|
 |
|
Sosyal demokrasi dersleri
Sadece CHP'ye gönül ve oy verenler değil, demokrasinin esenliği için iktidara alternatif olacak güçlü bir CHP arzulayanlar da dün kötü bir gün geçirdiler.
Çünkü 30 küsur gazetede CHP Kurultayı'nın yorumlandığı 100'ü aşkın yazının hiçbirinde ama hiçbirinde olumlu bir cümle yer almadı.
Genel Başkan "İktidar şart değil, ayakta durmamız mucize" gibi inciler saçarsa, "Yaşasın sosyal demokrasi, yaşasın Türkiye, yaşasın CHP" gibi boş sloganlarla parti içi sorunların üstünü örtmeye çalışırsa, "İddiaların partisi" olduğunu söyleyip, bırakın yeni gündem yaratmayı, mevcut gündeme sosyal demokrat yaklaşımın kırıntısını bile esirgerse, Kurultay'dan nasıl olumlu izlenimler çıkabilir ki?
Baykal herhalde bu yazıyı okuyamayacak. 27-29 Ekim arası Sao Paulo'da yapılacak Sosyalist Enternasyonal 22'nci Kongresi'ne katılmak üzere Brezilya'ya gitti.
200 sosyal demokrat partinin temsil edileceği, Brezilya'nın ilk solcu Devlet Başkanı Lula da Silva'nın konuşmasıyla açılacak; "Politikanın dönüşü Adil ve sorumlu bir dünya yönetimi için. Yurttaşların yönettiği bir küreselleşme için" konulu kongredeki 9 panelde bakın hangi konular ele alınacak
* Sürdürülebilir bir kalkınma ve güvenlik için yeni bir çok kutupluluk düzeni nasıl sağlanabilir?
* Birleşmiş Milletler'in rolü ve reform yapılmalı mı tartışmaları.
* Uluslararası para sistemi, yeni bir Bretton Woods (IMF ve Dünya Bankası'nın doğduğu anlaşma) gerekiyor mu?
* Uluslararası ticarette adalet, istihdam ve çevre sorunları.
* Bölgesel uyumda yeni bir yapılanma.
* Barış için çalışmak Çatışmaların önlenmesi ve çözümü.
* Dünyanın katlanılamaz yaraları Yoksulluk ve sefalet.
* Kadın-erkek eşitliği ve kadının politikadaki rolünün güçlendirilmesi.
* Yurttaşların egemenliğini pekiştirmek için demokratik kurumları ve sivil toplumu güçlendirmek.
Baykal'ın bu beyin fırtınalarında ortaya çıkacak görüşleri Türkiye'ye taşıyacağını, CHP'de yeni ufuklar açacağını umuyoruz. Zira Kemal Derviş'in ünlü mektubunda ifade ettiği gibi;
"CHP, çağdaş Avrupa solunun saygın bir üyesi, sosyal demokrat değerleri 21'nci yüzyıla taşıyan bir parti olarak gücünü ikiye katlayabilir..."
Çevrecilere Rio müjdesi
Brezilya deyince aklımıza geldi. Türkiye "çevre" adına 5 gün önce sessiz sedasız ama dev bir adım attı.
1992'de Rio Konferansı'nda imzaya açılan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ni onayladı. Böylece, AB'nin de şart koştuğu sözleşmeyi kabul eden 189'uncu ülke oldu.
Onayda bu kadar gecikmenin hayli ilginç bir öyküsü var.
Küresel ısınmaya neden olan sera gazı salımının azaltılmasını öngören sözleşme, uygulamada ülkeleri ikiye ayırdı Gelişmiş ülkelerin yer aldığı OECD listesi ve gelişmekte olan ülkelerin bulunduğu ikinci liste. Türkiye iki listeye de konuldu. Yani hem gelişmiş sayıldı, hem de gelişme yolunda!..
10 yıl boyunca gelip-geçen tüm hükümetler OECD listesinden çıkarılmamız için uğraştı. Çünkü o listedekilerin 2000 yılına kadar karbondioksit ve öbür sera gazı salımlarını 1990 düzeyine indirmeleri gerekiyordu. Türkiye "Ben o kadar gelişmedim, bu yükümlülükleri yerine getiremem" diye itiraz etti. Sonunda 2001'de Fas'ın Marakeş Kenti'ndeki toplantıda OECD listesinden çıkarılmayı kabul ettirince sözleşmenin onayı için yol açılmış oldu.
Sözleşme ne mi getirecek? Çocuklarımıza daha temiz bir dünya bırakmak amacıyla enerjiden ulaştırmaya, konuttan tarıma kadar birçok alanda politikalar değişecek.
Mesajlarınız için:
esafak@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
