kapat
26.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Çobanlık yaparken en büyük tutkum uçak seyretmekti...

Özel bir şirket iç hat uçuşlarına başlayınca, Ulaştırma Bakanı da hayatlarında ilk kez uçağa binen insanlarla birlikte Trabzon'a uçtu.

Çocukken, Erzincan'da çobanlık yaparken, dakikalarca sırtüstü yatıp uçak seyreden Yıldırım, 'Uçmak hayal olmaktan çıkacak bu ülkede' diyor


Planladığım bir durum değildi. Ama farkettim ki, son birkaç haftadır hayallerinin peşine düşenlerin öyküleri, birer birer Misafir Odası'na geliyor. Aslında bunun pazar gününün sakinliğine ve güzelliğine yakıştığını da düşünmüyor değilim...

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'la söyleşi yapmak için buluştuğumda, her ne kadar uçakları ve herkesin en az bir defa uçağa binmesini sağlayacak projesini konuşmayı düşündüysem de, hakkında çıkan ve özellikle de oğlu Erkan Yıldırım'la ilgili spekülasyonları konuşmadan durmam mümkün olmadı. Şimdiye kadar mahkemeye intikal eden konularda kendi lehine sonuçlar alan, yayın organlarında çıkan iddialarla ilgili de tekzipler yayınlatan Binali Yıldırım, belki de bu nedenle karşımda çok rahat bir yüz ifadesiyle oturuyordu. 'Uçakları konuşalım ama istediğin başka soruları da sorabilirsin' dedi, ben de sordum. Tabii, daha önce yazdığım eleştiriyi yüzüne söyleme fırsatı da buldum. '100 yıldır konuşulan, fakat hiç adım atılamayan konularda biz adım attık' diyecek kadar iddialı konuşan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın gerçekleşen düşleriyle söyleşiye başlıyoruz. Ne de olsa bu düşler, Türkiye'nin gelir seviyesi düşük insanlarını uçakla tanıştırıyor.

* Özel havayolu şirketlerinden Fly Air, geçen hafta 69 milyon liraya Trabzon-İstanbul seferi yaptı. Uçağın içi hayatlarında ilk kez uçağa binmiş olanlarla doluymuş. Uçak biletlerini ucuzlatmak sizin en büyük hayaliniz miydi?

Ben çocukken Erzincan'ın Kayı köyünde çobanlık yapardım. Bizim aile hayvancılıkla uğraşırdı. Büyükbaş hayvanlarımız vardı, onların çobanlığını yapardım. İşte o yıllarda, açık arazide, dağlarda, tarlalarda yürürken, ne zaman bir uçak görsem, uçağı daha uzun süre ve iyi görebilmek için hemen sırt üstü yatar ve takip ederdim. Gördüğüm noktadan ufuk çizgisinde kayboluncaya kadar izler ve hayal ederdim. İçindeki insanları düşünür, nereye gittikleri üzerine kafa yorar, beş ya da on dakika derin bir ufuk turu yapardım ve hep uçağa binmeyi hayal ederdim.

THY DİNAMİK OLACAK
* Uçağa ilk kez kaç yaşındayken bindiğinizi hatırlıyor musunuz?

Doğrusunu isterseniz, çok sonra, üniversite eğitimini tamamladıktan sonra bindim. 1978 yılıydı. 23 yaşındaydım. İlk seyahatimi Polonya'ya yapmıştım üstelik. Hayalim gerçekleşmişti, şimdi uçuğa yeni binen insanların içinde bulunduğu duyguları çok iyi hissedebiliyorum.

* Özel şirketlerin iç hat uçuşu yapmalarına öncülük etmek, THY'yi etkileyecek ama...

Biz, 'Uçmak hayal olmayacak, hakikate dönüşecek' dedik. İki ay kadar önce bu projeyi başlattık. Bizim bir ilkemiz var, insanların bu modern ulaşım araçlarından mümkün olduğu oranda yararlanmasını istiyoruz. Yoksa filanca şirketin varolması, varlığını sürdürmesi bizim açımızdan birinci öncelik değil. Tabii ki bu şirkette (THY) kamu şirketi olarak ayakta kalacak, ticaret yapacak ama alternatifleri geliştirmezseniz bu şirkette de dinamizm ölür. Şimdi THY'ye de dinamizm gelecek. Onlar da diyecek ki, 'Demek ki bizim de rakiplerimiz var, kendimizi gözden geçirmemiz, stratejimizi belirlememiz, fiyat politikamızı gözden geçirmemiz lazım.'

