|
 |
|
Üniversiteyi değil mesleğinizi seçin
ÖSS maratonunun galibi öğrenciler, şimdi de doğru tercih yaparak istedikleri bölüme girebilmenin stresini yaşıyor. Uzmanlar uyarıyor Üniversite değil, mesleğinizi seçiyorsunuz. Bunun için çok iyi araştırma yapın. Aile baskısı altında kalmayın. Unutmayın bu sizin hayatınız
Siz bana Kimya Bölümü'nü öneriyorsunuz ama mezun olduğumda iyi para kazanabilir miyim?" "Ben aslında mühendis olmak istiyorum ama ailem tıp okumam için ısrar ediyor. Bir türlü karar veremiyorum." Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) engelini aşan öğrenciler, bu tür soruların baskısı altında girecekleri bölümü seçmeye hazırlanıyor. Yüz binlerce genç verecekleri yanıtlara göre yapacakları tercihlerle geleceklerini belirleyecek. Uzmanlar tercih yapacak öğrencilerin seçecekleri mesleklerin analizini yapmalarının şart olduğu görüşünde birleşiyor. Yapacakları araştırmanın tamamen gerçek verileri ortaya çıkarmaya yönelik olması konusunda uyarıyorlar. Öğrencileri kritik bir aşamada bulunduklarını unutmamaları konusunda uyaran uzmanlar, tercihlerin aile baskısı altında kalmadan yapılması gerektiğinin altını çiziyor.
YETENEĞİNİZE GÖRE SEÇİN
Anadolu Üniversitesi Test Araştırma Birimi Başkanı Ayşegül Tokbudak, sınavı kazanmış ve üniversiteye gidecek adayların önemli bir bölümünün "amaçsız" olduğunu söylüyor. Tokbudak, "geleceğini şekillendirecek" tercihte öğrencilerin çok yüzeysel bilgilerle tercih yaptığını kaydediyor.
Bu noktada öğrencinin bireysel yetenekleri ve ilgi alanının devreye girdiğini ifade eden Ayşegül Tokbudak, "Bunların farkında olmaları gerekir. Tercihlerini yakın çevresindeki başarılı olduğunu düşündükleri kişilere bakarak yapıyorlar. Bu hareket noktası yanlış" görüşünde. Tokbudak, "Bunu baz alarak tercih yaptıktan sonra da hayal kırıklığına uğruyorlar. İçinde bulundukları ekonomik durum, adayların tercihlerinde artık belirleyici rol oynamaya başladı" diyor.
Tokbudak'ın araştırmasına göre, son yıllarda en çok tercih edilen yüksek öğretim programları arasında bilgisayar mühendisliği bölümü ilk sırayı alıyor. Endüstri, elektrik-elektronik mühendisliği, moleküler biyoloji ve genetik de bilgisayar mühendisliğinin ardından sıralanan diğer tercihler. Ayşegül Tokbudak, sınavı kazanan öğrencilerin büyük bölümünün bu bölümler ve mesleklerle ilgili bilgilere ulaşmadığını da belirtiyor. Tokbudak, öğrencilerin meslek yerine üniversite tercih etmesinin, yaptıkları "vahim" hataların başında geldiğini kaydediyor. Öğrencilerin başarılı olabilecekleri bölümleri seçmelerinde kriter olarak lisedeki başarılı derslerini alabileceğini de belirten Tokbudak, "Örneğin matematikte başarılı olan bir öğrenci mühendisliği seçebilir. Fen bilimleri notları yüksek olan bir başka öğrenci de tıp alanını seçebilir. Öğrenciler bu noktayı baz alarak tercihlerini yapabilir" diyor.
BEŞ YIL SONRASINI DÜŞÜNÜN
Öğrencilerin üniversite tercihi yaparken sıkça yaptıkları bir başka hata da puanlarının yetmeyeceği yerleri yazmaları. Bu konuda öğrencileri uyaran Final Dershaneleri Psikoloji Danışmanı ve Rehberlik Öğretmeni Evrim Arslan, son yıllarda öğrencilerin öğrenimi uzun zaman alan mesleklerden kaçındığını belirtiyor. Arslan, "Tıp, diş hekimliği bu nedenle gözden düşüyor" derken, üniversite seçimlerinin de ön plana çıktığını vurguluyor. Arslan'a göre en çok tercih edilen üniversitelerin ilk sıralarında Bilkent, ODTÜ, Sabancı ve Bilgi Üniversitesi bulunuyor.
"Her öğrenci rahat bir iş ve bol para kazanmak istiyor" diyen Arslan, bu konudaki uyarılarını sıralıyor "Öncelikle gerçekçi olmaları gerekiyor. Herkesin ideali farklı olabilir. Örneğin yalnızca ODTÜ olduğu için fizik bölümüne gitmektense İstanbul Üniversitesi Makine Mühendisliği'ne gitmek daha mantıklıdır. Tercih yaparken üniversite ve mesleği ortak paydada buluşturmak en akıllıca seçim olacaktır."
"Gözünüzü kapatın ve beş yıl sonrasını düşünün. Sabah kalkıp işe gidiyorsunuz. Masa başında olacağınız bir büro işi mi, yoksa insanlarla iletişim içinde olacağınız bir iş mi istiyorsunuz?" Bu soruyuher öğrencinin kendisine sorması gerektiğini belirten Arslan, "Öğrenciler ailelerin istekleriyle çok fazla çalışıyor. Yeni nesil öğrenci teknolojik bazlı, hayata uyum sağlayacağı, uluslararası anlamda iş yapabileceği işleri seçmek istiyor. Anne baba ise genellikle öğretmenlik ve doktorluk istiyor" diyor.
DİKKAT, AÇIKTA KALABİLİRSİNİZ!
Evrim Arslan, öğrencilerin dikkat etmeleri gereken en önemli unsurlardan birinin tercih sıralaması olduğunu söyleyerek şu uyarıları da yaptı "Geçen yıl 185 puan barajını 613 bin kişi geçti. Bu sene ise 888 bin kişi geçti. Şu anda tercih yapacak olan öğrenci sayısı geçen yıla göre daha fazla. Bu da belirli puanlarda geçen yıla oranla daha fazla bir yığılma demek. Öğrencilerin tercih yaparken üstten tercih yapmaları çok doğal. Ama geçen seneye göre dezavantajlılar. Bu nedenle düşebilecekleri yere kadar düşmeleri gerekiyor. 'Benim yüzdelik dilimim burayı tutuyor. Bu iş bitti' demesinler. Yüzdelik dilimlerini göz önünde bulundurarak mümkün olduğu kadar gidecekleri ve okuyacakları üniversiteleri yazmaya çalışsınlar. Dengeli tercih yapsınlar. İstedikleri yüksek puanlı üniversitelere ilk 4-5 tercihlerinde mutlaka yer versinler. Yüzdelik dilimleri civarında 10-12 tercih yapsınlar. Mutlaka kendi dilimlerinin oldukça altında en az 6-7 tercih yapsınlar. Yüzdelik dilimlerinin daha aşağısındaki yerleri yazmazlarsa açıkta kalabilirler."
DANIŞTAY YÜRÜTMEYİ DURDURDU
Yoksul öğrencinin özel okul hayali suya düştü
10 bin yoksul öğrenciye sınavla özel okul yolunu açacak proje, Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle durduruldu
Danıştay 8'inci Dairesi verdiği karar ile 10 bin fakir öğrencinin hayallerini söndürdü. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından "fakir ve zeki öğrencilerin özel okullarda devlet tarafından okutulması" olarak kamuoyuna tanıtılan projede yürütme durduruldu.
Eğitim-Sen, "özel okullara kaynak aktarılma girişimi olarak değerlendirdiği" projenin yürütmesinin durdurulması için haziran ayında Danıştay'a başvurmuştu. Eğitim-Sen'in başvurusunu yerinde bulan Danıştay da bu doğrultuda karar verdi. Danıştay kararını şu gerekçeye dayandırdı
"Özel okullara ilişkin yeni ve ayrı destek olanakları getirmek ve bazı öğrencilere uygun eğitim ortamı sağlamak, devlet okullarındaki öğrenciler açısından daha önce de vurgulanan anayasal eşitliğe aykırı bir olguya etken olacaktır. Esasen genel olarak sınavla öğrenci alan özel okullar için, yeni bir sınavla başarılı ve maddi olanaktan yoksun öğrenci seçmek, Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı ve bunun yansıması olan 625 sayılı Yasa'nın ek 4. maddesinin verdiği ücretsiz eğitim olanağına ilişkin yasal yetki karşısında dayanaksız olacaktır. Bu durum, özel okullarda daha önce sınırlı sayıda olan ücretli ve ücretsiz öğrenci oranını artırıp, belirginleştirecek ve böylece öğrenciler arasında yapay ayrılmalar oluşturacak, bu da eğitim hizmetinde sıkıntılara etken olacaktır. Bu işlemin yürütülmesi durumunda, olası sınav aşamaları yönünden giderilmesi güç zararlar doğacağı açıktır."
24 BİN BAŞVURU
Proje 10 bin fakir ve zeki öğrenciyi, öğrenci başına 3 milyar 500 milyon ödeyerek özel okullarda okutmayı hedefliyordu. 23 Ağustos'ta yapılacak sınav ile belirlenecek öğrenciler devlet bursu ile okutulacaktı. Özel okullardan Milli Eğitim Bakanlığı'na toplam 24 bin başvuru yapılmıştı.
"Aileler çocuğa baskı yapmamalı"
Yıdız Teknik Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü'nden Prof. Dr. Ali İlker Gümüşeli, ailelerin meslek seçiminde etkili olduğunu kaydediyor. "En önemli sorunlardan biri de bu. Aileler, çocukların yaşamını ipotek altına almaktan vazgeçmeli" diyen Prof. Gümüşeli, ailelerin kendilerinin isteyip de olamadığı mesleği çocuklarına seçtirmek için baskı yaptıklarını söylüyor ve şöyle uyarıyor "Bu baskı nedeniyle öğrenci hem okul yaşamında başarısız, mutsuz oluyor hem de gelecekte mesleğini icra ederken iş doyumu düşük oluyor."
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
