Özellikle son 10 yıldır, medyaya konuşan herhangi bir erkek (kadın da olabilir ama onlar bu tip konulara fazla girmiyorlar)
'Evlenilecek kadın' ibaresini kullandığı anda topa tutuluyor: Vay efendim sen nasıl böyle bir ayrım yaparsın!
Hoş tabii böyle laflar eden erkekler de hiç masum değil. Apaçık ayrımcılık yapıp, çifte standart getiriyorlar. Örneğin 'evlenilecek kadın'ın karşısına 'eğlenilecek kadın' (yani 'yatılacak ve atılacak kadın') koyuyorlar.
Ayrımcılık yapıyorlar çünkü bazı kadınları yüceltip, bazılarını aşağılıyorlar. Onlar çifte standartçı, çünkü kendileri için aynı sıfatları, aynı damgaları kullanmıyorlar. Böyle bir yaklaşım elbette eşitliğe ve özgürlüğü aykırı. Bundan kuşkumuz yok.
Ancak burada altı çizilmesi gereken önemli bir nokta var:
Bir erkek, 'Evlenilecek kadın...' dediği anda saldırıya uğruyor: Bu terimin karşı tarafına hangi terimi koyarsa koysun...
Ben de diyorum ki...
Evet, hayatta 'evlenilecek' kadınlar vardır, 'evlenilmeyecek' kadınlar vardır... (Aynı evlenilecek ve evlenilmeyecek erkekler olması
gibi...)
Böyle bir yaklaşımın hiçbir tuhaflığı, kötülüğü, yanlışlığı yoktur. Olsa olsa bazı durumlarda hayat bize oyun oynar, büyük laflar edip, küçük lokmalar yutuveririz.
Evlenmeyi düşünmeyeceğim kadınlara birkaç örnek vereyim (listeye sayısız madde ekleyebilirim):
* Övünerek, "Yemek pişirmem, sofra kurmam" diyen bir kadınla...
* Toz yapıyor diye kitaplarımı evden atmaya kalkışan bir kadınla...
* Türkülere bayılıp, örneğin Miles Davis'e tahammül edemeyen bir kadınla...
* Haftanın üç gecesi Laila'ya, iki gecesi Dedikodulu Meyhane'ye gitmek isteyen bir kadınla...
* Ayrıca: İlköğretim mezunu bir kadınla... Yaşı benden çok küçük ya da çok büyük bir kadınla... Boyu çok kısa ya da çok uzun bir kadınla...
Evlenmek i-s-t-e-m-em NOKTA
(Bu konuyu uzun uzun tartışmaya hazırım...)
(emreakoz@sabah.com.tr)