kapat
29.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
YAVUZ DONAT

"Yaşasın Cumhuriyet!"

Meclis "Cumhuriyet'in ilanını" müzakere ediyor.

İşte "o günün tutanaklarından" birkaç satırbaşı...

Vasfi Bey (Saruhan):

- Bundan sonra devletin şekli Cumhuriyet'tir... Millet, kendi kaderine hakim durumdadır... Bunun aksine sefil emel besleyenler, milletin ebedi azmi karşısında yok olacaklardır.

Eyüp Sabri Efendi (Konya):

- Hükümetimiz Cumhuriyet olmuştur... Cumhurbaşkanı seçimini müteakip, yüz bir pare top atılmasını öneriyorum. (Yaşasın sesleri... Alkışlar)

Rasih Efendi (Antalya):

- Yaşasın Türk Milleti. (Şiddetli alkışlar)

Mehmet Emin Bey (Karahisarı Şarki):

- Adsıza şeref, esire hürriyet, zayıf ve sefile saadet verdirecek bir hükümet kuruldu ve bunun da adı Cumhuriyet'tir... Arkadaşlar... Üç defa "yaşasın Cumhuriyet" diye bağıralım. (Yaşasın Cumhuriyet diye üç defa bağırıldı.)

Bugün dünyada ve çevremizde olup bitenler "Cumhuriyet'in önemini... Cumhuriyet'in temel ilkelerine sıkı sıkıya sarılmamız gerektiğini" daha iyi göstermiyor mu?

"Yaşasın Cumhuriyet."

TRAJEDİ VE DESTAN
Cumhuriyet'in ilanından beş gün önce (24 Ekim 1923) Tevhidi Efkâr gazetesi yazıyor:

- Bugünki keşmekeşin birinci sebebi Ankara'da hükümferma olan bu Devlet icadı illetidir.

Cumhuriyet kuruluyor. İki gün sonra... Yani 31 Ekim 1923'te...

"Aynı gazete" kin kusmaya devam ediyor:

- Haftalardır "Cumhuriyet, Cumhuriyet" diye tepinen, "Devlet kuracağız" diye çırpınan ve herkesin kafasını şişiren efendiler, nihayet emellerine ulaştılar.

***
Ama "aynı dönemde" Cumhuriyet'i "aslanlar gibi savunanlar" da var.

Örneğin Yakup Kadri. (Karaosmanoğlu)

İşte "Yaban romanının" ünlü yazarı Yakup Kadri'nin, Hakimiyeti Milliye Gazetesi'ndeki yazısından birkaç satır:

- Cumhuriyetin sözleşmesinin her satırı bir şehidin kanı ile yazılmıştır... Ve bir kahraman kılıcının kabzası ile mühürlenmiştir... Onun anası bir trajedi, babası bir destandır."

***
Cumhuriyet'in karşıtları "her dönemde oldu."

Olmaya da devam edecek.

Ama...

Büyük Atatürk'ün "Cumhuriyet'in ilanını müteakip, Cumhurbaşkanı seçilince" yaptığı "teşekkürat konuşmasının" son cümlesinde söylediği gibi:

- Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır. (Şiddetli ve sürekli alkışlar)

1923'TEN 2001'E
Sene 1923... Atatürk Tarsus'ta, "Çiftçiler Yurdu"nda, Çukurovalı köylülerle konuşuyor.

Ve diyor ki:

- Ben, ne düşündüğünüzü bilen, ne hissettiğinizi duyan, ne derdiniz olduğunu anlayan bir arkadaşınız ve kardeşiniz olmakla iftihar etmekteyim. (Atatürk Araştırmalar Merkezi Dergisi.... Cilt 4... Sayı 12... Sayfa 578)

***
Sene 2001...
"Yöneticilerimizi" halkın arasında görmek istiyoruz.

Ve onların ağzından "ey halkım... Ne düşündüğünüzü biliyor, ne hissettiğinizi duyuyor, ne derdiniz olduğunu anlıyorum" sözlerini dinlemek istiyoruz.

BAYRAM DİYALOĞU
Atatürk ve İnönü "aynı davaya baş koymuş... Ölümün üzerine birlikte yürümüş" iki kahraman.

"Zaferden" sonra biri diğerine, "kazandığın başarıyı en samimi hislerimle tebrik ederim" diyecek kadar...

Diğeri, öbürüne "her dar zamanımda hızır gibi yetişirsin... Sana bağlılığım bir kat daha arttı" diye yazacak kadar samimiler.

Ama bu iki büyük devlet adamı arasında bile, "diyalog kopukluğu" olunca...

Hemen "laf getirip götürmeler" başlıyordu.

Hatta...

Onları birbirinden "uzaklaştıracak kadar."

***
Demokrasinin de, siyasetin de, yönetim sanatının da alfabesi "diyalog."

Günümüzün "en önemli sorunlarından biri de" bu değil mi?

Atatürk ile İnönü arasında bile "laf getirilip götürülüyor da..."

Bugün...

Şu diyalogsuzluk ortamında...

Çankaya ile Başbakanlık arasında hiç laf getirilip, götürülmüyor mu?

Dileriz ki Cumhuriyet Bayramı "bütün bu kopuklukları" sona erdirsin.

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır