kapat
02.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

UMUR TALU


Halk oyunun oyuncak olarak kullanımı

Çok partili, çok darbeli demokrasimiz zaman zaman halkın "sandık ayaklanmaları"na sahne olmuşsa da, halk da çeşitli masalardaki oyunlarda sermaye niyetine kullanıldı.

1983'te, darbe ortamından çıkış için oy kullananlar, kısa süre önce, darbeyi tüm hayatlarına nakşeden Anayasa'ya ezici biçimde kabul diyenlerdi.

Onlarca gencinin, aydınının hayatını yutan 12 Eylül öncesi Türkiye'ye biçilen misyon ve üstünde oynanan oyunlar ile...

Ne 12 Eylül'ün, ne 24 Ocak'ın, ne Anayasa'nın bağlantısını kurabilmişlerdi.

Kendilerine karşı olan bir süreci, "kendilerinden yana" gibi kabullendiler.

Onu anlayabilme fırsatı epey sonra ortaya çıkmıştı.

Lakin, şu meşum ve meşhur 28 Şubat, sadece irtica-laiklik ya da demokrasi-müdahale ekseninde tartışıldı.

Oysa fiilen olan, Susurluk'ta ipucu veren ilişkilerin, hem gündelik aktörleriyle, hem de tarihin deşilmesiyle, Türkiye'nin "güvenilir kurumları"na uzanma riskinin bertaraf edilmesiydi.

Tarihin gördüğü (belki de göreceği) en yaygın sivil, barışçı ayaklanmalardan biri...

"Çeteler, derin devlet" ilişkilerinin çözülmesi talebi...

"Başka bir şey" haline getirildi.

Bu talepten hiçbir şey anlamayan ve o ağın "sivil" kanatlarından olan ortağı Çiller'i korumaya kalkışan Erbakan ile...

"Laikliği tehdit eden" hükümeti alaşağı eden bir müdahale izledik sonunda.

28 Şubat'ın en kritik, ama en çok ıskalanan yönü, açıklık ve hesap sorulmasını isteyen halk talebinin manipüle edilmesi sayesinde çok şeyin kapatılmasıdır.

Demokrasinin aldığı en derin yara da buydu zaten.

***

Bugün tartışmaya başladığımız, kendimize göre çekiştirdiğimiz meselenin özü de böyle.

Artık DEHAP diye anılan siyasi çizgi, nasıl görmek isterseniz isteyin, özünde, parti olarak örgütlenmiş ve barışçı siyasi mücadele vaat etmiş bir "Kürt hareketi"dir.

Bu yönüyle de, aslında lanetli ve yasaklıdır.

Son seçimde, merkez sağı eriteceği biline biline, yüzde 10'luk "adaletsiz" Türkiye barajının kalması da, tamamen, ona oy verenlerin seslerinin Meclis'e girmesine karşı barajdır.

Seçim kuralları, sadece "istikrar" adına değil, taammüden, belli görüşlerin, belli eğilimlerin, belli bölgelerin, belli vatandaşların "harici" tutulmasına dönük tasarlandı.

Hal böyle iken, "dışlanmak" istenenler, aynı zamanda bir "oyuncak" olarak elde tutuldu.

"Dışlanmak" istenen başkalarının karşısında, ikinci bir baraj rolü biçildi.

Bölgede "ikinci tercih"in genellikle AKP olmasından dolayı, DEHAP seçmeni, AKP'yi törpüleyecek bir "alet" olarak düşünüldü.

Bu tür tasarımlarda, "halk ve seçmen", seçecek ve temsil edilecek demokratik aktör değil, kafalardaki türlü oyunların piyonudur.

Meclis'te temsillerini engelleyecek her şeyi yaparsınız...

Sonra, çöpe gidecek oyları attırırsınız...

Ardından da, o oyların geçersizliği üstüne oynarsınız.

Ve bu da "demokrasi" olur.

DEHAP kazayla Meclis'e girseydi, parti kalacak mıydı sanıyorsunuz!

****

Neredeyse tüm siyaset geleneğinin, bu arada "demokrasi"yi çok savunan AKP'nin ikircikli hali de zaten o noktada sırıtır.

"Oyun dışı" bırakılmak istenen bir gelenekten gelen ve sadece o geleneğin çekirdek seçmeninin değil, ekonomik, siyasal ve toplumsal olarak "dışlanmış", adalet arayan çok sayıda insanın desteğini alan, ancak o sayede iktidar olan AKP de...

Seçim sisteminin bu adaletsiz yanı üstünde hiç durmadı.

Halkın önemli bir kesimini dışlayan, seçim oyunlarında oyuncak haline getiren sistemi, "adalet ilkesi"nden yola çıkarak tartışmadı. Tartışmalıydı.

"Halk oyu"nun, "halk oyunları" olarak iğdiş edilmesine karşı çıkabilmek, böyle bir samimiyet de gerektirirdi.

Mesajlarınız için: utalu@turk.net

Fax: 212 280 05 51 Tel: 0 537 660 71 21


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi

Sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır