|
 |
|
GÜRCAN BİLGİÇ
Magazin maçı
Sicim gibi yağan yağmur, Saracoğlu'nun sezon başında değişen zemini için ilk testti. İki sevgilinin 39 gün sonraki buluşmasına bulutlar da göz yaşları ile katılmışlar, 40 bini aşkın sevdalı sahadaki umutları ile elleri ile ses tellerini yarışa kaldırmıştı.
Maçın başında ısınma koşuları yapan hakem Bülent Uzun'u her köşede bir protesto ıslığı karşılıyordu. Bir anda tribünde "Temiz bir lig istiyoruz" yazısı açılıyordu. Siyah üstüne yazmışlardı. Kara vicdanlara mı sesleniyorlardı, yoksa protesto rengini mi seçmişlerdi.
Tribünlerin sesi bir türlü bitmiyordu. İstiklal Marşı için ayağı kalkıldığında bu kez ezeli rakibe öncelikli çağrı vardı "Eski açık 6 desene..."
Adana'yı rakip olarak gören yoktu. Maçın konsantrasyonu da yoktu. Daum'un doğum günü, Kemal'in, kemale ermesi ortaya bir magazin maçı çıkarmıştı.
Tuncay'ın golü bulurken, Van Hooijdonk'un pasını da yakalıyordu. Geçmiş maçların hıncını çıkartırcasına çekti şutunu. Sadece golü değil, tüm dertlerini atmış gibiydi. Ondan sonra kaçırdıklarıyla, aklını da çelmezse bu maçı "olaysız" kapatacaktı.
Üçlü orta saha çabuk Adana ataklarını önleyecek kademe koşularını beceremeyince maçın hiç de kolay geçmeyeceği belli oldu. İki takım da rakip ceza alanına rahat rahat geliyor, son vuruş becerisi denilen, oyuncuları yıldızlık mertebesine taşıyan hayranlık ukdesine takılıyordu. Bizim gibi "taktik-sistem"cilerin pek hoşuna gitmeyen bir görüntüydü sahadaki ama tribündekileri yerine oturtmayan pozisyon zenginliğinin de kaynağıydı. Yani bardağın yarısı boş - yarısı dolu durumları.
Serhat, Tuncay ve Kemal beceri ve akıl koşuları yapıyor, bir türlü son imzayı atamıyorlardı. Ayakları kabız olmuş, dili tutulmuş ne golü çıkarıyordu ne de "gol" diyebiliyordu.
"Ha şimdi" diye diye ilk yarı bitti.
Saracoğlu tribünleri ikinci yarıda takımlarını binlerce maytabın ışığıyla karşıladı. Genç takımlarını selamlıyor, mücadelelerine gönül ışıklarının rehberliğini veriyorlardı.
Tuncay bu kez "şartlı" tahliye olmuş, Van Hooijdonk'un yanında yerini almıştı. Sol kanadın yakına bile yaklaşmadan merkezdeki yerini korudu. Gerekirse Hollandalı kenara gidiyor ama Tuncay göbekteki nöbetini terketmiyordu. Ta ki 70. dakikada Daum cebinden tavşan çıkartmaya karar verdi, Tuncay'ın da evci izni bitti, kanat mevkisine otostopla gitti.
F.Bahçe baskı üretmesine rağmen, pas yüzdesini arttıramadı. Top kaybı net pozisyonların "ahlar-vahlar" arasında yitirilişine neden oldu. Orta sahanın tek dengeli oyuncusu Ümit Özat'ın alkışlarla sahaya terketmesi, tribünlerin gösterdiği aşamayı simgeliyordu. Seyirci artık futbolu kenardakiler kadar biliyordu.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
