kapat
25.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

HINCAL ULUÇ


Eine partei.. Ein Fuhrer.. Heil Baykal!..

Deniz Baykal'ı demokrasinin yüz karası başarısından dolayı nasıl tebrik etsem azdır. Bilmiyorum bundan böyle dostlarının yüzüne nasıl bakacak?.. Kürsülere çıkıp "Demokrasi.. Hak.. Hukuk.." sözcüklerini nasıl telaffuz edecek..

"Baskın basanındır" yöntemi ile sabah tüzüğü değiştirip akşam "Tek aday" olarak seçime girmeyi, içine nasıl sindirdiğini düşünmüyorum bile.. Çünkü Deniz Hocamın, CHP lideri olabilme ve kalabilme uğruna sindirmeyeceği şey yoktur.

Şimdi, Deniz Baykal ile CHP'nin geçmişteki uzun öyküsüne girmiyorum.. Ciltler dolusu kitap olur.. Ama özeti kısadır.. Hizipçilik.. Yıpratıcılık.. Çözülme.. Hezimet.. Ama sonunda şöyle veya böyle, yeniden başa geçiş..

Yıllar boyu Deniz Baykal'a oy verenler, partinin yolunu kestiklerini, siyaseten yok ettiklerini hiç düşünmediler.. Bugün düşünmedikleri gibi..

Aslında 2003 seçimlerinden hezimetle çıkan Baykal, en evvel istifa etmesi gereken liderdi. Ama Devlet Bahçeli gibi, o da fevkalade pişkin çıktı. Hezimeti üstlenmedi.

Seçim ortamını düşünün..

DSP, ANAP, DYP ve MHP, barajı aşamayacak derecede silinmiş.. Refah düşüncesinin karşısında tüm tepki oylarını toplayacak bir tek parti kalmış CHP.. Refah düşüncesi de bölünmüş.. Yarısı Saadet diye ayrılıp gitmiş. Geri kalan yarısı AKP diye yepyeni bir parti olmuş..

Dün kurulup, bugün seçime giren, liderinin seçilme hakkı dahi olmayan yarım Refah düşüncesine karşı, CHP, bütün demokratik ve Atatürkçü güçlerin tek umudu..

Baykal, Cumhuriyet'i kuran partiyi, Atatürk'ün partisini, işte bu dünyanın en elverişli ortamında dahi iktidara taşıyamadığı için istifa etmeliydi.

Etmedi..

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, AKP iktidarının karşısında 170 milletvekili ile tek muhalefet partisi oldu.. Ama onu da beceremedi.

Meclis açıldığı günden beri CHP muhalefetini sadece işbirlikçi olarak gördük. Muhalif olmaları gereken konularda sinek vızıltısı bile olamadılar. Bu yüzden bu ülkede muhalefeti, çok başka kurumlar ve kişiler yüklenmek zorunda kaldı. Parlamento dışındaki muhalefet, Baykal'ın CHP'sini solladı geçti ve etkili de oldu.

İktidar olamayan, muhalefeti beceremeyen Baykal bir şeyi iyi beceriyor. CHP'nin başında kalmayı..

İlkesi belli..

"Küçük olsun. Benim olsun.."

Parti büyürse, iktidar olursa, elinde tutamayacağından emin.. Böyle, silik, soluk gitsin ki, kontrol edebilsin..

CHP Kurultay üyelerinin bu durumu fark etmemeleri mümkün mü?.. Ama delege seçimleri öyle organize edildi ki, kurultaya özgür delegeler değil, Baykal'ın emir kulları getirildi.

Ama Baykal gene de kazanacağından emin değildi. Bu yüzden, "Baskın" metodu uyguladı. Kurultay sabahı toplanan tüzük komisyonları, Baykal'ın emrettiği değişikliği alelacele kabul ettiler.

Neydi bu?..

Başkanlığa aday olabilmek için 263 delegenin imzası şartı.. Hem de nasıl imza.. Bir delege bir tek aday için imza verebilir, eskisi gibi birkaç adaya birden imza koyamaz..

Demokrasiye bakın.. CHP'de başkan seçimleri gizli oyla yapılır. Bir tek kişiyi aday gösterme hakkın varsa ve bunu açık imzan ile yapıyorsan, gizli oy açığa çıkmaz mı?. Baykal'ın karşısında birini aday gösteren, kurultayın ardından partiden temizlenmez, CHP'den kaydı silinmez mi?. Korkaklar, Baykal'dan başkasına imza verebilir mi?.

Bunu niçin yapıyor Baykal.. Çünkü "Kurultay" diye toplayıp getirdiği emir kullarına dahi güvenmiyor. Başkan adaylarının çıkıp konuşma yapma hakları var ya..

Ya Bedri Baykam çıkar da Deniz Baykal'ın partiyi küflendirdiğini, yok ettiğini, siyaset arenasından sildiğini anlatır ve delegeleri ikna ederse..

Ya Bedri Baykam çıkar da, partiyi zafere götürmek için, köhnemiş eskiler değil, devrimci gençlere ihtiyaç olduğunu delegelerin gözlerine sokarsa..

Ya Bedri Baykam son anda akılları karıştırır, hele bir de çelerse..

CHP'nin paralı askerleri, sırf ama sırf Bedri Baykam'ı kurultayda konuşturmamak için, Deniz Baykal'a kulluk ettiler ve dünyanın en ayıp, en anti demokratik kurallarına "Evet" dediler.

CHP'deki demokrasiyi düşünebiliyor musunuz?.

Deniz Baykal'dan başka aday yok..

Deniz Baykal'dan başkasının konuşmasına izin yok..

Tek aday.. Tek konuşma.. Tek oy..

Heil Deniz Hocam..

Heil.. Gerisini biliyorsunuz!..

Aspendos'ta bir rüya gecesi..
Konser bitmişti ki, bir televizyon kamerasının karşısında buldum kendimi.. "Nasıldı" dedi delikanlı..

"Burası öyle bir yer ki, ben bile söylesem gider" dedim.. Aspendos gerçekten büyülü bir yer.. Kapısından içeri girdiniz mi, dalıp gidiyorsunuz.. Bu tiyatronun yapıldığı antik çağlarda yörenin nüfusu, 10 ile 15 bin arasında tahmin ediliyor.. Peki o zaman bu 7 bin 500 kişilik tiyatro neden?. Hadi Aspendos'u yaptılar, tamam.. Ama yörede kaç tiyatro daha var.. Side.. Perge.. Arikanda.. Kalan kalmayan, en az on.. Toplam koltuk sayısı 50 bini geçer..

15 milyonluk İstanbul'da dolan bin koltuk var mı acaba?..

Dev tapınakları aklım alıyor. Öbür dünya korkusu.. Tanrıya ulaşma arzusu tamam.. Ama bunca büyük tiyatroların ihtiyaç olması..

Kültür.. Uygarlık..

Üç gece evvel Ney'i izlemiştim bu yüzlerce yıllık tiyatroda.. Bu defa çok daha değişik bir konser için geldim..

Antalya Senfoni Orkestrası, benim sevgili gençlerim, Mark Janicello'ya eşlik edecekler..

Konserin adı Elvis Goes to Classics..

Şimdi bu ne?..

Mark, genç bir tenor.. Şöhret kapılarını zorlamaya çalışıyor. New York'ta önemli bir yarışma var. Kazanırsa büyük bir hamle yapacak.. Hemen gidip yazılıyor.. Yazılıyor ama bir bakıyor ki, kendisinden başka 3 bin şöhret arayıcısı daha orada..

"Ben bunları nasıl geçerim" diye düşünüyor.. "Geçmem için çok farklı bir şey yapmam gerek" diye karar veriyor ve başlıyor kafa yormaya.. Sonunda buluyor..

"Elvis genç yaşında ölmese ve yese yese, Pavorotti gibi göbekli olsaydı nasıl olurdu?..

Bir Elvis/Pavorotti düzenlemesi yapıyor..

Elvis'in hala dillerde dünyaca ünlü uyarlaması "İt's now or never" ile, şarkının orjinali, Pavorotti'nin her konserinin Hit napoliteni "O Sole mio" yu karıştırıyor. Biraz mizah katıyor.. Bir Elvis, bir Pavorotti olarak, bir İngilizce, bir İtalyanca söylüyor ve birinci oluyor.. Gerisi, film masalı.. Şöhret.. Kontratlar ve dünya turneleri..

Mark, Elvis'le ulaştığı şöhretini, Elvis Presley şov ile sürdürüyor.. Elvis'in yaşam öyküsü gibi bir müzikli öykü..

Robinson Kulüpleri Türkiye Genel Müdürü Dicter Scheng şovu Münih'te izleyince "Bu Aspendos'a gelmeli" diyor..

Mark Janicello, onun küçük orkestrası ve yanlarında Antalya Senfoni'nin büyük orkestrası..

Kocaman ekranlarda Elvis'in bebekliğinden ölümüne, dramatik fotoğraflar.. Birbiri ardına Elvis'in en güzel şarkıları.. (Neden Are you Lonesome tonight yoktu acaba?.)

Romantik şarkılarda yanan çakmaklar.. Rock'n rollerde Adım Bale Okulu'nun sevimli gençleri.. Ama size bir şey diyeyim mi?.. Taş yerinde ağır.. Janicello en büyük alkışı, Puccini/Turandot/Nessun Dorma'da, Vincero.. Zafer diye haykırırken aldı..

Bir de, finalde bis sürprizinde "İşte size bir Sertab" şarkısı deyip, Eurovision'u kazanan Every way that I can'le..

Antalya Senfoni bir harika topluluk.. Aspendos'u çok daha sık kullanmalılar..

Hem artık buraya sadece Türkler de gelmiyor.. Son iki Aspendos gecemde, antik tiyatronun yarısından fazlasını, tatil köylerinden otobüslerle gelen konuklar doldurmuştu.

Tur şirketlerine de yürekten alkış ve teşekkür..

İşte bu!..

Çağdaş turizmcilik işte bu..

Bir Tango Gecesi..
29 Ekim Çarşamba..

Cumhuriyet'in 80'inci yılı..

Sadece Türkiye'de değil, dünyanın hemen her ülkesinde, irili ufaklı organizasyonlarla kutlanıyor..

Bir minik anma da Pera Palas'ta..

Tango gecesi..

Atatürk'ün en sevdiği ve her Cumhuriyet Balosunda yaptığı dans, tango.. Müzeyyen Senar geçen yıl Tele Pazar'da nasıl heyecanla anlatmıştı, Atatürk'le yaptığı tangoyu..

Bu ayağa kalkıp, tek başına sallanma dansları çıktığından bu yana, çiftlerin birbirlerine sarılarak yaptığı figürlü dansları neredeyse unuttuk. Ahmet ve Mehmet Dündar kardeşler unutturmama çabasında iki genç. Haftanın yedi günü, başta tango, latin ve figürlü dansları öğretmeye başlamışlar..

Bilin bakalım tango öğrencileri arasında kim var?.. Yasemin..

Bizim Yasemin..

Eee.. Bu köşede Yasemin'in de bu kadar hakkı olsun artık.

Daha detaylı bilgi için.

" www.tangoturkey.com "

BİZİM DUVAR
Hükümet bu kış yakacak yardımı yapacakmış. Gerek yok vatandaş alev alev yanıyor zaten.

Ünal Turgut

TEBESSÜM
Tecavüze uğrayan genç kadın yakışıklı avukatına başından geçenleri anlattıktan sonra avukat sorar

- Peki ne yapmamı istiyorsunuz?

Kadın kısık bir sesle yanıtlar

- Hele siz olay yerini bir inceleyin de!..


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır