kapat
21.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

MEHMET ALTAN


Paralel devlet

Öyle gözüküyor ki, Avrupa Birliği süreci olmasa Türkiye kendi siyasal sistemi ile hiçbir zaman sivilleşemeyecek ve demokratikleşemeyecekti.

Çünkü devletin tüm çatısı gibi siyasal sistemi de darbeler tarafından çatılmıştı.

Ve gerçek bir muhalefet olmadığı için de Avrupa standartlarında demokrasi isteyen herkesi topluca "hain" ilan ediyorlardı.

Şimdi neyin ne olduğunu Avrupa standartları anlatıyor.

****

Yedinci Uyum Paketi'nde yer alan Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ilgili olarak yapılacak değişiklikler konusunda Genelkurmay'ın görüşü açıklandı.

Genelkurmay "Sekreterlik yetkilerinin sınırlandırılması Türkiye'nin koşullarında uygun değildir" diyor...

Bizim askeri bürokrasiye göre koşullarımız gereği sürekli "askeri vesayet" altında yaşamalıyız.

****

Türkiye'deki rejimin asıl resmini 1980 darbesinin ürünü olan 2945 sayılı Milli Güvenlik Kurulu ve Genel Sekreterliği Yasası gösterir.

Bu yasa ile "paralel bir devlet" kurulmuştur.

Türk demokrasisinin ne kadar raşitik olduğu bu tartışmalardan belli...

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin "icracı" olup olmayacağı tartışılıyor...

AB'de bu tartışmayı yapan insana çıldırmış gözüyle bakarlar...

Yürütme bir yanda, Milli Güvenlik Kurulu diğer yanda, ama ikisi de icracı...

Hala bu düzeyde tartışma durumunda kalıyoruz. On yıl önceki Kopenhag Kriterleri'nin içini hala dolduramamış, askeri vesayet altında bir ülke...

Sivilleşmeye ve demokratikleşmeye doğru ufak bir adım atılınca Pollyannacılık oynayarak sevinen bizler...

****

Önceki günkü Radikal'de, emekli yargıç albay Ümit Kardaş, Milli Güvenlik Kurulu için şu tespitleri yapıyordu

"MGK'daki beş asker üyenin MGK içinde görevlerini yapabilmeleri ayrıntılı siyasi çalışmalar yapmalarını gerektirmektedir.

Askeri bürokrasi adeta bir siyasi parti gibi çalışmakta, çözüm ve önerilerini iktidarda olan bir partiymişçesine yürütme erkini kullanarak uygulamaya sokmaktadır.

Bunun sonucu olarak da askeri gücün etki alanı genişlemekte, siyaset alanı daralarak hızla fakirleşmekte, toplum sivilleşmemekte, sorunlar özgürce tartışılamamaktadır."

****

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, kültür politikasından sular idaresine kadar her şeye karışması bir yana, bir de bunları gizli bir yöntemle yapmaktadır. Çalışma tüzüğü, kadroları, bütçesi demokratik hukuk devletinin gereği olan saydamlıktan çok uzaktır.

Bu anlamda, gizli bir paralel devlettir.

Avukat Fethiye Çetin, geçenlerde Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Yasası'nın 21. maddesinin Anayasa'ya aykırılığını vurguluyordu.

MGK Yasası'nın 21. maddesi şöyle

"Bu kanunun uygulanmasına ilişkin esas ve usullerle kanunda belirtilen konular Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği tarafından hazırlanarak, Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşülerek ve Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen 'GİZLİ' gizlilik dereceli bir yönetmelikle düzenlenir."

Fethiye Çetin, "gizli yönetmelik" anlayışının hem mevcut Anayasa'ya, hem de idarenin her türlü işleminin hukuk denetimine tabi olması gereğini belirten Anayasa'nın 124. maddesine aykırılığını anlatıyor.

Türkiye, hem MGK, hem de Genel Sekreterliği'ni tümden kaldırmalı...

Halkına güvenerek, parlamentosunu demokrasinin kabesi haline getirerek ve tüm vesayet mevzuatından ve hukukundan kurtularak yeni bir başlangıç yapmalı.

Avrupa standartları bu demek.

Askerin az ya da çok vesayetinin tartışıldığı bir zemin demek değil...


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler



Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır