|
 |
|
Baltalar ve oylar
Meclis bugün Türkiye'nin ormanları ile bitki ve hayvan örtüsünün kaderini belirleyecek Anayasa değişikliği için son sözünü söyleyecek.
İktidarın referandumu önleyecek 367 oya ulaşmak için yoğun çaba harcadığı, hasta üyelerine bile "mutlaka gelin" çağrısı yaptığı oylama öncesi orman yangınları iyice arttı.
Örneğin Antalya'da son 3 günde 16 yerde yangın çıktı, toplam 28 hektar orman kül oldu.
Örneğin dün Marmaris'te Balan Dağı eteklerindeki orman tutuştu, 6 hektarlık alan yok oldu. Alevlerle boğuşulurken, sadece 200 metre ötede bir yangın daha çıktı.
İlçe merkezine çok yakın bölgede iki ayrı noktada ormanların tutuşması sadece rastlantı mı dersiniz?
Ve yine Meclis'teki oylama arefesinde Şehir Plancıları Odası mutlaka cevaplandırılması gereken bir dizi iddia ortaya attı
"Hükümet orman vasfını yitiren alanlara yönelik düzenlemelerde, Sultanbeyli, Çavuşbaşı gibi yerleşmeleri örnek göstererek kamuoyunu aldatmaya çalışıyor. Çünkü orman vasfını yitiren arazilerin yüzde 85'inde yapılaşma yok.
Sultanbeyli gibi yerlerde ise kamu toprakları zamanla el değiştirdi. Bugün buralarda oturanların büyük bölümü arsalarına para ödediler. Bu nedenle işgalcilerden gelir beklemek mümkün değil.
Orman vasfını yitiren her alanın kullanıcılara satılması, ormanların tahribine neden olacak. Çünkü bu alanların bir bölümü ormanların ortasında, arasında veya bitişiğinde bulunuyor. Buraların yerleşime açılması, ormanların bütünlüğünü, sürekliliğini bozarak, tahribatına yol açacak..."
Şehir Plancıları Odası'nın iddiaları uzayıp gidiyor. Biz en önemlilerini aldık.
Bir Kamboçya atasözü "Kaplan ormana güvenir, orman da kaplana güvenir" der. Biz ormanlarımızın ölüm fermanını 1950'lerde son Anadolu kaplanını da öldürerek imzaladık. Bugün Meclis'teki oylamada cenaze namazı kılınacak. "Baltalar elimizde, uzun ip belimizde biz gideriz ormana" marşıyla yetişmiş kuşaktan başka ne beklenir...
Bundan sonra da orman yerine süs bitkisi yetiştiririz. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, "Bu işte büyük para var" demiyor mu?
İmza unutuldu mu?
CHP'nin Telekom'un özelleştirilmesiyle ilgili tasarıya "ret" oyu vereceğini duyunca bu partinin İstanbul Milletvekili Kemal Derviş'i düşündük.
Ve onun iki yıl önce Telekom'un özelleştirilmesi için Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'e karşı verdiği mücadeleyi... Hatırladınız mı?
Derviş göreve gelir gelmez "15 günde 15 yasa" çıkarılmasını istemişti. Listenin üçüncü sırasında "Telekom'un yüzde 51'inin satışına ilişkin kanun" yer alıyordu. Ancak aylarca Öksüz'ün direnişi kırılamayınca, 2001 Temmuz'unun o sıcak günlerinde piyasa "Türkiye yeni bir krize giriyor" paniğine kapılmış, borsa çökmüş, dolar iki-üç günde 200 bin lira birden artmış, faizler müthiş fırlamıştı. Sonunda Öksüz, lideri Bahçeli'nin isteğiyle istifa etmek zorunda kalmıştı..
Türkiye de 18 Ocak 2002 tarihinde Derviş'in imzasıyla IMF'ye gönderdiği niyet mektubunda Telekom'un özelleştirilmesi hazırlıklarını başlatacağı sözü vermişti. Aynı yılın 3 Nisan, 19 Haziran ve 30 Temmuz tarihli niyet mektuplarında bu taahhüt güçlendirilmiş ifadelerle tekrarlanmıştı.
İşe bakın; CHP şimdi Derviş'in imzasıyla verilen söze karşı oy kullanacak. Derviş ne yapacak; çok merak ediyoruz.
Mesajlarınız için:
esafak@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
