kapat
02.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 MODA
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Tek suçlu Denizli değil

CAN BARTU

F.Bahçe'nin bu durumlara geleceği belliydi. Bunun için Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yoktu.
Bu kadro, bu anlayış, bu mücadele Şampiyonlar Ligi'ndeki 0 puanın habercisiydi. Ama F.Bahçe'nin şanssız olduğu da gerçek. Son dakikada yenilen goller olmasa 2-3 puan alabilirdi sarı-lacivertliler. Ama bu bile başarı olmazdı F.Bahçe için; çünkü mühim olan ikinci tura çıkmaktı. Ancak bu kadro bunu yapamazdı. Çünkü yaşlı ve mücadele etmeyen bir kadro olduğunu geçen sezonun başından beri söylüyoruz.

Bu olay takımda moral olarak bir yıkım yarattı; ama herhalde artık Denizli ve futbolcular lige konsantre olurlar. Fakat sahadaki tempolarını arttıramazlarsa, mücadele etmezlerse bu görüntü aynen devam eder.

F.Bahçe'nin elinde koşacak, takıma tempo getirecek isimler var. Mustafa Denizli Ali Akdeniz'i, Hakan Bayraktar'ı, Ceyhun'u, Serhat'ı ve Oktay'ı hazırlasın yeter. Çünkü F.Bahçe zaten bundan daha kötü olamaz. Bu çocuklar hiç değilse topu kullanıp, mücadele ederler. Bu F.Bahçe'den de, geçen sezon şampiyonluğa ulaşan F.Bahçe'den de daha iyi oynarlar.

Revivo'nun yokluğu ise bu şartlarda F.Bahçe için hiçbir şey ifade etmez. Rapajç'e biraz kondisyon verip, koşturursanız takıma faydalı olur. Ama serbest atışlar için oynayacaksa, onu Abdullah da atıyor. Benim için önemli olan Türk oyuncuların sahada iyi oynaması.

Ancak bugüne kadar hep Denizli tenkit edildi, "Takımı çalıştırmıyor" diye. Peki futbolcuların hiç mi suçu yok? İdmana geleceksin, "Sakatım" diyeceksin, türlü dümen çevirip, hiç idman yapmadan maça çıkacaksın. Tabii kondisyon sıfır, mücadele gücü sıfır, oyun anlayışı sıfır. O zaman nasıl kazanacaksın?

Ayrıca bu takımda teknik direktör, doktor çıkıp da, "Kardeşim senin neren sakat" demez mi?

Artık futbolcular da kendilerini toparlasın. İdmanlar yetmiyorsa bir tur daha koşu yapsınlar. Öyle 19 Mayıs hareketleri yapar gibi çalışıp, idmanı bitirmesinler. F.Bahçe'de oynamanın ayrıcalığını bilsinler. Bu devirde zamanında parasını ödeyen, futbolcuların üstüne titreyen, antrenörün arkasında olan bir yönetim zor bulunur.

Bir de, F.Bahçe niçin kondisyoner almaz anlamak mümkün değil. Yani F.Bahçe sezon başında İtalya'dan veya Almanya'dan bir kondisyoner getirseydi, takımın gücü 3 misli artardı. Kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın. F.Bahçe mücadele edemiyor. Bu açık.

Bilimsel idmanlar da bizi enterese etmiyor. Bizi ilgilendiren F.Bahçe'nin koşması, mücadele etmesi.

G.Saray gerçeği
G.Saray'da eksik çok. Para ve hatta yemek bile... Ama muhteşem bir beraberlik var. Çok akıllı da bir antrenörleri. Ayrıca sahada varını yoğunu ortaya koyan, çok koşan bir G.Saray var. G.Saray eskiden beri çok koşuyordu; ama Lucescu bunu kâfi görmedi ve İtalya'dan kondisyoner getirtip, takımın gücünü iki misline çıkardı.

PSV gibi çabuk ve süratli oynayan bir takımı ikinci yarı boğdular. Ümit Karan biraz şanslı olsaydı, 3 tane gol atardı. Mücadele ve yardımlaşma G.Saray'ı ön plana çıkartıyor. G.Saray'a şöyle baktığınızda, bundan evvelki takımın kalitesinde değil. Ama bunu kondisyonuyla, mücadelesiyle kazanıyor. Bizim F.Bahçe'de eksik bulduğumuz şey de bu zaten.

Bitsin bu rezalet
Türkiye garip bir ülke oldu. Her maç sonrası hakemler konuşuluyor. Bunun manası lig bitmesin, millet birbirini bıçaklasın demek. Bu konu artık televizlon programlarından kalksın. Zaten Dünyanın hiçbir yerinde de yok.

Avrupa Kupası maçından sonra bile, "Hakem ne yaptı, nasıl yönetti?" diye tartışanlar var. Ya sana ne kardeşim! Bunun yetkili mercii var, FIFA var, UEFA var. Çok anormal bir şey yaparsa hakem konuşulur ama bu kadar da yorum yapılmaz. Bir idareci memnun, diğeri değil. Doğal olarak kin ve nefret tohumları atılıyor. Artık reyting uğruna televizyonlarda yapılanlara son versinler. Bu hem ayıp hem günah. Eğer Merkez Hakem Kurulu da bu kadar şaibeli ise değiştirilsin.

Daum faydalı olamaz
Beşiktaş'ta en büyük yanlış Daum'un kaleci Fevzi hakkındaki beyanatları. Bir teknik adam asla böyle konuşmaz. Hele sezon başında Shorunmu'yu gönderdikten sonra, 1. kaleci olacak Fevzi'yi, 35 yaşındaki biri için yedek bırakamazsın. Oysa Daum bunun tam tersini yapmalı, Fevzi'nin moralini yükseltmeliydi.

Beşiktaş en büyük problemini çözmüş, fizik olarak fevkalade. Ama sahada organize değil. Makine gibi koşup, çalışıyorlar ama acemi goller yiyorlar. Denizli'de 2-0 yenilgiden 3-2 öne geçiyor Beşiktaş. Bu büyük bir başarı ama defans hatasından golü yiyor. Defans oyuncusu, rakiple topun arasına geçeceğine arkasında kalıyor. Ama bunlar düzelir, mühim olan Beşiktaş'ın özverisi. Beşiktaş'ın defansını Ali Eren toplar diye ümit ediyorum. Zaten bu kadar zaman dışarda bırakılması hataydı.

Daum çok iyi bir çalıştırıcı ama özel sorunları nedeniyle kendini işe veremiyor. Ayrıca yaptığı transferlerin hepsi yanlış. Türkiye'de bunlardan çok daha iyileri var. Üstelik 3 gün Almanya'da, 4 gün Türkiye'de. Nasıl götürecek Beşiktaş'ı? Bu şartlarda hiçbir antrenör takımına faydalı olamaz. Beşiktaş buna bir çözüm bulmalı.

Güneş kadroyu değiştirmeli
Dünya Kupası'na gitmek için Avusturya ile yapacağımız maçlardan ilkinin deplasmanda olması avantaj. Ayrıca Rüştü'nün formu da çok önemli. Çünkü Rüştü tek başına takım. Yine de bugünden konuşmak için erken. Şenol Güneş'in takıma kimleri alacağına bakmak lazım. Ama Güneş de biraz değişmeli ve kadroya yeni isimleri monte etmeli. Bizim için en büyük tehlike, Avrupa'da forma giyen oyuncularımızın takımlarında yedek kalması. Maç tecrübelerinin eksiği ve moralsizlikleri milli takıma yansıyabilir.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
SABAH'ın Demokrasi Kürsüsü'nde sizde sesinizi duyurun

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır