kapat
27.09.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°
limasollu
TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL



GREENCARD

REFÄ°K DURBAÅž


YeÅŸil pasaporta vize...

1980-81'e kadar normal TC pasaportuna Avrupa'nın hiçbir ülkesi vize istemiyordu. Kaçak işçiliği ileri sürerektüm Avrupa ülkeleri bize vize koydu. Aslında ülkesine giren yabancıyı izlemek onların sorunu. Buna rağmen bölücüleri/kanun kaçaklarını siyasi mülteci diye alıp bu ülkenin yeşil pasaportu olmayan sanayicisi, doktoru, işadamı, mühendisi niçin vize kuyruklarında bekletiliyor? Vize koyma gerekçeleri kaçak işçiliği önlemekti. Sözgelimi TC vatandaşı bir doktor Portekiz'de kaçak işçilik mi yapacak ki vize isteniyor? Geçenlerde, yeşil pasaportlu bir doktor arkadaşım Portekiz'de mesleki bir kongreye davet edilmiş, yeşil pasaportuna rağmen Portekiz'den vize alana kadar emdiği süt burnundan gelmiş... Üstelik bu işte bir Ankara ofisi görevli...

Yunanistan'a bakın. Biz dostluk diye her türlü "sempati"yi gösterirken, onlar Batı Avrupa'nın bile istemediği yeşil pasaporta vize istiyorlar. Yeşil pasaportlu bir görevli Yunanistan'da kaçak işçilik mi yapacak? Ama aynı Yunanistan kaçak PKK'lılara vize istemiyordu! Sonuçta sorun yeşil/mavi değil,AB uyum yasalarına karşılık onlardan mutlaka vize kolaylığı istenmeli... AB, Bulgaristan'a altı aylık vize muafiyeti getirdi. Bize aday ülke olmamıza rağmen bu konuda en ufak bir olumlu yaklaşım sergilenmediği gibi AB'ye tam üyelik sürecindeki ülkeler bile önceden vize istemezken vize ister oldular. Son örnek Malta!

Türkler artık Avrupa'da vize almamalı...

Prof. Dr. NADÄ°R PAKSOY / Ä°ZMÄ°T

Kuyumcu, vergisini ödedi
Sayın Banu Aktaş'ın SABAH Gazetesi'nin 16.09.2003 tarihli "Ekonomi" sayfasındaki kuyumcular ve vergileri konuluısıyla ilgili birkaç şey söylemek isterim. Ben de bir kuyumcu esnafıyım ve hiçbir zaman "En çok vergiyi biz veririz" şeklinde bir iddiamız olmadı. Bir kilo altın sermayeli kişi de kuyumcu, 100 kilo sahibi de kuyumcu esnafıdır karşıdan bakıldığında... Geçen kriz süresi içinde doğal olarak halkın aklına en son gelen şey altındı, almak için, insanlar sadece yaşamaya çalıştı o süre zarfında, evlenmedi bile... Biz bu sürede ne yaptık Daha önce kazandıklarımızı yedik... Bu da sermayeden yemek anlamına gelir ki, bu arada biz yine de devletin "Kazansaydın kardeşim" şeklinde dayattığı hayat standardı üzerinden vergimizi ödedik. Ayrıca o 3.5 milyar vergi veren "bakkal dükkanı"nı merak ediyorum, çünkü bizim buralarda o çapta bakkal yok... ERAY ALTINTAŞ

BaÅŸkan ile BaÅŸbakan...
Adli Yıl'ın açılışında Sayın Yargıtay Başkanı'nın yaptığı konuşma, felsefi derinlik taşımayan, yıllardan beri yapılagelen konuşmaların bir tekrarıdır. Onun sözlerine Sayın Başbakan'ın verdiği yanıt da derinlikten yoksundur. Bu konuşmayı çirkin bulması ise hiç de şık olmayan bir tavırdır. Başbakan'ın çıkışı üzerine Yargıtay Başkanı'nın "Ben kimseyi kastetmedim, Başbakan üzerine alınmış" sözlerine gelince...

Bu sözler yumuşatıcı, ancak bir entelektüel duruşu ifadeden uzaktır. Sayın Başkan bu konuları ya hiç konuşmamalıydı ya da konuşunca hiç değilse kimi kastedip etmediği konusunda bir açıklama yapmamalıydı. Hukuka ve adalete güven sorununun tartışıldığı konuşma günlerinde Sayın Başkan'ın asıl ağırlık vereceği konu, hukuk olmalıydı.

Av.SADÄ° BÃœLBÃœL SIHHIYE / ANKARA


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi

Sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır