kapat
19.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

ABDURRAHMAN YILDIRIM


Ya yeni ürün ya da yeni göç dalgası

Aslında bu göç dalgasını yaratacak veya Doğu Karadeniz'e yeni ürün bulunmasına yol açacak olanlar yine zamanında buralara göç etmiş Karadenizliler. 1940'lı, 50'li, 60'lı yıllarda Samsun'a, Bolu'ya, Düzce'ye, Adapazarı'na, Kocaeli'ne, Bursa'ya, Yalova'ya göç eden Karadenizliler fındığı da peşlerinde götürdü. Devlet de 1964'ten beri fındığa alım garantisi ve taban fiyat verince olan oldu. Pazarı garanti, fiyatı garanti bir ürün çıktı ortaya. Dağlık ve meyilli arazi ürünü olan fındık, oldu ova ve düz arazi ürünü.

* Batı fındığı kaptı- Arazi düz ve verimli olunca da bir dönüme 70 kilo fındık üretimi, Batı Karadeniz'de bunun iki katına, 140 kiloya çıktı. Şimdi fındığın anavatanı sayılan Giresun, Ordu ve Trabzon'da dönüme ortalama 70 kilo fındığa karşılık, Sakarya'daki, Bolu'daki Karadenizliler, 140 kilo verim alıyor. 5 çocuklu bir ailenin ortalama geçim sınırı yıllık 7.5 milyar lira olan Doğu Karadeniz'de çiftçi başına 10 dönümden az fındıklık düşüyor. Bir çiftçi başına 700 kilo fındık demek. 1 milyon 400 bin liradan 1 milyar lira ediyor. İşte sıkıntı burada. Fındık artık geçim kaynağı değil. Çiftçinin geçimine katkıda bulunan bir yan ürün haline geldi.

* Doğu fındık sökecek- 2002 yılından itibaren olan ise artık taban fiyatın ve alım garantisinin verilememesi. Fındık alım-satımı piyasaya bırakılıyor. Bu durumda elbette bire iki ürün alan avantajlı. Bugüne kadar gelen arz sorunu da doğal biçimde çözümlenecek. Artık devlet eliyle fındık alınıp çürümeye bırakılmayacak, yağlığa ayrılamayacak. Olacak olan, böyle bir fındığın devlet tarafından alınamayacak olması. Bu durumda fındık alanlarını sökecek olan da Doğu Karadenizli olacak. Zaten çok zor olan geçim şartları daha da zorlaşacak. Yeni bir göç dalgası zorunlu olarak gündeme gelecek. Tıpkı kendilerinden önce Batı'ya göçen ve bugün fındığı ellerinden alan hemşehrileri gibi. Dünya geçim dünyası.

* Yeni ürün şart- Ya da fındığa alternatif ürün bulunacak. Bu ürün de dağlık ve meyilli arazide üretiliyor olacak. Bugünlerde gündeme getirilen kızılağaç kesiminin serbest bırakılması. (Bu ağaçtan Karadeniz'de çokça var ve mantar gibi her yerden bitiyor.) Kivi, kokulu kara üzümden şarap üretilmesi gibi projeler var. Ancak hiçbiri fındığın yerini tutacak gibi görünmüyor. Bu nedenle yeni ve bölgeyi kurtaracak bir tarım ürününün bulunması zorunluluğu devam ediyor.

* Dünya markası çıkar mı?- Belki denilebilir ki, fındığı işleyerek, çikolata yaparak, yani katma değerli satalım. Yani pamukta olduğu gibi, ipliğe, kumaşa ve konfeksiyona dönüştürdükten sonra satalım ki 1 milyar dolar yerine 10 milyar dolarlık iş yapalım. Ancak Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü henüz bir marka oluşturamadı. Fındıkta bu katma değeri elde edebilmek için çikolata markası, bisküvi markası yaratmak gerekli. Ülke olarak henüz bir dünya markası yaratamamışken bunu özel olarak bir çikolatada başarmak daha zor. Sagra örneği ortada. Fındık işleyicisi ve ihracatçısı Sabit Sabır'ın dediği gibi, "Avrupa'da, Amerika'da Türkiye'den gelen çikolatayı kim alır? Yarı fiyatına verene bile alıcı çıkar mı?" Yani bizim bir fındık pazarımız var. Ancak Türkiye olarak bir çikolata pazarımız yok. Böyle bir pazarı yaratmak için de öncelikle işe Türkiye markası yaratmakla başlayacaksınız.

* Zorunlu çare- Fındığa alternatif ürün, yeni göç dalgası veya Türkiye markası ile birlikte katma değeri yüksek fındık ürünleri ihracatından biri gündeme gelecek. İnsanlar mecbur kaldığı için çare arayacak.

* Sonuç- "Acı eğitimdir" Aeschylus

Mesajlarınız için: ayildirim@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler



Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır