|
 |
|
EMRE AKÖZ
İslam ile Darwin barışıyor
Tahmin ettiğim gibi oldu Beni ve bazı köşe yazarlarını 'Darwinci' olmakla eleştiren, hatta suçlayan internet sitesi 'Yaradılışçı' çıktı.
Okurlarımız sağ olsunlar sitenin adresini göndermişler 'netcevap.org'.
İnternete girip baktım. Ohooo! Arkadaşlar çok iyi çalışmış. Hemen tüm gazeteleri takip etmişler. 1999 Ağustos ayından beri Evrim Kuramı'na yakın duran, doğrudan ya da dolaylı onu destekleyen ne kadar haber ve köşe yazısı varsa bir bir kayda geçirmişler. Ayrıca bunlara uzun uzun cevaplar da yazmışlar. Yani ciddi bir 'ideolojik' mücadele söz konusu.
****
Acaba bu konuya devam etsem mi, diye düşünüyordum ki... Cevap Ankara İlahiyat Fakültesi'nden geldi. Habere göre bu kurumda çalışan Prof. Mehmet Bayrakdar, Doç. İlhami Gürel ve Dr. Hadi Adanalı gibi hocalar İslam ile Evrim Kuramı arasında bağlar kurmaya çalışıyormuş. Tempo dergisine konuşan hocalar, özetle "Darwin'in görüşleri İslam'a ters düşmez" demişler.
Hele Prof. Bayrakdar'ın sözleri, meselenin en kritik noktasının anlaşıldığını ortaya koyuyor "Bazı Darwinciler, evrimin, Tanrı'nın iradesi dışında gerçekleştiğini söylüyorlar. İslam'a ters düşecek tek nokta budur."
****
Evet, meselenin çözümü tam da burada işte!
Örneğin... Evrenin Allah tarafından yaratılmış olduğuna inanabilirsin... Ama bu inanç o evrenin işleyiş biçimini araştırmanı engellemez ki! Bu çabanın adı bilimdir. Bilim; canlısıyla cansızıyla evrenin nasıl çalıştığını, olayların hangi yasalara tabi olduğunu ortaya çıkarmaya çalışır. İnsanın bu yasalardan yararlanarak alet edevat yapmasının adı da teknolojidir.
Bazı inançlı bilim adamları evreni araştırırken, bu olağanüstü mekanizmada Tanrı'yı gördüklerini, onu hissettiklerini söyler. Kimi inançsızlar da evreni mükemmel bir sanat eserine benzetir.
Yani hangi açıdan bakarsanız bakın, karşımızda insanı hayran bırakan bir sistem var. Bu sistemin bir parçası olan canlıların nereden gelip nereye gittiğine cevap ararken ister Evrim Kuramı'na bel bağlayın... İster yeni bir kuram geliştirin... Neticede yapılması gereken hem var olanı, hem de onun nasıl değiştiğini ortaya açıklamaktır.
Benim gördüğüm kadarıyla 'Yaradılış Kuramı'nın izleyicileri belki var olanı bize anlatabilirler. Ancak kuramın 'yapısı' gereği canlılardaki değişimi açıklayamazlar.
****
Söz konusu internet sitesinde bana ve başka yazarlara cevap verilirken, Evrim Kuramı'na karşı çıkan bilim adamlarının yanı sıra, Kuran başta olmak üzere kutsal kitaplardan alıntılar yapılmış. (Siteyi hazırlayanların 'Atatürk sevgisi' ayrı bir tartışma konusu.)
İyi, güzel de... Boşuna bir çaba! Çünkü belli oldu Bundan sonra onlara cevap verecek olan benim gibi gazeteciler değil, Ankara İlahiyat Fakültesi'nin hocaları.
Tecrübe hâlâ çok pahalı!
Hatırlarsınız, 'Tecrübe Çok Pahalıdır' başlıklı dünkü yazımızda çağdaş bir futbol kulübü yönetiminin, başarılı bir takım kurmak için yapması gereken temel noktalara değinmiştik.
