|
 |
|
Bak şu kükreyene
Roma'da ılık bir güz gününde (sıcaklık 24 dereceydi) İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini ile biraraya gelen Dışişleri Bakanı Gül ne kadar hissetti bilmiyoruz ama hemen kuzeydeki İsviçre Alpleri'nden Türkiye'ye doğru soğuk rüzgarlar esti durdu.
Nedeni, İsviçre'nin kadın Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Rey'in önümüzdeki hafta başında Türkiye'ye yapacağı ziyaretin, Ankara tarafından iptal edilmesi. İsviçre basını, "Tarihimiz boyunca hiç böyle aşağılanmamıştık" diyerek kıyameti koparıyor.
Türkiye'nin "Sadece erteledik" dediği, İsviçre'nin ise "Hayır, iptal ettiler" diye direndiği bu krizin ardında Vaud Büyük Konseyi'nin (bölge parlamentosu) Ermeni soykırımını tanıyan bir karar tasarısını kabul etmesi yatıyor.
Olayı anlatalım; çünkü İsviçreliler pek masum değil...
Vaud Büyük Konseyi üyelerinden Massimo Sandri, 20 Ocak'ta bir karar tasarısı hazırladı. Halktan topladığı 453 bini aşkın imzayla desteklenen tasarıda Ermeni soykırımının tanınması isteniyor, şöyle deniyordu "Sevr Antlaşması'yla Anadolu'da kurulan Ermenistan, Lozan Antlaşması'yla haritadan silindi. Lozan'da açılan yaranın yine Lozan'da kapatılması gerekiyor!"
Bu son cümle ne anlama geliyor dersiniz? Vaud kantonunun merkezi Lozan!
Tasarı geçen ay Vaud parlamentosunun gündemine alındı ve 23 Eylül'de büyük bir çoğunlukla kabul edildi. Sandri de gelecek yaz Erivan'a gidip soykırım kurbanlarının anısına ağaç dikeceğini açıkladı.
Türkiye'yi Vaud meclisinin kararından çok Lozan Barış Antlaşması'nı tartışmaya açan ifadeler sinirlendirdi.
Vaud Büyük Konseyi, İsviçre'de Ermeni soykırımını tanıyan ikinci bölge meclisi oldu. Daha önce 25 Haziran 1998'de Cenevre parlamentosu bu yönde bir karar almıştı. Hem de oybirliğiyle. O tarihte Cenevre kanton hükümetinin başında acaba kim vardı? Cevap Bayan Micheline Calmy-Rey! Üstelik karar tasarısına ilk imzayı o koymuştu.
Calmy-Rey'in iptal edilen iki günlük Türkiye ziyaretinin programını İsviçre kaynaklarındaki ifadeyle aktaralım da fotoğraf tamamlansın "İstanbul, Ankara ve Kürdistan."
Bu kadar tahrik ve zorlamada, İsviçre saatinin bile zembereği kırılır...
Baykal'a iki mesaj
CHP'nin ve kendisinin kamuoyunda destek kaybının faturasını basına yükleyen Baykal, Meclis Grubu'ndaki seçimin sonuçlarına ne diyecek?
"Benim adaylarım" dediği Grup Başkanvekilleri Mustafa Özyürek, Haluk Koç ve Oğuz Oyan'ın yeniden seçilmelerini istedi. Ancak milletvekilleri dinlemedi, Özyürek ve Oyan'ı çizdi. Koç ise sessiz-sedasız hizip liderliğine soyunan Genel Sekreter Önder Sav'ın desteğiyle yerini koruyabildi.
Buna karşılık lidere rağmen adaylığını koyan İzmir Milletvekili Kemal Anadol, grubun çoğunluğunun desteğini toplamayı başardı. Böylece Baykal partisini merkeze çekmeye çalışırken, Grup Başkanvekilliği'ne sıkı bir solcu getirilmiş oldu.
Bu sonucun iki mesajı var CHP'li milletvekilleri parti yönetiminin geçen yasama yılındaki çalışmalarını ibra etmedi. Grup'ta Baykal'a muhalefet ciddi boyutlara ulaştı.
23 Ekim'deki kurultay öncesi bu mesajlar işe yarayacak mı? Yoksa kabak yine medyanın başında mı patlayacak? Hep birlikte göreceğiz.
Mesajlarınız için:
esafak@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
