kapat
05.09.2001
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Editör
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
HAŞMET BABAOĞLU(hbabaoglu@sabah.com.tr )

Medyanın bizdeki etkisi

Artık televizyonlar söylemezse fırtına çıkmıyor!" der kimi ABD'li medya analizcileri, hafiften dalga geçerek.

Körfez Savaşı'nı neredeyse CNN'in çıkardığına inanan akademisyenler bile oldu.

Medya etkilidir. Bunu bilmeyen yok! Bu etkiye maruz kalmayan da yok!

(Hani televizyon denilince yüzlerini buruşturarak "iki yıldır izlemiyorum, evimde televizyon yok" diyenler vardır ya! Onları da medyanın etkisini en sarsıcı biçimde yaşamış olanlardan saymak gerekir. Başkasının kül gördüğü yerde, onlar alev alev ateş görecek kadar etkilenmekte ve sırtlarını dönmeye çalışmaktadır. Ekran başından kalkmayanlardan daha çok akılları fikirleri ekrandadır!..)

Gazetelerin etkisi televizyonla kıyaslanmayacak kadar yavaştır. Ve hatta tutuktur... Ama televizyona göre daha derin izler bırakır.

Tamam, biliyoruz. (Bu konunun ayrıntıları, tartışmaları, bilumum labirentleri için artık Türkçede de yığınla kitap var. Meraklılarının dikkatine!)

Biliyoruz da, peki medyanın etkisi hangi alandadır? Nerede etkili, nerede etkisizdir?

Asıl önemli olan, bunların yanıtlarıdır. Hiç akademik dile girmeksizin bu noktayı Türkiye özelinde ve gayet somut biçimde irdeleyelim mi?

Bunun için ANAR'ın en son Türkiye Gündemi Araştırması'nı elimize alalım.

Ancak önce birkaç şeyi hatırlayalım.

Medyayı çok güçlü olarak tasarlayanlar da, medyanın kendisi de en öne siyaseti koymayı severler. Oysa bugünkü koalisyonu oluşturan iki parti; DSP ve MHP medyada en soluk biçimde yer alan, seçim öncesi medya desteği hemen hemen hiç olmayan partilerdir...

Yine hatırlarsak, medyada desteklenmiş nice sosyal demokrat "lider" ve nice "yeni oluşum" sandıktan bir türlü bu desteğe denk oy çıkaramamıştır.

Şimdi ANAR'ın son kamuoyu yoklamalarına bakınca da ülkedeki her dört kişiden birinin AK Parti'yi desteklediği görülüyor.

"Bugün olsa oyunuzu kime verirdiniz?" sorusuna ağustos ayında %23.8 "AK Parti'ye" yanıtını vermiş. Öteki partilerin oy oranları % 6'nın altında...

Yani Tayyip Erdoğan ve parti hakkında medyada kopan gürültü, kaset olayı filan kamuoyunun zihninde siyasete ayrılmış alana pek dokunmuyor! Orada medyadan daha güçlü etkenler var.

Demek istiyorum ki, artık bu konuda kendimize toplumbilimsel sandığımız palavralar atmayalım: Medyanın "sözü"nün gücü, halkın siyasal tercihlerinde pek etkili sayılmamalı... Medya siyasetçileri etkiliyor ama siyasal kamuoyunu değil...

Peki nerede medyanın etkisi?

Bunu yanıtı da ANAR'ın araştırmasında görülebiliyor.

"Ağustos olayının en önemli olayı nedir?" sorusuna Üzeyir Garih cinayeti ve ekonomik kriz diyenlerin oranı %25'in üstünde... Öteki bütün yanıtlar %5'in altında kalmış. İnanmayacaksınız ama, doların yükselişi de, Erdoğan'ın kasetleri de, Vurgun Operasyonu da çok alt sıralarda...

Yani medya "sıcak gündem" konusunda çok etkili!

O halde...

"Garih cinayetini ve ekonomik krizi medya nasıl ele aldı, nasıl işledi?" sorusunu medyanın içinden birisi olarak aklımdan bile geçirmek istemiyorum. Şimdi bunları yazarken bile sırtımdan soğuk terler boşanıyor.

ALTYAZI
Carolyn Burnham: Çirkin ve itici görünmeye mi çalışıyorsun?

Jane: Evet!

Carolyn Burnham: Tebrik ederim. Bunu hayran olunacak biçimde başarmışsın...

(Sam Mendes'in çok ilgi çeken 1999 yapımı filmi Amerikan Güzeli'nden)

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır