kapat
25.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

ESEN EVRAN


Bal ihracatı tıkandı 'analizler' başladı

Balda naftalin paniği, ihracat için Avrupa'ya gönderilen ve geri gelen ürünlerle başladı. Şimdi Tarım Bakanlığı ve şirketler panikte. Tüketici, firmaları arayıp analiz istiyor

Balda naftalin kalıntısına ilişkin salı günü yayınlanan yazıdan sonra ortalık tam anlamıyla birbirine girdi. İlk tepki, annelerdendi. "Ben her sabah çocuğuma ballı süt içiriyorum" diyen anneler, ateş püskürüyor ve firma isimlerinin açıklanmasını istiyorlardı. (Öncelikle şunu söyleyeyim, resmi kayıtlarla firma ismi bize de açıklanmadı).

Bal üreticileri ve Tarım Bakanlığı'nın sesi ise iki gün sonra çıktı. Tarım Bakanlığı'na bağlı İzmir İl Tarım Müdürlüğü yetkilileri, 1999 yılında bu yana ihracat yapılan ballarda naftalin sorunu ortaya çıktıktan sonra naftalin analizi yapmaya başladıklarını açıklıyor ve şöyle diyorlardı "İzmir İl Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü, 2000 yılından bu yana TS EN ISO 9001 2000 belgesiyle çalışmakta olup şu anda da akreditasyon için Türkiye Akreditasyon Kurumu'na başvurmuş olup tüm elemanlarıyla sürekli AB normlarında eğitime tutulan bir kurumdur."

LABORATUVAR DEVRİ
İl Tarım Müdürlüğü'nün ardından, Türkiye'de kavanozlu bal pazarında önemli bir paya sahip Balparmak'ın Genel Koordinatörü Bülent Bilgin SABAH'ı ziyarete geldi. Bilgin, iki yıl önce Balparmak'ın bünyesinde kurdukları gelişmiş laboratuvar ile balda 29 çeşit analiz yapabildiklerini, balın henüz satın alma sırasında Gıda Kodeksi'ne uygunluğunu saptayabildiklerini anlattı ve ekledi "İşte bu yüzden bugüne kadar ihraç ettiğimiz ballardan 1 kilogramı bile geri gelmedi". Bilgin, şirket bünyesindeki laboratuvarın akredite hale gelmesi için başvuruda bulunduklarını da ekledi.

Tarım Bakanlığı ve üretici firmaların bu konudaki çalışmaları artırdıklarını anlatmaları, en azından duyarlılığın arttığına ilişkin iyi bir gösterge. Tüketicilerin yıllardır tükettikleri balla ilgili olarak üretici firmayı sıkıştırmaları ya da bizi firma adı açıklamaya zorlamaları da duyarlılık göstergesi. Ancak bütün bunlar, geçtiğimiz dört yıl içinde naftalin kalıntısı nedeniyle Avrupa kapısından dönen balların hangi firmalara ait olduğunun ve imha edilip edilmediğinin bir türlü açıklanmaması gerçeğini unutturmuyor.

Çok önemli bir gerçek daha var. Tarım Bakanlığı'na bağlı İzmir İl Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü'nün analizleri bal örneklerinde naftalin bulma oranını dosyalıyor.

Yıllardır yemişiz
Buna göre 1999 yılında naftalin bulma oranı yüzde 72, 2000 yılında yüzde 66, 2001 yılında yüzde 21.5, 2002 yılında ise yüzde 19'a düşmüş. Bu şu demek İhracat tıkanınca, bakanlık ve ihracatçılar da çiftçinin eğitimine ve denetimlere ağırlık vermiş. Geçmişte naftalinli balları bol bol tüketmişiz, bundan sonra belki daha az tüketeceğiz, en azından öyle umuyoruz.

50 yıllık arıcı Ahmet İnci anlatıyor

Tüketici kendi başına bir şey yapamaz
Ömrünü bala adamış bir üretici, şimdilerde bu konuyla ilgili danışmanlık yapıyor. Ankara'ya 50 kilometre uzaklıkta yaşayan Ahmet İnci, balda yaşanan üç temel sorunu şöyle sıraladı

* Hiç arıyla ilgisi olmayan, bodrumlarda mısır glikozunu kavanoza doldurup içine aromatik maddeler karıştırarak piyasaya bal diye süren firmalar var. Raflardaki balın yüzde 80'i bunlar.

* Bir de arıya şeker yedirilerek üretilen ballar var. Bu, arı görmüş baldır. Bunun bodrum katlarında üretilenlerden farkı arının midesinden geçmiş olması ama gerçek bal değil. Kovanın üzerine şekeri yüklüyorlar.

* Daha da vahimi arı zararlılarına, yani petek güvesine karşı naftalin kullanılması. Bu naftalin balmumu tarafından absorbe ediliyor. Dünyada bilinen 10 kanserojen petrol artığından bir tanesi. Kolay bulduğu için kullanıyor arıcı, bilinçsizce.

Naftalin konusu 3 yıl önce ihraç edilen balların büyük bir kısmının geri dönmesiyle patladı. İzmir İhracatçılar Birliği Başkanı Nedim Kalpaklıoğlu, Muğla'daki bir kongrede "Arılar şekerle beslendiği için şekerlidir ve naftalinlidir diye geri geliyor" dedi. 2001 yılında o günkü Tarım Bakanlığı'nın katıldığı seminerde bu çok açık dile getirildi. Hıfzısıhha teşkilatının yaptığı analizler açıklandı.

Biz TEMA olarak hükümeti uyardık. Sorun şurada Denetimi yapması gereken kurum, Sağlık Bakanlığı. Üretim ve ambalajla görevli olan Tarım Bakanlığı. Tarım Bakanlığı diyor ki 'Ben görevimi yapıyorum.' Sağlık Bakanlığı'nın raftan kavanozu alıp, analiz ettirip, 'Bu doğru, bu yanlış bal' demesi lazım. Ancak bu laboratuvar analizleri, oldukça pahalı ve ihracat tıkandıktan sonra başladı.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır