|
 |
|
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Siyaset önde, ekonomi tukaka, tek kazanç kurdaki düzeltme
DEHAP kararının jet hızıyla onaylanması, ortaya çıkan hukuki durumda ortaya sayısız yorumun çıkması, bir hafta önceye göre mali piyasaların üzerinde olduğu zemini oldukça kayganlaştırdı. Dün Meclis'in açılmasıyla siyaset gündeminin yeniden yoğunlaşması, erken genel seçim tartışmasının başlaması ve yerel seçimlerin giderek yaklaşması, ekonomiyi ikinci plana itme ihtimalini güçlendirdi.
Şimdi ilk beklenecek karar Yüksek Seçim Kurulu'nun kararı. Sonrasında YSK'nın kararına bağlı olarak Meclis'in veya AKP'nin kararı beklenecek.
Kararların verilmesiyle siyasi belirlizlikler hemen bitmiyor. İstikrar kolay yakalanamıyor.
Çünkü nasıl bir karar ortaya çıkarsa çıksın, seçim yapılsın veya yapılmasın, AKP isterse 550 milletvekili ile Meclis'e gelsin, önümüzdeki dönem siyasi istikrar açısından geride bıraktığımız dönemi aratacak gibi.
* Senaryo çok- Bunun belli başlı nedenlerini şöyle sıralayabiliriz.
* Mali piyasalar açısından verilebilecek en iyi karar, Yüksek Seçim Kurulu'nun herhangi bir karar almayıp, görev süresini tamamladığını belirtip topu Meclis'e atması olabilir. Bu durum, Meclis'in meşruluğunu tartışmalı hale getirir ve o halde bırakır. Hükümetin zayıfladığı bir aşamada da hükümet dışı güçlerin yüklenmesi ile eninde sonunda bir erken seçim gündeme gelebilir. Hükümetin zayıf anında seçime gitmek AKP'nin işine gelmez. Bu nedenle YSK'nın en iyimser ihtimalle alacağı böyle bir karar karşısında AKP yerel seçimlerle birlikte genel seçimleri de yenileme kararı alabilir.
* Genel seçimlerin yenilendiği durumda ortaya çıkacak sonuç da önemli. AKP'nin aynı oy oranını aldığını veya daha fazla milletvekili çıkardığını düşünelim. Aynı AKP, milletten ikinci kez yetki aldığını düşünerek bu kez uzlaşmacı olmayacak, riskli icraatlara girişebilecek, tutumu katılaşacak. Bu da toplamda yeni gerilimler yaratabilecek.
Uç bir örnek ama matematiksel olarak da mümkün olan bir sonuç, AKP dışındaki partilerin baraja takılması durumunda, bu partinin 550 milletvekilliğini de kazanması. Yani muhalefetsiz bir parlamento. Bu da, gerilimli bir dönem anlamına gelebilir.
AKP'nin oy oranını düşürmesi ise radikal icraatlarda ve köklü ekonomik reformlarda elinin titrek olmasıyla sonuçlanabilir.
*Eğer seçime gidilirse AKP'nin milletvekili sayısının azalmasıyla Meclis'e üç partinin girmesi daha yüksek olasılık. Ancak bu durumda AKP tek başına iktidara gelmesine karşılık gücünü kısmen kaybetmiş, muhalefet gücünü artırmış olacak. Bu da, bugünkü güçlü durumunu koruyamaması ve icraatlarının hız kesmesi anlamına geliyor.
* Yüksek Seçim Kurulu, seçimi geçerli sayıp oyları yeniden dağıtmaya da karar verebilir. Bu durumda Meclis üç partili olacak. DYP yeni bir grup kuracak. Ancak bu durumda Siirt'te tekrarlanan ve Erdoğan'ı Başbakan yapan seçimler de tartışmalı hale gelecek ve AKP'nin genel seçimi istemesiyle sonuçlanabilecek.
* Tek iyi gelişme- Geçen kasım ayında başlayan siyasi istikrar dönemi bir yılına varmadan bitti. Nasıl bir istikrarsızlığa girdiğimiz ise henüz belli değil. Verilecek kararlarla ortaya çıkacak.
Ancak ne olursa olsun artık gündem siyasetten oluşacak, ekonomi geri plana itilecek.
Böyle bir ortamda da, Irak'a asker göndermek, IMF ile ilişkileri götürmek, programı sürdürmek, hedefleri tutturmak, borçları daha düşük faizlerle çevirmek güçleşiyor.
Böyle bir dönemin belki tek iyi ekonomik gelişmesi olabilir; o da siyasi etkenlerle kurdaki düzeltmenin gerçekleşmesi.
* Sonuç- "Bulut geçerken hava nemlenir" Türk Atasözü
Mesajlarınız için:
ayildirim@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
