|
 |
|
MUHARREM SARIKAYA
Tezkere için TBMM olağanüstü toplanacak
Yüksek Askeri Şura toplantısının bitimi ile birlikte, Başbakanlık'ta dün yapılan Irak'a asker gönderme zirvesinde şu üç önemli karar çıktı.
Birincisi; Irak'a asker gönderilmeli...
Bu konuda Hükümet, Genelkurmay, Dışişleri ve güvenlik birimleri aynı görüşte.
Hatta, asker gönderilmesi halinde ortaya çıkabilecek risklere ilişkin kaygılar dahi aynı paralelde...
Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın sunumlarında da öneri aynı netlikte teyit ediliyor; "Irak'a asker gönderilmeli..."
İkinci önemli karar ise; Dışişleri Bakanlığı'nın sunduğu brifingde de vurgulandığı gibi; ABD, yakın gelecekte Irak için bir Birleşmiş Milletler veya NATO kararı çıkabileceğine inanmıyor. Hatta bu konuda gayret içinde olmayı dahi düşünmüyor. Dolayısıyla Irak'a asker gönderirken, Cumhurbaşkanı'nın ısrarındaki gibi bir BM şemsiyesi veya NATO kararı aranmayacak, Irak Geçici Yönetimi'nin çağrısı yeterli sayılacak.
Bu çağrının gelmesi için ABD'nin de desteği istenecek.
Aşiret anketi
Bunun öncesinde ise bölgeye aralarında sivil unsurların da bulunduğu bir tim gönderilecek. Bu tim, Türk askerinin görev alması istenen Bağdat ve çevresindeki aşiretlerle temas kuracak.
Bu aşiretlerin etkin kişilerine ve bölgedeki Irak halkına "Türk askerinin gelmesi halinde buna nasıl yaklaşacakları" sorusu yöneltilecek. Bu şekilde bölgenin nabzı tutulacak.
Başbakanlık'taki dünkü toplantıda buna ilişkin Genelkurmay'ın hazırladığı notta da bazı veriler yer aldı.
Bölgedeki bazı aşiretlerin Türkiye'ye soğuk baktığı, bazılarının ise çok sıcak yaklaştığı kayda geçirildi. Bununla birlikte, durumun iyi izah edilmesi ve ABD'nin de bu konuda destek vermesi halinde büyük bir riskle karşılaşılmayacağı da not edildi. Bir gazetenin manşetinde dün yer alan, "Türk askerine de saldırırız" yönündeki yayınlar eleştirildi.
Basının bu konuda daha duyarlı davranması gerektiği kayda geçirildi.
Risk taraması ve anketinin nasıl yapılacağına gelince; Türkiye'den gidecek timin tek başına böyle bir çalışma yapmasının çok güç olacağına inanılıyor. Bunun için yine ABD'nin desteği aranacak.
Ayrıca, önceki gün Ankara'ya gelen Birleşmiş Milletler'in Irak Özel Temsilcisi Sergio de Mello'nun da aktardığı gibi, BM'nin Irak'ta Seçim Araştırması yapan grubun çalışmalarından da yararlanılacak.
Zirvede varılan üçüncü, belki de en önemli karar ise Washington'un da beklentisi yönünde "Irak'a asker gönderme kararı Ekim ayı beklenmeden alınacak, tezkere için TBMM olağanüstü toplantıya çağrılacak..."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tezkerenin bu kez bir kazaya uğramadan, çok daha rahat çıkacağından emin.
Erdoğan, "Milletvekillerine durumun çok iyi izah edilmesi halinde bir sorunla karşılaşmayacağına" inanıyor.
Başbakan, bununla birlikte bölge ülkelerine de Türkiye'nin Irak'a neden gittiğinin çok iyi izah edilmesi gerektiği görüşünde.
Hükümet'in bu konudaki tezi şöyle
"Türkiye Irak'a bir bölge ülkesi olarak barışın ve istikrarın sağlanması için gidecek. Türkiye'nin bir bölge ülkesi olarak Uluslararası İstikrar Gücü'nde bulunması, Irak'a da barış ve demokrasinin daha çabuk gelmesine de aracılık edecek. Dolayısıyla ABD'nin Irak'tan çok daha çabuk çıkmasını sağlayacak."
Hükümet, bölge ülkelerine bu durumun çok iyi bir şekilde anlatılması ve komşulardan destek bulması halinde, Türk askerinin Irak içinde de daha rahat hareket edeceği inancında. Zirveden çıkan kararlar yakın bir gelecekte Cumhurbaşkanı'na da aktarılacak. Ardından Bakanlar Kurulu olağanüstü toplanacak ve Meclis'in tezkere için olağanüstü toplantıya çağırılacak.
Bunun tarihi için öngörülen süre ise Eylül başı veya ortası.
Nitekim, Başbakan Erdoğan da dün Meclis'in olağanüstü toplantısına ilişkin yöneltilen bir soruya, "Onu zaman gösterecek" diyerek, bu konudaki işareti de vermiş bulunuyor.
PKK liderleri verilecek
Zirvede risk değerlendirmesi yapılırken, Irak'ın bugünü, yarını ve geleceği de masaya yatırıldı. Eve Dönüş Yasası ve PKK/KADEK'in bölgedeki durumu masaya yatırıldı. Dışişleri diplomatlarına göre, Cumhurbaşkanı, Eve Dönüş Yasası'nı imzalayıp yürürlüğe koyma eğiliminde. Nitekim güvenlik birimleri de yasanın çıkması gerektiği yönündeki beklentilerini diplomatlar gibi Sezer'e aktarmışlar. Genel endişe, PKK/KADEK'in üst düzey yöneticilerinin iddia edildiği gibi Kuzey ülkelerine gönderilerek "çil yavrusu gibi" dağıtılması halinde, bunların tekrar bir araya gelip Türkiye için tehdit oluşturmaya devam edecekleri yönünde.
Bu aşamada beklenti, Washington'un verdiği söz doğrultusunda hareket etmesi ve PKK/KADEK'in üst düzey yöneticilerinin Türkiye'ye teslimi. Dolayısıyla, tezkere çıkmadan önce Washington ile bu konuda pazarlık yapılacağı bugünden görünüyor. Kuzey Irak'ta Pakistan askeri gücünün bulunması konusunda ABD ısrarı da zirvede kayda geçirildi. Ancak Türkiye'deki gibi Pakistan Meclis'inden de nasıl bir karar çıkacağı bilinmiyor. Pakistan'ın Kuzey Irak'a gelmesinin Türkiye'yi rahatlatacağı görülüyor. Sadece bölgedeki terör açısından değil, Türk işadamlarının faaliyetleri açısından da fayda sağlayacağına işaret ediliyor.
Irak'a Bosna ve Afganistan'da olduğu gibi sadece askeri bir güç olarak değil, ekonomik bir varlıkla gidilmesi halinde, bunun yarar getireceği kayda geçiriliyor.
Ayrıca Irak'ta gelecekte huzuru ve güveni sağlayacak olan jandarma gücünün Türk askeri tarafından eğitilmesi sağlanacak.
Bütün bu değerlendirmeler sonucunda zirvenin kararı şöyle okunabilir "Bir işgal gücü değil, istikrarı sağlayacak barış gücü olmalıyız. Terörün tahriki tabii ki olacak, ancak en aza indirilmesi için alınabilecek tedbirler de değerlendirilmeli. Türk askerinin bulunacağı bölgedeki aşiretlerin tavırlarının netleştirilmesi ve risk değerlendirmesinin çok iyi yapılması kaydıyla asker gönderilmeli..."
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