* THY'nin 150 milyon liraya uçtuğu yerlere özel şirket 69 milyona uçuyor. Halk için süper bir durum ama kârlı mı ki?

69 milyon lira promosyon fiyatı. Tabii ki vergilerde, meydan ücretlerinde filan hiçbir indirim yapılmadan başlanan bir uygulama olduğu için zorlanabilirler ama hattı oturtmak gayesiyle böyle bir başlangıç da yaptılar. 69 milyon liralık biletin hesabını kendileri yapıyorlardır ama her durumda, bilet fiyatları 100 milyon liranın üzerine çıkmaz.

OTOBÜS BİLETİ DE İNECEK
* THY yolcuları da indirim bekler şimdi...

THY, Trabzon'a bilet fiyatını ucuzlatacak. Belli sayıda koltuğu bu fiyata satacak. Bir kısmını 80 milyon liraya satacak, bir kısmını da 95 milyon liraya. Zaten hatta giren sayısı arttıkça, fiyat seviyesi kendi gerçek yerini bulacak.

* Şirketler hevesli mi?

Çok istekliler. Şimdi üç şirket var ama yeni müracaatlar da oluyor.

* Siz, herkesin uçağa en az bir kez binmesini mi hedefliyorsunuz?

Uçağa binmek lüks olmamalı. Amerika'da bir günde havalanan uçak sayısının kaç olduğunu biliyor musunuz? Tam 3 bin 500 tane. Oysa Türkiye'de rakamı tam hatırlamıyorum ama iki haneli rakamlar mertebesinde. Türkiye'de uçakla seyahat eden yolcu sayısı 3.5 milyon düzeyinde. Zaten hep aynı insanlar seyahat ediyor. Ben Trabzon seferine katıldım. 141 kişi hayatında ilk kez uçağa bindi. Orta gelir grubundan insanlar çoğunluktaydı. Sanıyorum ki, otobüs firmaları da indirime gidecek. Rekabet başladı ve vatandaşa yansıyacak.

* Böylece Ulaştırma Bakanı olarak en çok yapmak istediklerinizden biri oldu...

En azından havada şenlik başladı. Havayı rekabete açtık. Hava meydanlarının yüzde 50'si atıl durumdaydı. Aktif hale gelecek şimdi.

Ankaralı bürokrat, işi yapmamak için başlar sıralamaya
* Uzun yıllar denizcilik sektöründe çalıştınız. Aklınızda hiç siyasete gireceğiniz, bakan olacağınız var mıydı?

Yoktu. Ben zaten hiçbir zaman öyle uzun vadeli hedef yapmam. Ama kısmen siyasi tecrübem oldu, belki aktif siyasetçilik yapmadım ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde ulaşımla ilgili önemli bir konuda beş yıl genel müdürlük yaptım. Tayyip Bey'in siyaset anlayışına destek veren bir bürokrattık.

MAHKEMELERİ KAZANDIM
* Ama sanırım Ankara, İstanbul'dan göründüğü gibi değil. Alıştınız mı?

Tabii ki değil. Ankara çok soğuk bir kent, yani yapısı itibariyle de soğuk bir kent. Her köşesinden bürokrasi kokuyor. Onun için İstanbul'la Ankara'yı kıyaslamak mümkün değil.

İstanbul'daki bürokratın mantalitesi, bürokratın muhakeme şekli bile Ankara'ya benzemiyor. İstanbul'daki bürokrata bir iş söylendiğinde çözüme odaklanır, Ankara'daki bürokrat ise yapmamak için hangi kanuni engeller var, başlar size sıralamaya!

* Sizin Ankara deneyiminiz de pek olaylı oldu. Hakkınızda çok spekülasyon yapıldı, araştırma önergeleri verildi...

O konularla ilgili çok şey konuşuldu, çok şey yazıldı. Meclis soruşturması yapıldı, mahkemeler açıldı, mahkemeleri kazandık. Şimdi bunlara tekrar girmek istemiyorum ama ben size çok net bir şey söylemek istiyorum. O haberlerle ilgili gazetenin bir tanesi sonunda sekiz sütuna manşet yaptığı haberi birinci sayfadan 'Bu haber yalan ve gerçek dışıdır' şeklinde vermek zorunda kaldı.

Oğlum Erkan'ın işi tabii ki iyi gitmiyor!
Oğlum devletle hiçbir iş yapmadı. Bunların ötesinde, bunu perdelesek, oğlum arka planda bu işleri yapsa daha mı iyi olur? Biz açık insanlarız, dürüst davrandık

* Hakkınızda çıkan bütün spekülasyonlardan aklandınız belki ama ben sizi yine de oğlunuzla ilgili olarak eleştiriyorum. 24 yaşındaki oğlunuz gidip, İtalya'dan o gemiyi 445 bin Euro'ya satın alıp, denizcilik sektöründe çalışmaya başladı. Oğlunuz, çok düzgün, ahlaklı çalışsa, hiçbir kuralı çiğnemese de sırf sizin oğlunuz olduğu için ben bazı kapıların açılacağını düşünürüm hep. İşte bu yüzden, sırf başınız ağrımasın diye oğlunuzun geri planda kalması daha iyi olmaz mıydı?

Benim cevabım çok basit. Bir kere, benim oğlum devletle hiçbir iş yapmamış, yapması da mümkün değil, alışverişi yok, hiçbir bankadan kredi almamış, ne özel ne kamu. Bütün bunların ötesinde biz bunu perdelesek, oğlum arka planda bu işleri yapsa daha mı ahlaklı olur? Biz açık insanlarız.

Yapanlar öyle yapıyor! Yani gidiyor iş takipçiliği yapıyor, bilmem ne yapıyor, onun için biz dürüst davrandık, topluma da dürüst davrandık, kendimize de dürüst davrandık...

OĞLUM DA ALIŞACAK ARTIK
* Erkan Yıldırım'ın işi nasıl gidiyor şu anda?

Uğraşıyor, çok iyi gitmiyor tabii! Yani bu kadar herkesin gözü üstünde olunca... Adımını attı mı takip ediliyor. Yok 'Bakan oğlunun gemisi kaza yaptı' yok 'Giderken dalga çıkardı kayığı rahatsız etti' gibi bir sürü şey çıkıyor. O artık bu işte böyle yaşamayı öğrenecek. Erkan alışık değil, biz siyasetçiyiz alışığız ama...

* Siz de siyasete alışık değildiniz ki...

Şerbetlendik artık...

* Ulaştırma Bakanı olarak icraatlarınızda iyi yol aldığınızı düşünüyor musunuz?

Denizde çok şey yaptık. Liman ücretlerini indirdik mesela. Demiryollarında ciddi atılımlarımız var. Ankara-İstanbul'u ihale ettik, yapımı devam ediyor. Marmara'ya tüp geçit yüzyıllık bir hayaldi. Biz yapıyoruz. Laf çokmuş ama önemli olan yapılan iş. Hızlı tren konusu 19 yıldır konuşuluyordu mesela. Aynı şekilde, Marmara'ya tüp geçit konusunda, Sultan Abdülmecit 1860'ta projelerini çizdirmiş. Son 30 yıldır hep konuşulmuş. Öyle mi olsun, böyle mi olsun diye. Geldik, üzerinde çalıştık, işi bitirdik. İhaleyi yaptık, değerlendirmesi devam ediyor. Yeni yılda da temel atacağız.

* Tek parti iktidarının şansı bu sanıyorum. İşler daha hızlı mı yürüyor?

Herhalde yürüyor. Bilmiyorum, vatandaş bize 'Çok iyi gidiyorsunuz' diyor, herhalde vatandaşın bize yağcılık yapmaya ihtiyacı yok. Kimi görsek 'İyi gidiyorsunuz, aman böyle gitmeye devam edin' diyor. Hele seçim vakti hiç kimse böyle söylemez durup dururken.

Şelale KADAK


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır