kapat
06.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

MEHMET BARLAS


Hepimiz birer Nasreddin Hoca değil miyiz ki?

Akşehirliler, her yıl olduğu gibi, bu yıl da, ölümsüz hemşehrileri Nasreddin Hoca'yı, şenliklerle andılar..

Kimine göre Nasreddin Hoca, Timur'un Anadolu'yu işgal ettiği 1400'lü yıllarda yaşamış.

Ama araştırmacı Bursalı Tahir Bey'in bulgularına ve Fuat Köprülü'nün de kabulüne göre, Hoca 1208-1283 yılları arasında yaşamış, Sivrihisar (Horto) doğumlu bir müderris ve bir bilgeymiş. Akşehir'de yaşamış, Akşehir'de ölmüş.

Daha doğrusu, hala, fıkraları ile yaşıyor.

Çünkü Nazım Hikmet'in söylemiyle, Anadolu insanı "Hoca Nasreddin gibi gülendir".

Güçlünün karşısında zekasını kullanan, kendi toprağının üzerinde eğreti oturan ve gerçeklerle özlemler arasında yalpalayan birer Nasreddin Hoca değil miyiz hepimiz?

Pekçok Nasreddin Hoca fıkrası, artık birer klasik oldu.. Herkes, kuşaktan kuşağa aktarıyor..

Yine de bazılarını hatırlayalım mı?

Hoca gençliğinde, birkaç tane karpuz çalmak için, yolun üzerindeki bostana girmiş. Tam karpuzları alıp gidecekken, bostan bekçisi basmış onu.

Hoca suç-üstü yakalanmış..

Bostan bekçisi bağırmış,

- Be adam... Ne yapıyorsun bu bostanda?

Hoca düşünmüş.. Ne söylesin ki? Sonunda kısık bir sesle cevap vermiş,

- Ağam.. Sıkışmıştım, donuma etmek üzereydim.. Çaresiz girdim bostana ve def-i hacet ettim...

Bostancı bu mazereti kabul etmemiş.. Üstelemiş, yine bağırmış.

- Nerede ettiğin pislik?

Hoca çevreye bakınmış. Bir öküz dışkısı görmüş. Hemen onu göstermiş bostan bekçisine.

Bekçi daha da öfkelenmiş,

- Ulan... Bunlar öküz pisliği, diye bağırmış.

Bunun üzerine gülmüş Hoca.

- Ağam.. İnsan gibi edecek vakit mi bıraktın ki, demiş.

Nasreddin Hoca'nın, en problemli konulara bakışı böyledir.

Bu bostana günümüzde karpuz çalmak için girseydi ve TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu onu "Ne yapıyorsun bu bostanda" diye sorgulasaydı, acaba ne cevap verirdi?

Belki de şöyle derdi

- Bir koltuğa iki karpuz sığar mı, onu merak ettim. Deneme yapıyordum!

Bir de meşhur, eşeğini kaybetme hikayesi (daha doğrusu hikayeleri) vardır ya..

Hoca'nın eşeği kaybolmuş. Bağırıp çağırmaya, "Eşeğimi bulmazsanız, çok fena yaparım" diye söylenmeye başlamış.

Köylüler telaş içinde dağ taş arayıp, kayıp eşeği bulmuş ve Hoca'ya getirmişler.

Sonra biri sormuş,

- Eşeği bulmasak ne yapacaktın?

- Yeni bir eşek alacaktım, demiş Hoca.

Hoca yatakta karısı ile yatıyormuş. Akşam yemeğini çok kaçırdıkları için, Hoca'nın karısının bağırsaklarını gaz sıkıştırmış.. Kadıncağız, sessizce gaz çıkartıp, yellenmiş.. Sonra da, yorganın altındaki havayı tazelemek için, bacakları ile yorganı şöylece kaldırmış.

Bakmış ki, Hoca kendisini seyrediyor.

- Hoca.. Bu bizim yorganı satsak, kaç akçe eder. Ona bakıyordum, demiş..

Hoca gülmüş cevap vermiş,

- Hanım.. Bu koku varken, bizim yorgan iki akçe bile etmez!

Bence, bugüne de bakış açısı getiren Hoca fıkrası şöyle

Hoca, cenazede tabutun yanında yürüyormuş.. Birden tabutun kapağı aralanmış.. Ölü sanılan adam yalvarmaya başlamış Hoca'ya.

- Hocam, ben bayıldım, ölü sandılar. Beni diri diri gömecekler. Durdur şu cenazeyi. Cemaate gerçeği anlat.

Hoca bakmış cenaze cemaatine.

- Kardeşim. Ben bu kadar kalabalık cemaate laf anlatamam. Sana Allah rahmet eylesin, demiş.

GERÇEKLER

Artık orası Irak değil Amerika!
Bugün Nasreddin Hoca'nın gözünden dünyaya bakmaya çalışıyoruz ya..

Süleymaniye'deki Türk özel timlerine mensup 11 subay ve askerinin, Amerikan kuvvetleri tarafından enterne edilmesi olayına da, aynı bakış açısı ile yaklaşmayı deneyelim.

Nasreddin Hoca, yolda eski bir tanıdığına rastlamış. Adam, "Hoca bize gel bir akşam. Tuz, ekmek yiyelim" demiş.

Mecazen "tuz-ekmek" deyişi kullanılır ya..

Hoca bir akşam adamın evine gitmiş.

Ne görsün?

Yemek sofrasında bir ekmek, bir tabak tuz var. Başka hiçbir şey yok.

Çaresiz, ekmeği tuza banıp yemiş.

O sırada, aşağıdan biri kapıyı yumruklamış...

Ev sahibi, ikinci kattaki yemek odasından eğilmiş, kapıya bakmış.. Aşağıda bir dilenci, "Allah rızası için bir sadaka" diye sesleniyormuş.

Ev sahibi öfkeyle bağırmış,

- Defol git buradan.. Aşağı inersem, seni gebertirim.

Hoca da, hemen eğilmiş pencereden. Dilenciye seslenmiş.

- Hemen git buradan. Bu adamın dediği dediktir.

KISSADAN HİSSE- ABD, Kuzey Irak'ta Türk askeri istemiyor. Artık orası Amerikan toprağı.

Mesajlarınız için: mbarlas@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır