kapat
08.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

AHMET HAKAN


Hatipoğlu'nun şiir sevdasına dair...

Saadet Partisi'nin ileri gelenlerinden Yasin Hatipoğlu, tarihi "attan düşme vak'ası" karşısında çok etkilenmiş, oturup şiir yazmıştı.. Ben de "At vak'ası" üzerine yazılan başka şiirlerle birlikte Hatipoğlu'nun şiirini de alıntılamış ve "Yahu size ne oluyor? Hiç mi şiir okumadınız?" diye sormuştum.

Şiir konusunda bir iddia taşımadığından olacak diğer "at vak'ası şairleri"nden bir yanıt gelmedi ama Yasin Hatipoğlu'dan geldi...

Hatipoğlu, uzun yazısında şiir yazarken kendisini bağlı saydığı kuralları, kalıpları, mazmunları, imaleleri, zihafları anlatıyor. Ardından da benim bu konulardan anlamayacağımı ima ediyor. Şiirlerinin hafife alınmaması gerektiğini kanıtlamak için de Ahmet Kabaklı'nın kendisiyle ilgili bir yazısını bana göndermiş. Ayrıca şiirlerini besteleyen ünlü bestekarların adlarını vermiş...

Hepsi güzel... Yasin Hatipoğlu'nun gayretlerine saygı gösteririm. Ama sözü hiç eğip bükmeden söylemek istiyorum Bu şiir anlayışı bana göre değil!

****

Yanlış anlaşılmasın Ben eski şiiri zevkle okuyan biriyim. Fuzuli, Nedim, Baki.. Ya da Mehmet Akif, Yahya Kemal, Tanpınar... Onların şiirlerini, yazıldıkları devirleri hesaba katarak okurum. Ama bugüne özgü duyarlılıkların, eski şiirin kalıplarıyla anlatılamayacağı kanaatindeyim.

***

Bir de bugünün şiirinin kalıplara hapsedilemeyeceğini düşünüyorum. Ne demek istediğimi "Ölü Ozanlar Derneği" adlı filmde izlediğim bir sahne çok iyi anlatıyor

Yenilikçi öğretmen, geleneksel öğretim yöntemlerinin titizlikle uygulandığı okuldaki ilk dersinde.. Konu şiir... Bir öğrenci kitaptan "Şiir nasıl yazılır?" başlıklı bölümü yüksek sesle okuyor, öğrenciler de kayıtsızlıkla okunanları dinliyor... Kitapta şiirin yazılışında ölçülerin, uyakların çok önemli olduğu kesin bir dille vurgulanıyor... Yenilikçi öğretmen, birden sınıftaki kayıtsız ve sıkıcı havayı dağıtan bir çıkış yapıyor. Okunan bölümle öyle bir dalga geçiyor ki, saçmalık herkesin anlayacağı bir şekilde gün yüzüne çıkıyor Öğretmen tahtada herhangi bir şiirin dizelerinin cetvelle ölçümünü yapıyor! İşte bu kadar... Şiire konulan o ciddi ve asık suratlı prangaların hepsi bir anda saçmalaşıyor. Bütün sınıf kahkahalarla çınlıyor!

****

Yasin Hatipoğlu, gönderdiği cevabında şöyle bir cümle de yazmış "Anlaşılan o ki 'Çağla Şikel'in haçı' bile benim dörtlükten daha sevecen gelmiş zat-ı alinize..."

"Çağla'nın haçı" başlıklı yazımdan böyle bir sonuç çıkarmak ne ayıp! Ben, "bize ne manken Çağla Şikel'in haçından, kimse kimsenin kıyafetine, kullandığı sembole karışmasın" diyorum, Hatipoğlu haçın bana sevecen geldiğini söylüyor...

Buna "bel altından vurmak" denmez mi? Eski ya da yeni şiir, hangisini yazıyor olursa olsun "bel altından vurmak" her şeyden önce şairlere yakışmaz!


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır