kapat
08.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

ABDURRAHMAN YILDIRIM


Türkiye'de her şey yeniden yazılmalı

Devletin sermaye piyasalarını denetlemekle ilgili kurumu SPK, İmar Bankası'na repo yapma yetkisi vermedi. İMKB aynı bankayı borsa üyeliğinden çıkardı. Hem repo yetkisinin verilmeyişinin hem de borsa üyeliğinin son bulmasının üzerinden 10 yıl geçti.

Ama aynı banka 2000 yılından sonra Hazine bonosu ve devlet tahviline yüksek faiz vaadiyle para topladı. Şimdi bonozedeler ortada.

Devletin bir kurumu bunu yaparken, diğer kurumu aynı gruba özelleştirmeden yeni şirketler sattı. Hatta önceki akşam saatlerine kadar özelleştirme ihalesini kazandığı Petkim için aynı grubun para yatırmasını beklediler. Halbuki devlet, kötüye kullandığı gerekçesiyle elektrikte verdiği imtiyazı iptal ettiği gün, bankacılıkta verdiği lisansı da iptal etmeliydi.

* Bakkal defteriyle yürümez- İmar Bankası'nda ortaya çıkmakta olan sonuç son derece ciddidir. Hazine bonosunda ortaya çıkmakta olan tablo son derece tehlikelidir. Buradaki hayali bono satışı ve kayıtların silinmesi olayının başka bir bankada yaşanmayacağının garantisi yoktur. Çünkü;

* İmar Bankası da 2002'de üçlü denetimden geçmişti.

* BDDK, her el koyma olayının arkasından "Bankacılık sisteminde başka çürük yoktur" diye açıkladı.

* Bankalar Hazine bonosu ve devlet tahvilini İmar Bankası gibi, makbuz karşılığında pazarlıyor. Bu satışlar bir anlamda bakkal defteri gibi, kontrol altında, izlenebilir ve denetlenebilir değil, her türlü suistimale açık.

* Devlet tahvili ve hazine bonosunu temsilen verilen makbuzların mülkiyet özelliğinin olmadığı İmar Bankası olayında ortaya çıktı. Bankanın yönetimine şu veya bu nedenle kamu tarafından el konulduğunda, makbuzların karşılığında gerçekte hazine kağıdı olsa da, bu alacaklar iflas masasında bir varlık geriye kalmışsa tahsil edilebilecek.

* Bu durumda Hazine kağıdı alanlar, Hazine'nin geri ödememe riskine ilave olarak bankanın ve mali sistemin riskini de üstlenmiş oluyor.

* Hazine kağıtları piyasası Türkiye'nin en büyük piyasası. Bankaların ve Merkez Bankası'nın elindeki Hazine kağıtları hariç tutulsa bile, banka dışı kesimin elindeki devlet iç borçlanma senetlerinin tutarı 60 katrilyon liradır. Bu büyüklükteki bir piyasa bakkal hesabıyla çalışamaz.

* Önlemlerin biri, şu anda Hazine kağıtlarının kayden saklandığı Merkez Bankası'nın kayıt ve saklama rolünü üstlenmesi olabilir. Ancak her Hazine kağıdı alan müşteriye hesap ekstresi göndermesi şartıyla. Bu şart, bankanın stoktaki Hazine kağıtlarıyla sattığı kağıtların karşılaştırılması olanağını verir. Böylece kendisine Merkez Bankası'ndan ekstre gelmeyenlerin şikayeti sistemin kontrolünü sağlar, çifte, fiktif, hayali satışların önüne geçebilir.

* Sermaye piyasası araçları için zaten Merkez Kayıt Kuruluşu var. Hazine kağıtlarının müşteri adına kayden saklaması ve takası burada da yapılabilir. Aynı hesap ekstrelerini aynı kuruluş da müşterilere yollayabilir.

* Yeni düzen gereği- Yaşanan olaylar gösteriyor ki, hem sermaye piyasası hem para piyasası hem de borçlanma piyasasında kurulan düzenin elle tutulur tarafı kalmamış. Artık herşeyin yeniden ele alınıp yazılmasının ve yeni bir düzen kurulmasının zamanı geldi de, geçiyor.

* Sonuç- "Hepimiz hendeğin içindeyiz, ama bazılarımız yukarıya yıldızlara bakıyor" Oscar Wilde

Mesajlarınız için: ayildirim@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır