|
 |
|
Bir pasaport öyküsü
Kuzey Kıbrıs günlerdir Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nın çıkış kapılarına gönderdiği bir "gizli genelge" ile çalkalanıyor.
31 Temmuz'da yayınlanıp 2 Ağustos'ta yürürlüğe giren, 48 sayılı genelgeyle "KKTC vatandaşlarına üçüncü bir ülkeye seyahatlerinde Türkiye'den ancak Türkiye Cumhuriyeti pasaportu ile çıkış yapabilme" zorunluluğu getirildi.
Rum yönetiminden "Kıbrıs Cumhuriyeti" pasaportu alanları cezalandırmayı amaçladığı öne sürülen genelgenin varlığı da bir KKTC vatandaşının Atatürk Havalimanı'nda karşılaştığı tatsız sürprizle ortaya çıktı.
KKTC basınında yayınlanan haberlere göre, İbrahim Yolcu adındaki Kıbrıslı Türk geçen Pazar sabahı İstanbul üstünden Almanya'nın Düsseldorf kentine gitmek için adadan ayrıldı. Atatürk Havalimanı'ndan KKTC kimliğiyle giriş yaptı. Tüm işlemlerini tamamlayıp Düsseldorf uçağına binmek üzere pasaport kontrolundan geçerken durduruldu. Yolcu'nun Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportunu gören polis, "Bu pasaportla buradan çıkış yapamazsınız" dedi, gerekçesini de şöyle açıkladı "Çünkü bu pasaport Türkiye'ye giriş-çıkış için geçerli değil."
"Siz bu uygulamanızla bizi suç diye ilan ettiğiniz Rum kesiminden çıkış yapmaya mı teşvik ediyorsunuz" diye soran Kıbrıslı, polisin cevabıyla donakaldı "Siz zaten bu suçu Rum pasaportu almakla işlediniz!"
Kıbrıs basını, Türkiye'nin bu genelgesinin KKTC vatandaşlarının üç pasaport birden almaya zorlanması anlamına geldiğini iddia ediyor KKTC pasaportu, TC pasaportu ve KC pasaportu.
25 bin başvuru var
Bu pasaportlardan ilkinin dünyanın hemen hiçbir yerinde geçerliliği yok. İkincisi, bizimki, vizesiz pek bir işe yaramıyor. Üçüncüsü, yani "Rum" dediğimiz Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu ise başta Avrupa olmak üzere neredeyse tüm ülkelere vizesiz giriş imkanını veriyor. O nedenle de giderek daha çok sayıda Kıbrıs Türkü bu pasaporta sahip olmak için Rum yönetimine başvuruyor. Son verilere göre, adada kapıların açılıp karşılıklı geçişlerin serbest bırakıldığı 23 Nisan'dan bu yana pasaport başvurusu yapanların sayısı 25 bini geçti. Çünkü, bu pasaport, 2004 Mayıs'ından itibaren bir de AB vatandaşlığı imtiyazı sağlayacak.
"Rum" pasaportuna ilgi her zaman KKTC yönetiminin tüylerini diken diken etti. Denktaş birkaç yıl önce "Vatandaş devletine sahip çık, Rum pasaportlarını iade et" kampanyası açtı. Halk bu çağrılara kulak asmayınca, hükümet Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu taşıyanların 2 yıl hapisle cezalandırılmasını öngören yasa tasarısı hazırladı. Bereket iş çığırından çıkmadan aklı başına gelip, tasarıyı geri çekme sağduyusunu gösterdi. Gerçi bu geri adımda, birçok milletvekilinin bile yıllardır Rum pasaportu kullandığı gerçeğinin ortaya çıkması da rol oynadı ama olsun...
Hatırlayacaksınız, Başbakan Erdoğan da geçen Mayıs'ta Rumlar'a bir jest yaptı; Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuyla, Türkiye'ye giriş-çıkış imkanı tanıdı. Hatta vize için ücret de istenmeyecekti.
Birine jest, birine ceza
Şimdi Türkiye'nin -şu ana kadar yalanlanmayan- uygulaması tuhaf bir durum yaratıyor Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu taşıyan Rumlar, Türkiye'ye giriş-çıkış yapabilecek. Aynı pasaporta sahip Türkler ise bu haktan yararlanamayacak, tam tersine cezalandırılacak!
Bitmedi; "Rum" pasaportu sahibi Kıbrıslı Türkler'i bir tehlike daha bekliyor. Denktaş, Rum kesiminde "Bu pasaportu alan Türkler'in önümüzdeki Aralık ayında yapılacak seçimde muhalefet partilerine oy verecekler" inancı yayıldığı söyledi ve akıl almaz bir öneride bulundu "Bu pasaportu taşıyanların oy verme hakları olup olmadığı araştırılmalı!"
Denktaş'a yakışır. Ancak yasakçı zihniyeti reddettiğini söyleyen AK Parti iktidarına yakışmıyor.
Mesajlarınız için:
esafak@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
