|
 |
|
AHMET HAKAN
"Bir Uyumsuzun Notları"
* Yemek borusu kanserine yakalanmış. Yaklaşık bir aydır Gayrettepe Metropolitan Hastanesi'nde tedavi görüyormuş. Gazeteler yazdı Tomris Uyar ölmüş
Cenazesi bugün Teşvikiye Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecekmiş.
* Bir zamanlar bitmek tükenmek bilmeyen iştihayla kendimi öykü kitaplarına vurmuştum. Bir yeni yetmeydim o zamanlar, bir müptedi... Her gün üç-dört öykü kitabı devirirdim. Tomris Uyar'ın "İpek ve Bakır"ını da, profesyonelleşme arzusunun sevimsizliğiyle okumaya başlamıştım. Küçümseyen edamın nasıl darmadağın olduğunu bugün bile çok iyi anımsıyorum Sıkı bir metindi bu... Etkilenmiştim. Sonra "Ödeşmeler"i okudum. "Dizboyu Papatyalar"ın ardından ise yenilgiyi tamamen kabul etmiş, kararımı vermiştim Ben Tomris Uyar'dan daha iyisini yazamazdım
* Kaçınılmazdır Hayran olunan, etkilenilen büyük yazarlar, yazar adayının kâbusu olur... Tanpınar'ın karşısına Yahya Kemal çıkmıştı ama o bunu farklı yönelimlerle aşabildi... Ama aşamayanlar da var Nice öykünmeci genç şair adayının karşısına ya Necip Fazıl ya da Nazım Hikmet çıkar ya, benim karşıma ilk Tomris Uyar çıkmıştı
* Şöyle bir şey hayal ediyorum 30 yıl öncesindeyiz. Bir mavi yolculukta. Ekibimiz müthiş Edip Cansever, Turgut Uyar, Tomris Uyar ve ille de Cemal Süreya... Sinematografik bir görüntü bu Cemal Süreya bir sandalyede ağzında sigara, elinde kalem, dudaklarında ironik bir kıvrım notlar alıyor... Edip Cansever elleri cebinde tekneyi adımlıyor; huysuz, sıkıntılı ve ne yapacağını bilemez halde... Turgut Uyar dünyanın en ciddi işini yapar gibi salata yapıyor; babacan ve yüzünde güven veren o gülümseme... Peki ya Tomris Uyar? O, sadece zeki genç kızlardan yayılabilecek bir gerilimin efsanevi kaynağı... Her birine tek tek uğruyor, her biriyle tek tek uğraşıyor
* "İkinci Yeni'nin kraliçesiydi o" dedi eski bir arkadaşım. Ben itiraz ettim. Bu tür tanımlamalardan oldum olası hoşlanmadığımı söyledim. Arkadaşım buluşunun güzel olduğunda ısrar etti, Tomris Uyar'ın hiç şiir yazmadığı halde "İkinci Yeni" içinde bir yeri olduğunu söyledi ve ekledi "Sen daha iyi bir tanımlama geliştir o zaman" Ben de İsmet Özel'in bir dizesiyle karşılık verdim ona "Fırlamayım, bıktım tanımlanmaktan"
* "Güzel Yazı Defteri"yle iki ay önce bir kitapçıda karşılaşmıştım. Özenli baskılı bir Tomris Uyar kitabı.. Yıllar sonra yeniden bir Tomris Uyar metni okumanın beni ne kadar dinginleştirdiğini fark etmiş ve şaşırmıştım.
* Öykü edebiyatın öksüz çocuğudur. Roman yazmayı uzun soluklu bir iş olarak görüp göze alamayanlar, öyküyü atlama taşı olarak görürler. Bu yüzden öyküyle başlayıp romana geçenler çoğunluktadır. Ama Tomris Uyar öyle değil... O öyküyle başlayıp öyküyle bitirdi
* 1995-2000 yılları arasında yazdığı 'Gündökümü'ne "Bir Uyumsuzun Notları" adını vermiş... Tarihe dikkat! "Uyumsuz" sözcüğü o iki tarih arasına ne de çok yakışıyor değil mi?
* Yemek borusu kanseri, Metropolitan Hastanesi, Teşvikiye Camii... Kitaplarını yeni baştan okumanın tam vaktidir.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
