|
 |
|
YAVUZ SEMERCİ
Fındık politikasını deşifre edelim...
SABAH fındık dosyası açtı, ortalık karıştı. Başbakan Erdoğan'ın resmi danışmanı ve hükümetin fındık politikasını yürüten Cüneyd Zapsu, yakın çevresine tedirgin olduğunu iletmiş. Türk fındığının en büyük alıcısı olan Nutella'nın bir dönem temsilciliğini yapan Cüneyd Zapsu, fındık taban fiyatlarının "aşırı" yükselebileceğinden endişeli. SABAH'ın, yazarlarıyla, muhabirleriyle fındık konusunu Türkiye'nin gündemine getirmesi sadece Zapsu'yu değil, fındık ihracatçılarını da rahatsız etmiş durumda. İstanbullu ihracatçıların dün yaptığı açıklamayı deşifre etmek gerekiyor. Demek istiyorlar ki;
1) Konuyu Türk kamuoyu gündemine taşıyan basın-yayın organı SABAH'ın mevcut hassasiyetleri tahrik edebileceğinden endişeliyiz.
2) SABAH bu yayınlarla hükümeti etkilemeye çalışıyor. Ama boşuna, çünkü hükümetin fındık politikasını Zapsu yönetiyor.
3) Fındık fiyatlarının yükselmesini istemiyoruz.
4) Kamuoyu baskısı olur da taban fiyatı yüksek açıklanır ve fiyat anlaşmaların üzerine çıkarsa zarar ederiz.
Aslında hedef bu satırların yazarı. Çünkü onlara alivreci (İleriye dönük vadeli satış yapanlar için bu deyimi kullandım) diyen benim. Kurdukları sistemin fındık fiyatlarının düşük kalmasına yol açtığını savunan benim. Hatalı olabilirim. Tartışmaya açığım. Ama vurguncu gibi bir deyimi kullanmadım ve kullanmam. Herbiri kendi alanlarında büyük işler yapan fındık tüccarlarını her şeyin serbest piyasa koşullarında belirlendiği bir pazarda iş yapan kişiler olarak görüyorum. Ve hepsinin en az benim kadar vatanlarını sevdiklerinden eminim. Onlar ticaretin kurallarını yerine getiriyorlar.
Derdimiz açık; Türkiye fındıkta dünya üretiminin yüzde 75'ini gerçekleştiriyor. Ancak bu hazinesini değerlendiremiyor. Türkiye bu sıkıntıyı nasıl aşacak? Sorumuz çok basit. Bu nedenle her kesimin görüşlerine yer vererek fındık dosyasını yayınlamayı sürdürüyoruz. İnsanların dikkatini bu konuya çekerek çözümün bir parçası olmak istedik. Fındık fiyatlarının kamuya zarar vermeden yükselmesinin yolunu bulduğumuzda, Karadeniz'de milyonlarca insanın refah seviyesini de artırmış olacağımız çok açık.
Ancak bu köşede eleştirmeye devam edeceğim bir husus var.
Dün sayfalarımızda da görüşlerine yer verdiğimiz (pek çoğunun altına da imzamı atarım) İstanbul Fındık İhracatçılar Birliği Başkanı Ufuk Özongun, Progıda'nın yüzde 30 ortağı ve yöneticisi. Bu şirket Giresun'da 400 kişiye iş veren fabrikası var. Şirketin diğer % 70 ortağı ise merkezi Hamburg'da bulunan Pisani and Rickertsen GmbH. Özongun'u bilmem ama Progıda, fındıktan para kazanmayı amaçlarken, fındık fiyatlarının yükselmesini ne kadar isteyip istemeyeceğini kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Elbette onlar da istikrarlı bir piyasadan yanadırlar. Ama Türk fındık piyasalarına yön veren kişinin aslında Türkiye'nin en büyük ithalatçısı olduğunu görmek lazım. Yani Özongun'un yaptığı işe saygım var ama görevi ile şirketi arasında çıkar çatışması bulunuyor.
Karadeniz Fındık İhracatçılar Birliği Başkanı Ahmet Başkan da Nutella'nın fındık alım şirketi Ferrero'nun temsilcisiydi. Fındık fiyatları artarsa;
"Çikolata üreticileri bademe yönelir, alıcılar başka ülkelere yönelir veya Türk hazinesi batar" diyenleri, tezlerini ispat etmeye çağırıyorum.
Çünkü bu badem masalını yıllardır dinliyoruz. Geçen yıl "1.600 bin liranın (1 dolar) üstüne çıkarsak mal satamayız" diyenler bugün "2 milyon liranın (1.4 dolar) üstüne çıkmayalım" demeye başladı. Nasıl oldu da yabancı alıcılar dolar bazında yüzde 40'lık artışa razı oldu?
Türk üreticisinin refahtan pay almasını sağlamanın spekülatif fiyat artışlarıyla olmayacağını biliyoruz. Tarafların ortak noktada buluşarak istikrarlı fındık üretimi ve fındık fiyatında istikrarı yaratmalarının zamanı geldi.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