Okurumuz Doruk Aküren'in itirazı var. Özetliyorum
****
Yazınızda planlama yapmak ve neleri planlamak gerektiğinden bahsederken saydığınız ilkeler Fenerbahçe örneğine (acı tecrübesine) deyim yerindeyse cuk diye oturuyor ancak isterseniz bunu bir de Galatasaray'a uygulayalım
1) Kulübün tarihine, kurum kültürüne, taraftar ve üye yapısına uygun bir çizgi belirleyeceksin. Bu konuda GS yönetiminin bir hatalı davranışının olduğunu söylemek yanlış olur kanısındayım. Bu kuralla çelişen bir adım attıklarını zannetmiyorum.
2) Bu çizgiye uygun bir teknik direktör getireceksin.
Eh yani GS için Fatih Terim'in en uygunu olduğu kesindir bana göre.
3) Hocaya, "Bütçemiz bu kadar, kimi almamızı istersin" diye soracaksın.
GS yönetimi benim bildiğim Hoca istemeden hiçbir transfer yapmamıştır ve de son iki sezonda hocanın istediği yaklaşık 20-25 futbolcuyu transfer etmiştir.
4) Hocanın rahat çalışması için gerekli maddi ve manevi ortamı sağlayacaksın.
Çalışma için her türlü altyapı, tesisler 2-3 ülkede yapılan sezon öncesi kampları, takım ve hocayla ilgilenen yöneticiler, verilen sonsuz destek vs..
5) (Okurumuz yeni bir hocanın göreve getirilmesi şıkkını boş bırakıp devam etmiş) .. Bu kural bakalım bu sene bitmeden uygulamaya konacak mı? Çünkü salı akşamı Real Sociedad maçında gördük ki F. Terim sabrını ve sinirlerini tüketme noktasına kadar gelmiş durumda.
Fenerbahçe yönetiminin bütün bu hataları yaptığını kabul ediyorum. Ancak görüyoruz ki bu durumdan genel bir vaziyet çıkartarak yazınızdaki gibi bir sonuca ulaşmak bana mantıksız geliyor.
****
Sevgili okurumuzun tüm dediklerine katılıyorum. Ancak benim yazımda lafı fazla uzatmamak için bazı noktalar boş bırakılmıştı.
Örneğin yukarıda sayılan temel ilkeler başarıyı (yani şampiyonluğu) garantilemez. Olsa olsa başarının zeminini hazırlar.
F.Bahçe yönetimi nihayet bu zemini oluşturdu. Peki Kanarya şampiyon olacak mı? Sanmıyorum... Çünkü neredeyse sıfırdan bir kadro kuruldu. Takımın sürüyle eksiği var. Ligi ikinci bitirmek dahi bence büyük başarı olacaktır. Asıl şampiyonluk beklentisi ise gelecek yıla...
****
Fatih Terim'e gelirsek... Bu konuyu yarın ele almayı düşünüyorum. Şimdilik şu kadarını söyleyeyim Türkiye'nin, ligimizin ve G.Saray'ın değişen koşullarına Terim ayak uyduramadı. Henüz, "Herkes bana düşman" aşamasında. Gerçekçi değerlendirmeler yapabilmesi zaman alacaktır. Yani Terim yeni duruma ilişkin tecrübe kazanıyor ve dediğimiz gibi Tecrübe çok pahalıdır. Hâlâ!
PEKİ BUNUN ADI NE?
Geçenlerde bir yerde okudum Şarkıcı Dean Martin'e, "Sevişirken telefonla konuşur musun" diye sormuşlar; "Eğer yakınımdaysa..." demiş. Peki o bir espriyse, bu olaya ne ad vereceğiz? Şöyle... Samsunlu Hüseyin Kaya (37), bundan bir buçuk yıl önce hayat kadını Beyhan Çelik'i (32) öldürmüş. Mahkemede hakim sebebini sormuş. Cevap "Arabada sevişiyorduk. Kapatmasını söylememe rağmen bu arada telefonla konuşup birisiyle pazarlık yapıyordu. Bir de 'Hadi aslanım, çabuk ol' demez mi? Sinirlendim. Tokat attım. Karşılık verdi. Ben de boğdum."
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
