|
 |
|
SAVAŞ AY
Diyarbakır-Şırnak hattı...
Merhum Vehbi Koç'un bir sözünü unutmuyorum "Memleketin 67 vilayetini dolaşıp görmeyene yurt dışı için pasaport vermemek lazım" demişti bilge iş adamı. Elbette yarı şaka, yarı ciddi söylemişti bunu. Ama çok önemli mesajı da vardı. Şimdi il sayımız da arttı bu illeri sadece haritada görenlerimiz de... Keşke herkesin imkânı olsa da, her yerini dolaşabilse yurdun. Kimler nerede, nasıl yaşar? Ne yer, ne içer, nasıl geçinir? Nasıl doğar, nasıl büyür, nasıl ölür, nasıl gömülür, bilse keşke herkes herkesi. Şükür ki mesleğimiz bize bu şansı tanıyan bir meslek. Yılın belli bölümlerini şu veya bu iş peşine düşerken değişik illerde, bölgelerde geçirebiliyoruz ne güzel.
Gezelim güzelleşelim...
Geçtiğimiz hafta Güneydoğu'ya düştü yolum. Diyarbakır'dan başlayıp, Çınar, Mardin, Nusaybin, Cizre, Şırnak, Silopi ve Habur'a kadar her yanı dolaştım. Hem yurttaşlarla hem devlet memurluğu nedeniyle orada yaşayanlarla günler geceler boyu konuşup, dertleştim. İşin felsefesine, analitiğine, derinliğine girip de teknik bir yazıya şavullamak istemem sizi. Hani başlıklar, ara başlıklar, anekdotlar şeklinde sunarsam belkim canınız çeker, fırsatlar yaratır, attaya gidersiniz oralara. Ne yahşi, ne keleş, ne yaman olur he mi?..
Şırnak üzerine notlar
* İstanbul Asayiş Şubesi Müdürüyken tanıdığım Bünyamin Tark şimdi Şırnak Emniyet Müdür Muavini olmuş.
* Oralarda olduğumu duyunca davet etti Şırnak'a beni Bünyamin Kardeş.
* Gittim ve tanıştım ki, il müdürü Metin Bey de sağlam bir adam.
* Kültürlü, okumayı yazmayı seven sosyal bir polis şefi Metin Şen Müdür.
* Kent halkıyla, özellikle de çocuklar ve gençlerle çok sıcak bir yakınlık içinde.
* Onları okullarında, yurtlarında, mahallelerinde ziyaret ediyor, sohbetler edip dertlerini dinliyor.
* Polis Radyosu'nu tamamen onların istekleri doğrultusunda hizmete sunuyor.
* Bazı yanlış adım atanlar gibi vatandaşı potansiyel suçlu gibi görmüyor.
Şırnak da her yer gibi
* Şırnak'ı boydan boya gezince hepimizin az ya da çok haksızlık ettiğimizi anladım bu kente.
* Dışarıdan bakınca hepimiz ön yargıyla "aman aman orası mı ıyyy!" şeklindeyiz ya,
* Asla öyle ıy vıy yapılacak bir kent değil Şırnak.
* Bir kere insanı çok dost ve cana yakın.
* Hele de misafirleri başlarının üzerinde gezdirecekler sanki.
* Yoksulluk ve yoksunluk bellerini bükmüş olsa da çoğu ekmeğini bölüşüp yemeğe hazır insanlar.
Dört kadın kuaförü
* Şehirde olmayan şey yok maldan, eşyadan yana.
* Adım başı elektronikçi, cep telefoncu, internet kahvesi, kasetçi, filmci.
* Sebzesi, meyvesi, eti, balığı bol Şırnak'ın.
* Hatta taze balık satan, çupra, istavrit, mezgit, kefal, aynalı sazan bulunan bir balıkçısı da var.
* Kadın kuaförlerinin sayısı dörde çıkmış birkaç ay içinde.
* Köylerden bile gelen kızlar, hanımlar bayılıyormuş saç bakımı yaptırmaya.
* Okulları tamam ama ufak tefek eksikleri var elbet.
* Mesela servis sorunu zorluyormuş gençleri, yakındılar az biraz.
* İşsizlik meselesi de fena can yakıyormuş havalide.
Yaşasın Şaban
* Sinema, tiyatro ve konser salonu olmayan kentte yaşam soluk kalır değil mi?
* İşte bu yüzden hepsinin de isteği bu saydıklarımda kesişiyor.
* Devlet Tiyatrosu oraya gitmiş ama oyun koyamamış sahneye mesela...
* Çünkü oynayacak sahne bile bulunamamış onlar için.
* En çok hoşuma giden ise Kemal Sunal Caddesi oldu.
* Sevilen bir sanatçıya saygının vefanın iz düşümüydü bu cadde.
* Kömür Ocakları gelişse, kamyonlara yeniden "icazet" çıksa rahatlayacak Şırnaklılar.
* Daha gerisi var da dedim ya tatlı tatlı ve yavaşça anlatacağım ki;
* "Yav biz de bir gidek görek" diyeceksiniz değil mi?..
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
