kapat
06.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

Hessen Başbakanı'na Türk danışman

Yaşar Bilgin. Prof. Dr. Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanı. Türkiye Vatandaşlar Konseyi Başkanı.

Ve Hessen Eyalet Başbakanı Ronald Koch'un danışmanı.

25 yıldır Almanya'da.

Yaşar Bilgin dün Ankara'daydı.

Sağlık Bakanı Prof. Recep Akdağ'la konuştu.

Sonra da ziyaretimize geldi.

****

Doktor Bilgin her seferinde Türkiye'ye bir "projeyle" gelir.

Dün sorduk

- Ya bu defa?

Hemen dosyaları önümüze döktü.

Ve başladı anlatmaya

****

Almanya'da 2.5 milyon Türk yaşıyor.

Yarısı Almanca'yı zor konuşur.

Hastalanınca, doğal olarak hastaneye gidiyorlar.

Ama doktorla yeterince iletişim kuramadıkları için tam iyileşemiyorlar.

Bu konuya acilen el atmamız gerekiyor

****

- Doktor... Almanya'daki Türkler'in hastalıkları neler?

- Daha ziyade "Non Infection" dediğimiz hastalıklar... Kalp, damar... Romatizma... Ve en çok da ruhsal... Bir örnek anlatayım mı?

İşte örnek.

****

Bir Türk, hastayım diye gelmiş.

Alman doktor hemen yatırmış.

Bir ay sonra taburcu olmuş.

Ama başımın ağrısı geçmedi, diye yeniden başvurmuş.

Sonunda konu bana geldi.

Baktım, adam sapasağlam.

Ama başının ağrıdığı, ruhsal bir sorununun olduğu da belli.

- Hemşehrim, neyin var, bana her şeyi anlat.

- Doktor Bey... Mutlu bir evliliğim var... Evimde kral gibiyim... Eşim, çocuklarım bana kral muamelesi yapıyorlar... Ama fabrikaya gidiyorum... Orada, ikinci sınıf adam muamelesi görüyorum... Çok zoruma gidiyor... Başım ağrımaya başlıyor.

****

Prof. Dr. Yaşar Bilgin dedi ki

- Pek çok Türk'te görülen bir hastalık... Ama bunu Alman doktor anlayamıyor.

- Çare?

- Bu Türk, Türkiye'ye gelecek... Bir hastanede 15 gün, bir ay yatacak... Sapasağlam, Almanya'ya dönecek.

- Ya tedavi gideri?

- Almanya yeni bir yasa çıkardı... Alman sağlık sistemi, isteyen hastayı, başka bir ülkeye gönderiyor... Parayı, Almanya ödüyor.

****

Prof. Bilgin bu konuyu Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ'a anlatmış.

Bakan da "çok ilgilenmiş."

****

Prof. Bilgin

- Yılda Türkiye'ye en az 40-50 bin hasta gelir... Türkiye'ye ekonomik katkı sağlar... Ayrıca, hasta daha çabuk iyileşir... Zira her şeyi Alman doktora anlatamıyor.

****

Bir Türk'ün, Almanya'da "Eyalet Başbakanına danışman olması" gurur verici.

Ve tabii "ülkesinden kopmaması... Kalbinin, Türkiye için atması" da.

Dardanel'in eylemi
Niyazi Önen "ünlü bir işadamı." "Dardanel"in patronu. Niyazi Bey'in "eski eylemci" olduğunu biliyor muydunuz?

Önen "ilk ve tek eylemini" 12 Eylül döneminde yapmış.

Bunu "Kenan Evren'in önünde" itiraf etti.

Evren de "ilk" kez öğrendi, diğer dinleyenler de.

Geçen cumartesi gecesi, Bodrum'da, Ali Şen'in çiftliğindeki "Fenerbahçeliler gecesinde" Niyazi Önen ayağa kalktı ve...

****

Sayın Paşam...

12 Eylül'den sonra Çanakkale'yi ziyaret ettiniz.

Ben de o zaman Çanakkale Ticaret Odası Başkanı'ydım.

Dardanel'i yeni kurmuştum.

İstedim ki, tesislerimizi gezin.

Ama bütün gayretlerime rağmen, sizin programınıza, Dardanel'i ziyareti koyduramadım. Bunun üzerine işçilerimi örgütledim.

Siz Çanakkale'den ayrılacağınız sırada, fabrikamızın önünden geçerken, binlerce işçim, ellerinde pankartlarla, yolunuzu kestiler.

Tabii, ben de elimde pankart, onların başındaydım.

Yol kesilince, mecburen durdunuz ve neler oluyor, diye sordunuz.

Hemen otomobilinize yaklaştım

- Efendim, fabrikamızı gezmezini istiyoruz... Yoksa eylemi sürdüreceğiz.

Bunun üzerine fabrikamızı gezdiniz.

Çok beğendiniz.

Bizi kutlayıp, işi daha da büyütmemizi istediniz.

Sözleriniz bana ve işçilerime doping oldu.

Üretimi artırdık.

Yeni yatırımlara girdik, istihdam yarattık.

Ve şimdiki büyüklüğe ulaştık.

****

"Devlet büyüklerinin" dikkatine...

Gittiğiniz illerde "sanayi bölgelerine... Sanayi kuruluşlarına da" uğrayınız.

Sakın kimse "zamanım yok" demesin.

Partinin il başkanlığını ziyarete ayrılan zamanın yarısı "bir sanayi kuruluşuna... Ya da sanayi bölgesine" ayrılamıyor mu?

"Eylemci Niyazi Bey'in" anlattıklarından alınacak çok ders var.

Soğukkanlı bakış
Cemil Çiçek "iç kabinenin" üyelerinden. İç kabine "hükümetin daraltılmışı." Başbakan ve "Abdullah Gül gibi... Abdülkadir Aksu, Cemil Çiçek gibi" isimlerden oluşan "altı, yedi kişilik" dar bir kadro.

Dün Cemil Çiçek'le "Yüksek Askeri Şura... Ordu'dan ihraç" konusunu konuşuyorduk.

Adalet Bakanı dedi ki

- Şura'da hem tayin ve terfiler konuşulur, hem de disiplin nedeniyle ihraçlar... Birinci konu için kesinlikle yargı yolu açılmamalı.

****

Çiçek, yedeksubaylığı sırasında 13 ay "tayin dairesinde" çalışmış.

- Bu konu çok hassas... Tayin ve terfilerde, yargı yolu açılırsa, Ordu'nun disiplini yara alır... Ama diğer konu böyle değil.

İşte Adalet Bakanı'nın "diğer konuya" bakışı...

****

Ordu'dan ihraçlar, üç şekilde oluyor.

1. Komutanın teklifi ve Bakan'ın imzasıyla.

2. Üçlü kararnameyle... (Cumhurbaşkanı, Başbakan, Milli Savunma Bakanı'nın imzalarıyla.)

3. Yüksek Askeri Şura kararıyla.

İlk iki yolla yapılan ihraçlara, yargı yolu açık.

Üçüncüsü için de açılabilir.

Zaten konuyu görüşecek olanlar asker hukukçular.

Yüksek Askeri Şura'nın gösterdiği hassasiyeti onlar da gösterecektir.

Ve bu durumda herkes, yargının kestiği parmak acımaz diyecektir.

Böylece usul ve esaslarda da birlik ve beraberlik sağlanmış olacaktır.

****

- Sayın Çiçek... Sözünü ettiğiniz bu konuda, hükümet olarak bir girişiminiz olacak mı?

- Ordu'nun hassasiyetlerini iyi biliyoruz... Zor bir dönemden geçiyoruz... Gerilime sebebiyet vermemek için çok dikkatli olmamız gerekiyor... Belli bir süre geçtikten sonra, bu konuda soğukkanlılıkla bir değerlendirme yapılır.

- Yani suların durulmasını bekliyorsunuz.

- Olsa, iyi olur... Her Yüksek Askeri Şura toplantısına böyle bir konu damgasını vurmamalı.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
kim
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır