kapat
26.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

UMUR TALU


Keser döner, sap döner, hesap döner!

Can Dündar, bütün duyarlılığı ile Sinan Kara'yı yazmış dün.

Üst üste davalarla, yerel iktidar intikamlarıyla durmadan hapse girip çıkan ve şimdi tekrar giren Datçalı gazeteci Kara'yı.

Demokratikleştiği söylenen Türkiye'de, düşünce, ifade ve basın özgürlüğü üstündeki "anormal para cezası ve hapis" tehdidinin en mahkum simgesi Kara'yı.

İyi yapmış.

Ben de sık sık yansıtmaya çalıştım.

Oralara koşup Sinan'a destek verenlerin duyarlılığını biraz olsun paylaşabilmek için.

Tuhaf yasaların değişebilmesi için.

O yasanın sahibi olmayan, hatta o gün karşı bile duran bugünkü iktidarın değiştirmesi için.

Ancak...

****

Can Dündar'ın yazmadığı, çoğumuzun unuttuğu ya da mecburen yuttuğu şu

Sinan yine hapse giriyorsa, imkansızlıkların yerel gazetecileri, muhabirleri anormal para cezalarına, ödeyemeyince de hapse mahkum oluyorsa...

"Büyük medya patronu" öyle istediği için oldu.

"Büyük medya patronu" istediği için, grubunda çalışan "duyarlı-duyarsız" gazeteciler gık çıkarmadığı için, DSP-MHP-ANAP iktidarı "büyük medya"ya teslim olduğu için, sipariş yasa inatla geçirildiği için böyle oldu.

Gazetecilik ve siyaset tarihimizin "en yüzkarası hikayesi"dir bu.

Hasbelkader içinde debelendiğim bir hikayedir.

****

"Büyük medya patronu", zaten parlak olmayan RTÜK yasasının mülkiyet-ihale gibi hükümlerinin değiştirilmesi için koalisyon hükümetine ricada bulunuyor, kulislerini kuşatıyor, iş baskıya kadar varıyordu.

Gazeteci kimlikli nice meslektaş, Meclis koridorlarında, parti gruplarında, bakanlık odalarında, Başbakanlık kapılarında, telefonlarda, yurt gezilerinde, yurt dışı seferlerde, otobüste, uçaklarda, yemekte, evlerde, ofislerde, koltuklarda, ayaküstü, ricacı, minnetçi, kurye, elçi, iş takipçisi... bu siparişin peşinde sürüklenip durdu.

Kendilerine karşı, kendilerinden başka bir sürü şey oldular.

Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Özkan'ın bütün girişimlerine rağmen Ecevit ile Bahçeli'nin önce nazlandığı, umut verip bir koz olarak elinde tuttuğu, 2001 kriziyle birlikte de büyük medyaya tam teslim olarak çıkardığı bu yasa Cumhurbaşkanı'ndan dönmüştü.

Yasa öyle paketlenmişti ki, hem "büyük medya patronunun siparişi" yerine getiriliyor, hem de gazetecilere ağır para cezaları konuyordu.

Yasa çıkmadan önce, o grubun gazetesinde ve başka yerlerde yazdığım karşı yazıların, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yönetimi olarak yaptığımız muhalefetin şahsi ödülünü "işten kovulma" olarak aldım.

Bu önemli değil. Herkes kovulabiliyor. Kovulanların yerine de "yenileri" gelip yazıyor. Ya da "yazamıyor"!

Vetolu yasa, sipariş maddeler kadar, basın özgürlüğüne darbeleriyle de felaketti.

Lakin, yönetim talimatlarıyla, o özgürlük düşmanı maddeleri bile kimse pek eleştiremedi.

Hele, bir yıl sonra, yasanın yeniden veto edilmemesi için hiçbir maddesinin değişmemesi gerekince...

Rezalet büyüdü.

*****

Seçime medya desteğiyle gitmek isteyen iktidar, pis bir işbirliğiyle yasayı aynen çıkardı. Kendi mezarını da daha derin kazmış oldu!

Bugün Kara'yı durmadan hapse sokan o maddeleri "büyük grupta" kimse görmedi bile!

Can Dündar yazabildi mi, hatırlamıyorum!

Ama mesele buydu işte.

Baktım, bir gazeteci bile geçen gün Aydın Doğan'a bunu sormadı. Ne cevap verecekti ki!

"İstediğim maddelerin geçmesi için, özgürlüğü boğan maddelere de ses çıkarmadık. Grubumuzda hiç ses çıkarttırmadık. Sinan Kara'ya geçmiş olsun." mu diyecekti.

Kendi namıma bir not daha düşeyim

Şu anda yazdığım gruptaki bir sözleşme uygulaması da, çeşitli açılardan yanlıştır.

Gazeteciyi vuran, halkı yaralar, gazeteciliği de öldürür!

Mesajlarınız için: utalu@turk.net

Fax 212 280 05 51 Tel 0 537 660 71 21


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır