|
 |
|
SAVAŞ AY
Ejderhaya ninni söylemek...
"Kanseri içimde alev püskürten bir ejderha gibi görüyorum. Ve ona kızmak yerine ninni söylemeyi tercih ediyorum" diyor Süreyya Soyman. Peki kim o? Kim olacak içimizden biri. Farkı o illet bir hastalıkla mücadele eden bir yurttaşımız. Başkaları adı geçince bile depresyona giriyor ama o kanserle yaşamayı, onu ehlileştirmeyi başarabilmiş. Dahası, bu hastalık onu yazar yapmış. Tam 4 kitap yazdırmış ona yani.
Hadi gülümse
"İnsanları sevmekten, yaşama pozitif bakmaktan hiç vazgeçmedim" diyor ve gülümsüyor. 56 yaşında olan Süreyya Soyman hastalığını öğrendikten sonra şiirler yazmayı, bunları kitaplarda toplamayı bir terapi yolu olarak seçmiş. Yaşamı böyle didiklemesi, direnişi, mücadelesi hep bu özelliğinden mülhem. "Gönülden Damlalar" ve "Ay Işığıyla Söyleşi" kitaplarını okudum, bayıldım. Ha gayret Süreyya Hanım. Siz o kadar çok insanın moral lokomotifisiniz ki...
Polis otostop yaparsa!..
Yine nafile nöbetlerimden birindeydim önceki gece. Ve sabaha karşı 01.30 sularında Haydarpaşa Numune Hastanesi girişinin az ötesinde, yaya halde 7-8 trafik polisine rastladım. Üniformaları ter içinde, yol kenarında bekleşiyordu hepsi. Hayırdır diye sordum, şaşırdım yanıtlarına. Galatasaray'ın maçından çıkmış, o cangıl trafiğini düzenlemiş, sonra da otostop yaparak buralara kadar gelmişlerdi. Şimdi ta Haydarpaşa'dan Sultanbeyli, Sarıgazi, Ümraniye filan taraflarındaki evlerine gitmek için çabalıyorlardı.
Acı gülüşler
"Servis aracınız filan yok mu çocuklar?" diyecek oldum, acı acı güldüler.
"Ne olur yaz bu durumu abi" diye rica da ettiler. Ben pek gülemedim bu duruma. "Gecenin köründe devletin resmi üniformasıyla karanlık sokaklarda, caddelerde otostop yapan polis memurları kimin ayıbıdır acaba?" diye düşündüm. Siz ne dersiniz? Bu ayıp kimin, kimlerin acaba?..
Erol Köse'nin sahte dostları
Erol Köse'yi yıllardır tanırım. Doktorluğu filan boş verip sahnelere gönül verdiğinde daha gencanlı bir yetenekti. Komedi Dans Üçlüsü olarak epey hoşluklar, değişik renkler getirmişlerdi şov dünyasına. Yıllar içinde işi iyice öğrendi, pişti. Sonra da yapımcılığa başladı Erol kardeş. Ayna'yı, Atilla Taş'ı kitlelerle buluşturdu, parlattı önce. Sonrasında daha pek çok yeteneği keşfedip, ekmek kapısı açtı onlara. Son döneminde işlerini iyice geliştirip, devleşti.
İyi günler geçti mi?
Sanatçıları arasında kimler yoktu ki? İbrahim Tatlıses, Rober Hatemo, Mustafa Sandal, Ebru Gündeş, Hande Yener, Mahsun Kırmızıgül, Nez, Ahmet Özhan, Ayna Grubu, Nihat Doğan, Sami Özer, İntizar, Hacer, Burcu ve Haramiler bunlardan başlıcaları. İmar Bankası soruşturması nedeniyle mal varlığına tedbir konunca bir anda sahte dostları diş göstermeye başladı Erol'un. Hakkında konuşulup yazılanlar ayyuka çıktı. Yani bu dünyadaki kronik vefasızlık ve 'tökezleyene çelme takın, yere boylu boyunca düşürün' kuralları sokuldu devreye. Yasalar ne der, işin sonucu nereye gider onu biz bilemeyiz. Ama Erol kardeş bu vartayı atlatırsa çok kişiyle görülecek bir dostluk-hasımlık hesabı olacaktır sanırım.
ŞİKAYET MEKTUBU
Ek ödeme kek ödeme!..
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Sekreteri Hüsnü Kaymaz, SSK Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün ''ek ödeme'' yazısı ile çalışanların ek ödemelerinin kesildiğini anlatan bir ileti göndermiş. Diyor ki "SSK hastanelerinde sağlık personeline her nöbet ve fazla mesai için ek ödeme katkısı verilirken, son olarak SSK'nın, ek ödeme konulu yazısı ile bu hak gasp edildi." İlgililerin bilgisine sunar, işin peşini bırakmayacağımı müjdelerim bazı möhim zatlara...
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
