kapat
19.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

SERVET YILDIRIM


O gece döviz alanlar gerçekten suçlu mu?

Birkaç gündür gazetelerde 21 Şubat 2001'de, yani kur sisteminin değiştirilmesinden iki gün önce Merkez Bankası'ndan dolar alan bankaların isimleri çarşaf çarşaf yayımlanıyor. Gazeteciler ve köşe yazarları için güzel bir konu. Halkın ilgisini her zaman çeker, hatta okuyana "Vay namussuzlar, nasıl da hortumlamışlar" bile dedirtir. Ancak işin içine girdiğinizde olayın çok daha farklı olduğunu görürsünüz.

Türkiye 1 Ocak 2000'de kura dayalı bir istikrar programı uygulamaya başladı ve programın gereği olarak gelecek bir yıllık dönem için uygulayacağı kurları önceden ilan etti. O andan sonra Merkez Bankası'nın ülkenin bu taahhüdünü yerine getirmekten, yani kendisine gelenlere açıkladığı kurdan döviz satmaktan başka seçeneği yoktu. Bu nedenle yerli, yabancı birçok banka ve yatırımcı programa güvendiler ve ellerindeki dövizi satıp, hazine kağıtlarına yatırım yaptılar. Diğer bir deyişle dövizde açık pozisyona geçtiler. Bu sayede faizler ve enflasyon düştü, piyasalara bahar geldi.

Gelelim 19 Şubat 2001'e
Ekonomi yaklaşık iki ay önce, Kasım 2000'de ciddi bir likidite krizi yaşamış; ortalık ancak IMF'nin yedi milyar dolarlık ek yardımıyla yatıştırılabilmişti. Birkaç gün sonra hazinenin oldukça yüklü iç borç geri ödemesi bulunuyordu. Böylesine kırılgan bir ortamda Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında gerginlik yaşanmış ve Başbakan televizyon kameralarının önüne çıkıp ülkenin ciddi bir krizle karşı karşıya bulunduğunu söylemişti.

Böyle bir manzarada dolara dönmeyen bankacıyı işten kovarlar.

Kriz halinde döviz almak milyarlarca dolarlık açık pozisyon taşıyan ve boğazına kadar hazine kağıtlarına gömülen bir sistemin doğal tepkisidir. Aksi takdirde batarlar. Kaldı ki tüm bankalar döviz almak için son dakikayı beklemediler. 19 Şubat öncesinde de gidişatı görüp Merkez Bankası'ndan milyarlarca dolarlık döviz alarak açık pozisyonlarını kapatan bankalar oldu. Bu bankaların döviz alarak kâr ettiklerini söylemek doğru olmaz. Bunlar açık pozisyonda oldukları için devalüasyon halinde karşılaşacakları muhtemel zararları azalttılar. Açık pozisyonda olan bir banka doların yukarı gittiğini görüp dolar alıyorsa, bu kâr etme operasyonu değil, zarar kapatma operasyonudur. Nitekim bu operasyonu yapamayan bazı bankaların battığını kısa bir süre sonra gördük.

Merkez Bankası'ndan döviz alan bankaların isimleri ilk defa basına sızmıyor. Aynı olay 1994 krizinden sonra da yaşanmıştı. Bu bilgilerin Merkez Bankası'ndan sızmadığından tüm piyasa emin. Bilginin kaynağı olduğunu sandığımız AKP Hükümeti'nin sır olarak kalması gereken bu bilgiyi sızdırmaktaki amacını anlamak ise zor. Muhtemelen piyasaları ve piyasaların işleyişini bilmedikleri için bunu yaptılar.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler



Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır