kapat
27.09.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°
limasollu
TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL



GREENCARD

ALÄ° KIRCA


Gülsuyunun hikayesi...

Gülün yaprağı döküldü, düştü; karıştı toprağa çoktan..

Kokusu gümüş şişede duruyor hala..

****

Ölüm, hayat, ölümsüzlük, sonsuzluk, dünyanın ve insanın "fani" ya da "ebedi" oluşuna dair yazılmış ve çizilmiş ne varsa..

Bir gün eski bir gümüş şişede rastladığınız gülsuyunun belli belirsiz kokusuyla yeniden anlamlanır, yeniden dökülür sözcüklerin kalıplarına..

Ve yazının girişindeki sözcüklerine ilham verir bu satırların yazarının

Gülün yaprağı döküldü, düştü; karıştı toprağa çoktan..

Kokusu gümüş şişede duruyor hala..

****

Bizden ne kalacak geriye?

Biz gittikten sonra daha ne kadar yaşayacağız?

Gidenler ne kadar yaşadılar gittikten sonra?

Ve gümüş şişede hala ve inatla tüten o hoş "rayiha"dan haberi var mı acep; çoktan toprağa karışan "o" gül yaprağının?

****

Geçen çarşamba akşamı TRT ekranlarında Zeki Müren anılıyordu..

Doğduğu ve öldüğü "yer"de yani..

Kendi sesinden yaşam öyküsü veriliyordu.

Arada, yaşam öyküsüne şarkıları eşlik ediyordu..

"Mesut bahtiyar"dan şarkılar yayılıyordu gecenin sessizliğine..

Ne çabuk!.. Öleli yedi yıl olmuştu..

Yedi yılda dünyada ve Türkiye'deki değişimin hızına bakıldığında...

Değişimin dinamikleri her gün ve her gün dev bir "iştah"la yutuyordu geri kalanı.. Toplumsal hafızanın derin ve karanlık dehlizlerinde kaybolup gidiyordu bütün yaşanmışlıklar sırayla..

Oysa.. Neden ÅŸaÅŸmak gerekirdi ki?

Daha yaşarken bile geçen zamanın değirmen taşlarında un-ufak edilmiyor muydu geride kalan hatıralar?

O gece söylüyordu zaten "o" da

"Sevda bahçelerinin çiçekleri hep soldu..

Hiç ayrılamam derken kavuşmak hayal oldu!"

Bu şarkı eskisi kadar sık çalınmıyor artık.. Öteki eski şarkılar da sık çalınmıyor..

Şimdilerde yirmili yaşlarını yaşayan gençler, Zeki Müren varken mesela, çocuktular..

Ne şarkılarına aşinadırlar, ne de o şarkıların çalındığı zamanlara..

Bir hatırlatan olmazsa nasıl hatırlayacaklar ki?

Ya da gülsuyu şişesinin kapağını açmazsa birileri olmadık zamanlarda..

Gülsuyunu nasıl koklayacaklar ki?

Ya da o gül suyu buharlaşır giderse zamanla?

Gül, asıl o zaman mı ölmüş olacak?

Yani yaşıyor muydu aslında o ana kadar?

Ne tuhaf sorular!...

****

"Bak oğlum.. Bu havada asılı gibi duran adam Metin Oktay!..

Hiç kimse onun kadar şiir tadında goller atamadı daha..."

O kuşak, bir sonraki kuşağa anlattı "siyah-beyaz" albümdeki "en kral" fotoğrafları.. Lakin bu kuşak ta taşıyacak mı öteki kuşaklara?

Orhan Kemal daha ne kadar yaÅŸayacak mesela?

Yahya Kemal'in şiirlerini kaç kişi okuyor "bu" zamanlarda?

Zeki Müren, Metin Oktay, Orhan Kemal, Yahya Kemal ve daha ne kadar çok "bahse değer" hatıralar..

Her biri bir gülsuyu şişesinde duruyor hala..

Lakin.. Daha ne kadar yayılacak yapraklarından süzülüp imbiklenen o "hoş" rayihalar bizim bu havalarda?

Gülsuyunun hikayesi nasıl bitecek?

Sizin gülsuyunuzun "ömür kıratı"nı hiç vurdunuz mu zamanın mihenk taşına?

Bir de her an kırılmaya hazır cam şişelerde duranlar var ki?

Sorma...


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi

Sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır