlıyor... Kapasite giderek artıyor.

* İhracattan 45 milyar dolar döviz giriyor... Başbakanlığa ilk gelişimde Türkiye'ye ihracattan giren dövizin yüz katı.

* AB konusundaki gelişmeler memnuniyet verici.

* Bu makro pencereden değerlendirme... Türkiye'nin notunu yükselten şeyler işte bunlar.

Demirel

- Gelelim madalyonun diğer tarafına... En önemli noksan, işsizlik... Özellikle okumuş insan işsizliği... Yasa yapan, fakat yatırım yapamayan bir Türkiye... İçerdeki ve dışardaki yatırımcıya yeterince güven hala verilemedi.

****

Madalyonun diğer tarafı ile ilgili bir yorum daha

- Alt gelir gruplarının içinde bulunduğu geçim sıkıntısı... Sosyal yardımlaşma fonu ile yeşil kart uygulaması devam etmeli.

****

- Sayın Demirel... Bunları sayın Başbakan'a da söylediniz mi?

- Söyledim.

- Ne dedi?

- Dinledi.

****

Demirel

- Türkiye, pazar ekonomisine tam geçemedi... Ekonominin yarısı devlette... Özelleştirme 3-4 yıl içinde yapılamazsa, bugün erişilen durum ayakta tutulamaz... Ve bir şey daha... Siyasi iktidarın üniversiteye takılıp, kalması yanlış.

- Bunları da sayın Başbakan'a söylediniz mi?

- Söyledim.

****

Ve "bir yıl için" Demirel'in son sözleri

- Enflasyon yüzde onun altına indirilir, büyüme yüzde beşin üstünde tutulursa... İhracat 40-50 milyar dolar olursa... Türkiye eline, eteğine yapışılacak ülke olur.

Öğrencinin sorusu
Amerika'da bir Türk öğrenci, Demirel'e yaklaşmış

- Türkiye'nin geleceği ne olacak?

Süleyman bey "oğlum" demiş

- Bu nasıl soru böyle?.. Bari sen sorma.

Sahi, Amerika'daki bir Türk genci, böyle bir soruyu sorma ihtiyacını neden duyuyor?

Ayrıca...

Bu soruyu soran, sadece o genç değil ki.

Demirel

- Türkiye, korkutulmuş bir ülke... Borç batağına battı diye korkutulmuş... Türkiye'nin ihtiyacı moral, cesaret, kendine güven... Amerika'daki öğrenciye de bunu söyledim.

Masadaki kitaplar
Demirel'in çalışma masası "dosyalarla" doluydu.

GAP dosyası.

İstanbul dosyası.

Yatırımlar dosyası.

Ve daha pekçok dosya.

Masada kitaplar da vardı.

- Hangilerini okuyorsunuz?

"Bir kenara ayırdıklarını" gösterdi

- Bunları.

İşte "onlar."

* John Locke ve Siyaset Felsefesi.

* Amerikan Gücünün Paradoksu.

* Jeopolitik, Strateji ve Coğrafya. (ASAM)

* Futurewise Six foces of global change.

* Dünyanın en güzel tarihi.

* Kapalı Kutu Rusya.

'Amerika'da neler gördüm?'
Sayın Demirel.

Amerika'ya gittiniz, dolaştınız, döndünüz.

Yedikleriniz, içtikleriniz sizin olsun, gördüklerinizi dinlemek isteriz.

- Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceği çok önemli... Geçmişte de bazı sorunlar oldu.... Bunlara takılıp kalmamak ve geleceğe bakmak lazım.

- Geleceğe nasıl bakıyorsunuz?

- ABD, dünyanın okulu... Ve bu okuldan da bütün dünya yararlanır.

****

- New York'tan Pheledelphia'ya otomobille gittim... 200 metrelik otoyol... Altı şerit gidiş, altı şerit geliş... Ve yol dolu... ABD'nin ekonomik gücünün en önemli işareti... Ülkemde üç gidiş, üç geliş var... Doluluk, istediğim oranda değil.

New York'taki Türkler'den ziyaretime gelenler oldu.

Biri mühendisti.

KİSKA'nın, köprü inşaatında çalışıyormuş. Yüz milyon dolarlık iş.

Çok memnun oldum.

Sonra iki genç geldi.

Amerika'da gazete çıkarıyorlarmış. Master için Amerika'dalarmış.

Dediler ki

- New York'ta, parkta faytonlar var... Faytoncuların çoğu Türk'tür... Master yapan öğrencilerdir.

Bir Giresunlu geldi.

Manhattan adasının çevresinde, milleti, gemi ile gezdiriyormuş.

Sonra, 106 öğrencili bir okulun Türk müdürü geldi. Ardından, okul sahibi bir başka Türk. Hepsine şunu sordum

- Sorununuz var mı?

- Yok... Yeter ki Türkiye iyi olsun.

****

147 mağazanın bulunduğu bir alışveriş merkezinde bir Türk mağazası gördüm

SARAR.

Eskişehir'de, 24 metrekarelik bir terzi dükkanından, üç terzi çırağı çıkıyor.

Türkiye'de büyük yatırımlar yapıyor. Ve Amerika'da, kendi markasıyla, 16 mağaza açıyor.

Alkışlanmaya değer bir olay.

****

ABD hareket, bolluk ve refah ülkesi. Bir lokantada listeye baktım.

Şarap hariç, bir kişi 185 dolar.

Bir vitrinde, 2.300 dolara ayakkabı gördüm.

Tabii 20-30 dolara da var.

Refahı yaratan nedir?

Büyük demokrasi, özgürlük, liberalizm, teşebbüs gücü.

Demirel yurt içinden ve dışından "63 doktora" almış. Ama bu son gidişte, The State University of New York'un verdiği "Uluslararası Seçkin Dünya Vatandaşı" belgesi için "bu farklı" diyor

- Çok güzel bir belge.

Amerikalı'nın kafasında Türkiye ile ilgili neler var?
Soruyu, Demirel'e sorduk.

Demirel "ABD'deki ilk konuşmasını" anlattı.

30 Eylül'de New York'ta "200 Amerikalı'ya" konuşmuş.

Konu

Türkiye'nin, Irak Savaşı'ndan sonra, komşuları ve Amerika ile ilişkileri. Konuşmadan sonra Demirel'e "altı soru" sorulmuş

1. Irak ne olacak?

2. İsrail-Filistin sorunu.

3. Ordunun, siyaset üzerindeki etkisi.

4. Türkiye, ABD'ye nasıl bakıyor?

5. Türkiye-Rusya ilişkileri.

6. Ermeni (sözde katliamı) sorunu.

Demirel

- Amerikalı'nın kafasında işte bunlar var.

- Siz ne dediniz?

- Lazım gelen cevaplar verilmiştir.

Amerikalı'nın Irak fıkrası
Amerika, Irak'ı neden vurdu? Amerika'da bu konuda anlatılan "son fıkra" nedir? Demirel, dinlediği fıkrayı bize nakletti. Amerikalı ile Avrupalı'nın farkı ne?

Avrupalı, belinde bıçakla ormana girer. Eğer karşısına bir ayı çıkar ve saldırırsa, bıçağını kullanır.

Amerikalı ise uzaktan, dürbünlü tüfekle ormana bakar. Ayı görürse, "ormana girdiğimde bana zarar verecek" diyerek vurur.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır