kapat
30.09.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Filmleri Anadolu kokan yönetmen hayata veda etti

1909 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Kayseri asıllı ünlü yönetmen Elia Kazan, sinema tarihine, 20 tane filmin yanı sıra Marlon Brando, James Dean, Warren Beatty ve Katharine Hepburn gibi dev isimleri de armağan eden kişi olarak hatırlanacak

Sinamanın en büyükleri arasında Türkiye doğumlu olan tek isimdi Rum bir aileden 1909'da Elia Kazancıoğlu adıyla doğmuştu. Ailesinin kökenleri ise Kayseri çevresindendi. Daha 4 yaşında ABD'ye göç eden, babasının yolundan gidip halı tüccarı olmak yerine Yale Üniversitesi'nde tiyatro okuyan, çok genç yaşta Group Thatre grubunu kurup oyun yönetmeye başlayan Elia, kökenlerini hiç unutmadı; sık sık Türkiye'ye geldi. Film çevirmek için, son döneminde sıvandığı romancılığı adına esin aramak için, aile izlerini sürmek için, İstanbul Festivali'nden ödül almak için, dönemin başbakan ve bakanları tarafından kabul edilip iltifatlara boğulmak için...

ANADOLU'YLA YOĞRULMUŞTU
Ama aile kökenlerine kimi acı hatıralar da karışmıştı. İlk dünya savaşındaki kuşatılmış ve kıstırılmış Osmanlı'nın Batı tahrikleriyle azınlıklara karşı yüzyıllardır sürdürdüğü 'müsamaha'nın sekteye uğraması, onun ailesinde de acı anılar bırakmıştı. Ama onun kişiliği Anadolu'yla öylesine yoğrulmuştu ki, o acının galip gelmesine izin vermedi. 1962'de önemli bölümünü İstanbul'da, Haliç kıyılarında çektiği "Amerika, Amerika", Kazancıoğlu ailesinin serüvenini anlatır. Bu filmde yer yer "korkutucu Osmanlı" imajı olsa da filmin tümü Anadolu'ya ve o döneme şiirsel bir ağıttır. Benzer şeyleri 1982'de yazdığı "The Anatolian- Anadolulu" adlı ünlü biyografik romanda da kullanmıştır.

SİNEMA DİLİ ÇOK ZENGİNDİ
Birçok filminde bu Anadolu duyarlılığı vardır Örneğin kendi romanından uyarladığı "The Arrangement-Kader Değişmez" adlı filminde... Bir de, bir Berlin festivalinde ona kökenlerinin Rum mu, yoksa Ermeni mi olduğunu soran bir yabancı gazeteciye verdiği yanıtı unutmuyorum "Hiçbiri... Ben tek sözcükle bir Anadoluluyum!" Tüm bunlar, Kazan'a bir dönemde yakıştırılan "Türk düşmanı" ünvanının hiç de doğru olmadığını kanıtlar. İlk dönemdeki ününü parlak tiyatro ya da roman uyarlamalarıyla yaptı "İhtiras Tramvayı", "Viva Zapata", "Cennet Yolu", "Taş Bebek"... Özellikle Tennessee Williams'ı en iyi anlayıp uyarlayan sinemacıydı. Ama ilk döneminde bile tiyatro/roman uyarlamalarının sınırlayıcı dünyasından sıyrılıp belgesel tadında dış mekan filmleri de çekmişti "Boomerang- Geri Tepen Silah" ya da "Sokaklarda Panik" gibi... Az bilinen filmlerinden "Kalabalıkta Bir Yüz"de medyanın bireyi ezici etkilerini ilk kez güçlü biçimde işleyen filmlerden birini yapmıştı. Biyografik filmi "Amerika Amerika" en gözde yapıtı olarak kaldı. Hollywood'un parlak dönemini anlatan kıymeti bilinmemiş "The Last Tycoon- Son Büyük Patron"dan sonra (1976) bir daha film çeviremedi. Ama çevirdiği toplam 20 film, onun Amerika'nın 20'nci yüzyıldaki en önemli meselelerine değindiği, bir avuç en ünlü yapıtı uyarladığı ve aynı zamanda, gösterişli, barok, ama öz olarak da çok zengin bir sinema dilini kurduğu bir toplam olarak yeterince önemlidir.

BİRÇOK YILDIZI O YARATTI
1947'de Lee Strasberg'le birlikte kurduğu Actors' Studio adlı oyunculuk okulundan yetişen o öfkeli genç adamlara sinemadaki en iyi rollerini Kazan verdi Marlon Brando, Montgomery Clift, James Dean, Warren Beatty... James Dean efsanesinin onun "Cennet Yolu"yla başladığı unutulabilir mi? Brando ise özgün bir senaryoya dayalı "Rıhtımlar Üzerinde"yle ilk Oscar'ını aldı ve efsaneye doğru giden yolda en büyük adımı attı. Katharine Hepburn, Jeanne Crain, Vivien Leigh, Carroll Baker, Lee Remick, Natalie Wood, Deborah Kerr onun kadın oyuncular galerisinden kimi portrelerdir. Karl Malden, Antony Quinn, Rod Steiger, Eli Wallach, Jo Van Fleet, Eva Marie Saint ise üne kavuşturduğu karakter oyuncuları...

Kazan ve ünlü muhbirlik olayı
Elia Kazan, hayatının en zor yıllarını 1950'lerde yaşadı. O dönemde çılgın ve demagog senatör Joseph MacCarthy'nin etkisiyle Amerikan Kongresi'nin giriştiği soruşturmalarda sıra Hollywood'a geldiğinde ve kurulan komiteler tüm ünlü sanatçıları "solcu etkinlikleri" konusunda ifade vermeye ve ihbarda bulunmaya zorladığında, Kazan ilk pes edenlerden biri oldu. Komünizmi lanetlemek ve solculuğa ilgi duyduğu gençlik yıllarını yadsımakla kalmadı. O yıllardaki kimi arkadaşlarını da ihbar etti. İlerici Amerikan ve dünya kamuoyu bunu hiç affetmedi ve Kazan yıllarca 'muhbir' etiketini sırtında taşıdı. Kısa süre sonra "Rıhtımlar Üzerinde" ile Oscar'lara boğulması ya da yine o sıralarda "İpteki Adam" adlı gülünç biçimde anti-komünist bir film yapması, hep bu olaylara bağlandı. Ama ne olursa olsun ve hayatının bir döneminde ahlaken yanlış bir iş yapmış da olsa, o çok büyük bir yönetmendi ve sinema tarihine öyle geçti.

EN ÜNLÜ FİLMLERİ
* Bir Genç Kız Yetişiyor- 1945

* Boomerang-Geri Tepen Silah- 1947

* Gentlemen's Agreement- Centilmenlik Anlaşması- 1947

* Pinky-Kara Damga- 1949

* A Streetcar Named Desire- İhtiras Tramvayı- 1951

* Viva Zapata!- 1952

* On the Waterfront- Rıhtımlar Üzerinde- 1954

* East of Eden- Cennet Yolu- 1955

* Baby Doll-Taş Bebek- 1956

* Wild River-Vahşi Nehir- 1960

* Splendor in the Grass-Aşk Bahçesi- 1961

* America, America- 1963

* The Arrangement- Kader Değişmez- 1969

Atilla DORSAY


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi

Sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır