kapat
08.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

ÖMER LÜTFİ METE


Dedelerinizin ruhu için patates

Irak'a asker gönderme konusu "ulus devlet müsveddesi"ni kilitledi.

Halk henüz fazla ilgili değil, ama zirve bununla yatıp kalkıyor.

Medyanın Irak'a asker göndermeyi, patates göndermek kadar basite almasına rağmen sorumlular işin zorluk derecesini biliyor.

Doğrusu; ABD şahinliğinin Irak'ı gasp edişine İngiltere gibi "ortak" sıfatıyla katılmak bile, şimdi oraya asker göndermekten daha ağır bir karar olmazdı. Çünkü o zaman Türkiye'yi ABD içindeki hangi odağın istediği, hangi odağın istemediği; ahmak olmayanlar için sır değildi.

Şimdi ise ABD'nin niye Irak'a asker göndermemizi istediğini soran kişi inandırıcı bir cevap alamaz. Sayın Gül'ün, "Bu konudaki çalışmalar şeffaf şekilde yürütülüyor" yolundaki ısrarcı şakasına rağmen "emel" karanlık!

Müsveddemizin zirvelerinde konuyla ilgili iki büyük "yarık"tan biri bu.

Öteki de, daha önce yazı konusu edindiğim güvensizlik!

Yüksek korku stratejisi
Birbirine zerre kadar güvenmeyen kişilerden üst güvenlik mekanizması oluşturmak bize özgü bir buluş! Üstelik güvensizliği gizlemez, aksine verdikleri pozlarda adeta "sakın yanlış anlamayın ha, biz birbirimizden nefret ediyoruz" demeye getiren yüz ifadeleri takınırlar.

Şimdi buralarda herkes "niye" sorusunda düğümlü.

Şahsen isteğin gerekçesi ne olursa olsun, Türkiye'nin asker yollayarak ABD şahinliği ile suç ortaklığını pekiştirmesinden tiksinirim. Kendini yeryüzünün efendisi sayan, yalnızca uşaklık edenleri dost, geri kalan herkesi düşman ilan eden çetenin şemsiyesi altına girmek, bana göre dört kitaba da aykırı Zebur, Tevrat, İncil, Kur'an!

Ya zirvelerde "devlet sorumluluğu" ile "gerçekçi siyaset" gözlüğünden bakanlar hangi gerekçelerle müzakereye oturuyorlar?

En sıkısı şu olabilir

"ABD'nin asker isteğini kabul etmenin kötü sonuçlarını kestirebilir, dolayısıyla aza indirebiliriz. Ama reddettiğimiz takdirde şahinliğin bize verebileceği zararları kestiremeyiz."

Öyleyse, içimize sinmediği halde asker gönderelim gitsin!

Kafalarını ve yüreklerini ikna -bana göre iğfal- için kullandıkları gerekçenin özü bu. ABD şahinliğinin şerrine karşı kendilerini çaresiz hissediyorlar.

Şeffaf bir karanlık
Bir de iliştirilmiş kadroların, ABD'ye karşı kayıtsız şartsız itaat zorlaması var! Neredeyse bir ay sonra (Eylül'ün 3'ünde) Türkiye'ye gelecek olan NATO Müttefik Kuvvetler Komutanı için medya daha şimdiden terör estiriyor

"Jones, 'Ne duruyorsunuz, hala karar vermediniz mi?' demeye geliyor."

Haftalar öncesinden bu ziyaretin amacının "Türkiye'yi sıkıştırmak olduğu"nu kestirmek ve onu haber yapmak ne büyük bir gazetecilik becerisi?! Üstelik neredeyse bütün Türk gazetecileri, aynı anda aynı başarıya imza atıyorlar.

Türkiye bizimle gurur duyuyor!

İşin asıl zorluğu burada

Memetçik'in Irak'ta var oluş amacı hala sır. Olayın özünü teşkil eden asker miktarı sanki özellikle karanlıkta tutuluyor.

-Efendim askerin miktarı ne olacak?

-Miktar önemli değil, önce gönderip göndermeyeceğinize karar verin.

Niye sorusunun cevabı "ihtiyaç" mı, "jest" mi belli değil.

Bu yaklaşım; "Hayrınıza; ister asker yollayın, ister patates. Ağanın eli tutulmaz" demekten farksız!

Yaman bir iç güvensizlik duygusu altında bu çete ile pazarlıktasınız. Üstelik aranızdan bazıları için "acaba ABD'nin adamı mı?" türünden kaygılarınız var.

ABD şahinliğinin baş güvencesi, zirvemizdeki iç güvensizliktir.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır