New York Times yazarı Kinzer "Türkiye dünyayı değiştirebilir" derken sahip olduğumuzdan fazla bir güç mü vehmetti?
Hayır.. İslâm'la demokrasiyi uzlaştırmış tek ülke olarak bu misyonu başarmak için Türkiye'nin yerine getirmek zorunda olduğu şartlar bulunduğunu söyledi.
Nedir o şartlar?
"İç sorunlarını çözmesi ve refah içinde yaşayan Müslüman demokrasiye örnek olarak ortaya çıkması.."
Türkiye'nin düze çıkması, kökten dinci teröre karşı mücadeleyi kazanmanın ve bir medeniyetler savaşı cehenneminden insanlığı korumanın ön şartı haline gelmiştir.
Çünkü bugünkü halimizle kökten dinciliğe saplanmış toplumları cezbedemeyiz.
Ekonomik zorluklarını aşmamış ve Müslüman bir ülke olarak -veya olduğu için- Avrupa Birliği'ne alınmamış bir Türkiye, bu tarihi misyonu yerine getiremez.
Böyle bir durumda Türkiye kaybeder ama Batı daha fazlasını kaybeder.
Peki, Ankara'dakilerin görevi, oturdukları yerde Batılı hükümetlerin bu gerçeği kavramasını beklemek midir?.
Yoksa kurtarıcı ayrılacalığını eyleme geçirmek için Batı toplumlarını ve hükümetlerini hedef alan büyük bir diplomatik harekâta geçmek midir?
Elbette ikincisi.. Ama "dünyayı değiştirecek güce sahip" bu ülkenin yöneticileri şu anda neyle meşguller?
Milletvekillerine ömür boyu kıyak maaşı garantileyen bir maddeyi hileyle anayasaya sokuşturmakla..
Bu suçu cezalandırması için siyaset kurumunu halkın gazabına havale eden Cumhurbaşkanı'nı kararından döndürmeye yönelik manevralarla..
Geri alamadığı makam arabalarını ve satmaya gücünün yetmediği lojmanları ve resmi tatil köylerini çoğaltmakla..
İktidar, üstündeki ölü toprağını silkinip atmanın enerjisini mutlaka yaratmalıdır.
Yerini genç birine devretme fedakârlığını Başbakan Ecevit artık göstermelidir. Yaşı, Türkiye'nin yeni rolünü taşıyamıyor.
İstikbal Türkiye'yi, bir yüzyılda ikinci kez tekrarlanmayacak bir göreve çağırmaktadır.
Yaşlı ve başarısız liderler şimdiye kadar Türkiye'nin sorunu oldu. Bu inat dünyanın da sorunu olmasın!
11 Eylül saldırısı, teröre yataklık eden müttefikleri teşhir ederek terbiye etme fırsatını vermişti bize..
Ama felâketten ders alarak onurlu bir dönüş yapmaları için onlara zaman tanıdık.
Fakat bölücü ve kökten dinci terör örgütleri Almanya'da, Fransa, Belçika ve Yunanistan'da zehirli faaliyetlerini aynı rahatlıkla sürdürüyorlar.
Kanada'da yapılan NATO parlamenterleri toplantısında Kâmran İnan, iki yüzlülüklerini kafalarına vurdu, çok da etkili oldu.
Bütün örgütlerin dış ülkelerdeki adreslerini ve ne yaptıklarını devlet biliyor.
Bu rezaleti Dışişleri Bakanı değilse bile İçişleri Bakanı, yabancı basını davet edeceği bir toplantıda, koynunda terör besleyen ülkelerin kamuoylarına şikâyet etmelidir.
Türkiye, gizli düşmanlıklara boyun eğen bir devlet olmamalı artık!
Magazin
