|
 |
|
Radikal taraflar aynı sokağı bile paylaşamıyor
"İsraİl ve Filistin halkı birlikte yaşayamaz. Çünkü Allah Müslümanlar'ı, içlerinde Yahudi düşmanlığı ile yaratmış" diyen radikal İsrailliler ile Filistinliler birbirlerini suçlayadursun... Yaşanılan acılardan "dini suistimal edenleri" sorumlu tutanlar da var. Onlar iki halkın, geçmişte olduğu gibi bugün de beraber yaşayabileceğine inanıyor
İntahar bombacıları Yahudiler'i Filistin topraklarından çıkarmak için eylemler düzenlerken, İsrail topraklarında "Filistinliler'e katlanamayanlar" yok mu? Onlar kendilerini "dindarlar" olarak tanımlıyorlar.
Siyah fötr şapkaları, kısa kestikleri saçlarının kulak hizasından bıraktıkları lüleleri ile erkekleri; kazıttıkları saçlarının üzerine taktıkları peruklarla da kadınları hemen tanımlanabiliyor. "Ilımlı İsrailliler"le aynı mahalleyi bile paylaşmamaya özen gösteriyorlar.
Kudüs'teki bir sokak partisinde tanıştığım Aron Jacobowita, bir Amerikan Yahudisi.
Tevrat'a dayanarak, İsrail topraklarının "Allah tarafından İsrailoğulları'na emanet edildiğini" savunuyor ve şu iddiada bulunuyor "İsrail ile Filistin halkı birlikte yaşayamaz. Çünkü Allah Müslümanlar'ı, içlerinde Yahudi düşmanlığı ile yaratmış. Bu topraklar benim; Yahudiler'in ana yurdu. Filistinliler bunu kabul edip buradan ayrılmalı. Kabul edecek gibi gözükmedikleri için de barış filan olmaz."
FİLİSTİNLİ DOSTLARIM VAR
İsraİl ve Filistinli radikal gruplar birbirlerini suçlayadursun, iki ülkede çuvaldızı kendine batıranlar da var. Onlar, yaşanılan acılardan "dini suistimal edenleri" sorumlu tutuyor; iki halkın, geçmişte olduğu gibi bugün de beraber yaşayabileceğine inanıyorlar.
Kudüs'te yaşayan İsrailli Maayan Ohana, yüzme öğretmeni. Yeşil hattın dışında yaşayan "Filistinli dostlarına" sahip olmaktan gurur duyuyor. Duvarı geçip Batı Şeria dışına çıkması zor olduğu için, arkadaşlarını ziyarete kendisinin gittiğini anlatan Maayan, "Zaten onlar İsrail'e gelmeyi başarınca, içerideki Filistinliler'le büyük sorunlar yaşıyorlar. Oradaki dini gruplar arkadaşlarımı İsrail destekçisi olmakla suçluyorlarmış" diyor.
AH TÜRKİYE GİBİ OLSAK...
"BarIŞ içinde bir ülke kurarsak, Başbakan'ın Arafat olması bile beni ilgilendirmez. Zaten Filistinliler'e devletlerini kurma hakkını hemen vermeliyiz" diyen Maayan, şöyle devam etti "İki şans var. Ya sonsuza kadar kavga etmek ya da orta yolu bulmak. Şaron da Arafat da aslında zavallı. Çünkü önce kendi halkları arasında barışı kurmak zorundalar; ki bu iç savaş demek. Radikallerle barış yanlıları beraber yürümüyorlar çünkü."
Ramallah'da bile, İsrail halkı ile beraber aynı ülkeyi paylaşmanın düşünü kuranlar var. Mesleğini "sokak ressamı" olarak tanımlayan Ali Ramed, hayalindeki ülkeyi anlatırken Türkiye'yi örnek gösteriyor "Türkiye'deki yönetim çok güzel. İleride kendi ülkemizi kurarsak, Türkiye'deki gibi olsun isterim. Bu toprakları iki ülkeye bölmemiz de çok anlamsız. Beraber yaşayabiliriz. Ülkenin adının İsrail veya Filistin olması da farketmez. İleride Müslüman Filistin halkı ile Yahudi İsrailliler laik bir ülkede birarada yaşasın isterim."
MAVİ FİLİSTİNLİLER ŞANSLI
Kudüs doğumlu Araplar ise belki de yaşam standartlarının sağladığı rahatlıktan olsa gerek, Batı Şeria'daki Filistinliler'e göre çok daha ılımlılar. Çünkü onlar "İsrail vatandaşı..."
Onlar, diğer Filistinliler gibi turuncu değil, İsrailliler gibi mavi kimlik kartına sahipler. Seçimlerde oy kullanabiliyorlar. Kısacası kanuni olarak İsrail halkı ile tamamen eşit haklara sahipler. İsrail vatandaşı olan Filistinliler'den resepsiyonist Ali Ziyade; Batı Şeria ya da Gazze doğumlu bir Filistinli'nin mavi kimlik kartına sahip olması için ya din değiştirip Musevi olması gerektiğini ya da "İsrail polisi ile işbirliği yapmak zorunda" olduğunu söyledi. Sonra da imalı bir şekilde gülümseyerek, "Ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi?" diye sordu.
"İsrail halkıyla ve yönetimi ile hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz" diyen Ziyade, "Mesela turuncu kimlik kartlı bir Arapla kavga ettim. Ben kimliğimi gösterip yoluma devam edebilirim. Ama o kesinlikle tutuklanır. Zaten tek üzüldüğüm nokta, yeşil hattın ötesindeki Filistinliler'in bize 'Yarı Arap' gibi bakması" dedi. Ziyade, Hıristiyan Araplar'ın ise kendilerine göre sosyal hayatlarında biraz daha rahat bir yaşam sürdüğünü söyledi.
Barzani'nin akrabaları Kudüs'ün göbeğinde...
Kudüs'ün göbeğindeki en ilginç sokaklardan ikisi ise Agribas ve Bezalel.
Bu iki sokakta birbirlerini tam olarak anlamasalar bile ana dilleriyle konuşmaya çalışan Kürtler oturuyor.
Hepsi Barzani'nin aşiretinden. Çoğu ise Zaho doğumlu. İsrailliler, Barzani aşiretinin Hz. İbrahim'in Harran'dan göç etmeyen kabilesinin devamı olduğunu, dolayısıyla Kürtler'le akraba olduklarına inanıyor.
Taksi şoförü Samuel Zaho, bana eşinin Diyarbakır doğumlu bir Kürt Yahudi olduğunu anlatıyor. "Evde Kürtçe mi konuşuyorsunuz?" soruma ise, "Ne mümkün. Kürtçe'deki aksanlar öyle farklı ki, birbirimizin ne dediğini tahmin bile edemiyoruz" şeklinde yanıtladı.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
