kapat
26.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Türk aydınının demokrasi anlayışı

Ankara Üniversitesi ve Atatürkçü Düşünce Kulüpleri'nce düzenlenen "Cumhuriyet'e Saygı Yürüyüşü"nde o pankartı görünce içim cız etti.

Önde Atatürk'ün "demokrat aydınlar" yetiştirmekle görevlendirdiği rektörler, arkada "Ordu Göreve" yazılı 15 metre uzunluğundaki pankart.

Önde "Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti"ni sonuna kadar koruyup kollamaya ant içen öğretim üyeleri ve gençler, arkalarında Silahlı Kuvvetler'i "demokratik" düzeni yıkmaya çağıran darbe çığırtkanlarının utanç belgesi.

O pankartla Anıt Kabir'e kadar dayandılar. Rektörler Atatürk'ün huzurunda demokratik rejime bağlılık yeminini tekrarladılar, pankart dışarıda onları bekledi. Sonra yine rektörler önde, pankart arkada, Tandoğan Meydanı'ndaki mitinge gittiler.

Bu görüntüler orta yaşlardakilerde 43 yıl öncesinin hüzünlü anılarını canlandırdı. 1960 ilkbaharında önce avukatların cübbeleriyle sokağa dökülmelerini, ardından İstanbul Üniversitesi Rektörü Ord. Prof. Sıddık Sami Onar öncülüğünde öğretim üyelerinin yürüyüşünü. O yürüyüşler 27 Mayıs askeri müdahalesini getirmişti.

Ama o dönemler çoktan geçti. Ne Türkiye'de demokratik rejim tehdit altında. Ne dünyada darbeler moda...

Sadece Atatürk'ün ruhuna saygısızlık yaptılar. Bir de orduyu rencide ettiler, o kadar.

Mitingin sonunda YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz "uyandı" ve "Bu pankartları Türk üniversiteleri katiyen tasvip etmiyor. Bu marjinal bir gruptur ve bu yürüyüşle alakası yok" dedi. Nasıl yok?

Pankartta, yürüyüşün iki sorumlusundan biri olan "Atatürkçü Düşünce Kulüpleri Federasyonu" imzası yer alıyor.

Şimdi rektörlerimize o pankartın önünde yürümenin ayıbını temizlemek görevi düşüyor.

Askeri darbe isteyen "sivil" toplum örgütü Atatürkçü Düşünce Kulüpleri yöneticilerine gelince; önünüzde iki seçenek var

Ya derneğin adını değiştirip "Cuntacı Düşünce Kulüpleri" yapın. Ya da Türk halkından özür dileyip topluca istifa edin. Yerinize Atatürk'e yaraşır, demokrat Atatürkçüler gelsin.

Çünkü Atatürk ve Atatürkçülük, Politbüro zihniyetli emeklilerin ve bağnazların günlük meşgalesi olamayacak kadar önemli ve kutsaldır...

İftar çadırları ve davetler
Din alimleri orucun, "Tokun açın halinden anlamasını sağlamak için" farz kılındığını söyler.

O nedenle de hem iftar sofralarında ölçünün kaçırılmaması, hem de iftar davetlerinde yoksulların konuk edilmesi esas sayılır. Zaten Peygamberimiz de "En kötü davet, zenginlerin çağırılıp fakirlerin unutulduğu davettir" der.

Ancak son yıllarda Ramazan ve orucun amacına da, sosyal işlevine de gölge düşmeye başladı.

Bir yanda iftar çadırları önünde insan onurunu zedeleyen kuyruklar alabildiğine uzayıp giderken, bir yandan da 5 yıldızlı otellerde görkemli iftar davetleri yarışına girişildi.

Bu Ramazan'da da vişne yalancı dolması, mahmudiyye, dilber asideli kıvırcık salatası, av etleri tabağı gibi sosyetik yemeklerle süslü iftar davetleri vermeyi düşünenlere "Öteki Türkiye"yi unutmamalarını tavsiye ederiz. 1.8 milyon kişinin günde 1 dolarla, 10 milyon kişinin de günde 2 dolarla geçindiği Türkiye'yi...

Belediyelerin iftar çadırlarının masrafının bir bölümünü karşılayacak zenginlere ve sanatçılara da bir uyarımız var Hayırı "reklam" fırsatı yapmayın, vereceğiniz iftar yemeklerine ne kendiniz gidin, ne medyayı çağırın. Unutmayın;

Fatih Sultan Mehmet kurduğu vakıflara, yardımların gün karardıktan sonra yapılmasını emretmişti.

Mesajlarınız için: esafak@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır