kapat
29.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
OKAY GÖNENSİN(ogonensin@sabah.com.tr )

Cumhuriyet'in değeri

Dünyanın bugünkü koşulları, gerilimleri ve son savaş; modern, laik ve demokratik bir cumhuriyetin değerini ve anlamını bir kez daha sergiliyor.

Mustafa Kemal Atatürk'ün temellerini oturtmaya çalıştığı demokratik, laik cumhuriyetin temel unsurlarıyla "oynamak" artık mümkün değildir. Cumhuriyetin temellerinin güvencesi de demokratik cumhuriyet fikrinin bilinçle kavranmasıdır. Mustafa Kemal, cumhuriyetin ilk yıllarında cumhuriyet fikrinin içeriği şöyle açıyordu:

"Cumhuriyet ahlâk erdemine dayanan bir yönetimdir." (14.10.1925 İzmir Kız Öğretmen Okulu öğrencilerinin sorularına cevap.)

"Cumhuriyet fikir özgürlüğünden yanadır. İçtenlikli ve yasal olmak koşuluyla her fikre saygı gösteririz. Her kanı bizce saygındır." (4. 12. 1923 Tercüman-ı Hakikat gazetesi başyazarıyla mülakat.)

"Kapıda duran nöbetçi bile benden korkmaz. Korku üzerine egemenlik kurulmaz. Toplara dayanan egemenlik ayakta kalmaz. Böyle bir egemenlik, hatta diktatörlük, ancak ihtilal olduğunda geçici bir süre için gerekir." (24. 4. 1930 Vossische Zeitung'a demeç.)

'En iyi siyaset'
Atatürk'ün cumhuriyet fikri, "siyaset" fikri ile çok yakın bağlantılıydı, hatta iç içeydi. Daha 1918 yılında siyaset ile ilgili olarak konuşurken cumhuriyetin "ileri toplum" içeriğini anlatıyordu:

"En iyi siyasetin, her türlü anlamıyla 'en kuvvetli olmak'ta bulunduğunu kabul ederim. En kuvvetli olmaktan amacımın yalnız silah kuvveti anlamına geldiğini sanmayınız. Aksine, asker olmama karşın, bence bu kuvvet, bileşke oluşturan unsurların sonuncusudur. Benim demek istediğim; manen, bilimsel olarak, ahlâk yönünden ve fen açısından kuvvetli olmaktır. Bu saydıklarımdan yoksun olan bir ulusun tüm bireylerinin en son silahlarla donatıldıklarını varsaysak bile, kuvvetli olduğunu kabul etmek doğru değildir." (16. 12. 1918 Minber gazetesi muhabiriyle mülakat.)

'Dost ya da düşman için ölçü'
Mustafa Kemal, modern toplumda genel olarak bilginin ve iletişimin, özel olarak da basının önemini 80 yıl önce kavramıştı ve her fırsatta anlatmaya çalışıyordu.

25 Mart 1922'de Meclis'in açılış konuşmasını yaparken şöyle diyordu:

"Efendiler; bir sosyal topluluğun ortak ve genel duyguları, fikirleri vardır. Sosyal toplulukların değerleri, uygarlık düzeyleri, istek ve eğilimleri ancak bu genel duygu ve fikirlerin görünme ve belirme derecesinden anlaşılır. Bir sosyal topluluğu yönetenler için, o topluluğun yazgısı üzerinde hüküm verme durumunda bulunan dostlar ya da düşmanlar için ölçü, o topluluğun kamuoyunda beliren yetenek ve değerdir. O yüzden uluslar, kamuoylarını cihana tanıtmak zorundadırlar. Tüm dünya kamuoyunu bilmek ise, yaşamı düzene koymak için gereklidir.

Bu konuda varolan araçların ilki ve en önemlisi de basındır. Basın ulusun ortak sesidir. Bir ulusu aydınlatmada, ona doğru yolu göstermede, bir ulusa gereksindiği fikir gıdasını vermede, kısacası bir ulusun mutluluğa yönelik ortak yönde yürümesini sağlamada basın başlıbaşına bir güç, bir okul, bir kılavuzdur."

Demokratik, laik cumhuriyetin temel fikirleri, içeriklerinden boşaltılmadan, Mustafa Kemal'in 75-80 yıl önceki açık üslubuyla aktarıldığı zaman dünü ve bugünü daha iyi anlayabilir, yarını daha doğru kurabiliriz.

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır