kapat
30.09.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

SAVAŞ AY


Zarifi'nin karşısı dadaş hause

Ne matrak, ama ne renkli bir dünya şu İstanbul dünyası. Bakın mesela; Taksim'e yakın dar, minicik bir sokak. Ucu Parmakkapı'ya dayanan bir dehliz gibisinden uzanıyor. Ve bu küçük sokak İnsan Hakları Derneği merkez binasını, sosyetenin 5 yıldız uğrağı Zarifi'yi, şimdi de Erzurumluların açtığı 5 katlı Dadaş Evi'ni barındırıyor kucağında.

Herkes barışık
Sokağa girdiğinde aynı anda ve yüz metrelik yürüme mesafesinde şık şıkıdım salınan beyleri hanımları, en pahalı otomobilleri, bir protesto eyleminden kan ter içinde dönen genç sempatizanları, gözleme, ezo gelin çorba, kadayıf dolması yemeye gelen türbanlı hanımları, mütedeyyin delikanlıları görebilirsiniz. Ve daha da güzeli; en ufak bir arıza, en ufak bir tatsızlık çıkmıyor sokakta. Herkes herkesin görüşüne, yaşamına saygı gösteriyor, hoşgörülü bakıyor. İnsan bu kaynaşmanın tekmil memlekete yayılmasını ne kadar da istiyor...

Sağlık raporu
Sağlık meselelerinde şeytanın avukatlığını yaptığımı söyleyen çok kişi var. Ne yapalım? Elbette birileri kral çıplak diyecek bazılarına. Bakın aşağıdaki veriler kendi araştırmam ya da uydurmam değil, bizzat Sağlık Bakanlığı'nın Yataklı Tedavi Kurumları İstatistik Yıllığı'ndan alınma 2002 verileri. Ve buna göre, son 10 yılda, bir hekime düşen nüfus sayısında azalma olurken, Sağlık Bakanlığı bütçesinin genel bütçeye oranı gerilemiş. Örneğin; hekim sayısı 2002 sonu itibarıyla 93 bin 586 bine yükselen memleketimizde, 745 hastaya 1 doktor, 392 hastaya 1 yatak düşüyor. Daha fazla detaya girmeye gerek mi var? Bu rakamlar, bu oranlar makul mu değil mi, çıkıp açıklasın sayın bakan. Sonrasını sonra konuşalım...

Trenlerde sinema kütüphane konser
Demiryolu taşımacılığı üzerinden kamu tekelini kaldırmak üzerine dün yazdığımız yazıya çok hoş destekler geldi. Sadece yük ve insan taşımak konusunda değil, vagonlar dolusu kültür sanat ürünü taşımak ve takas etmek için müthiş bir fırsat çıktığı için seviniyor herkesler. Hele de akademili gençlerden fırtına gibi öneriler var. Trenleri vagon vagon boyamak, içlerinde çeşitli dizaynlar yapmak, tren kütüphaneler, vagon sinemaları, tiyatroları kurmak. Gidilecek yerlerde yöre çocukları ve gençlerine 3-4 günlük kurslar vermek ve daha türlü çeşit öneri.

Sırtımızda yük küfesi
TCDD Genel Müdürü Karaman'ın ise olaya bakışı elbette daha efektif daha reel. Bu gereksinmenin nereden kaynaklandığı konusunda şöyle diyor "Bizim bundan maksadımız şu Türkiye'de hakikaten taşımada bir vagon ihtiyacı var, tren ihtiyacı var. Herkesin bildiği bir gerçektir Şu anda demiryolu ile yolculuk etmek istediğinizde trenler 10-15 gün süresince dolu gözüküyor. Aslında bu belki biraz da trenin ucuz olmasından kaynaklanıyor ama şu da gerçek ki, trenin bir özelliği de ucuz taşıma imkanı sağlaması. Maksadımız Türkiye'de treni sevdirebilmek. Kaliteli trenler oluşturabilmek. Bir de vagon ihtiyacımız had safhada. Şu anda Türkiye'nin birçok bölgesinde vagon bulunamıyor. Vagon üretmek, daha fazla vagon üretmek de devletin işi olmasa gerek. Yani, belki esprisi şu Devlet niye vatandaşın yükünü taşıyor? Vatandaş kendi yükünü kendi taşısın. Devlet kendi yükünü zaten zor çekiyor. Dolayısıyla böyle bir yola girdik.

KIYMIK

TUĞRULSUZ!.
Tuğrul Şavkay'ın gidişiyle yaşamın da lezzeti, tuzu biberi azalacak sanki.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi

Sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır