kapat
15.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ALİ BAYRAMOĞLU(abayramoglu@sabah.com.tr )

Light Fazilet mi?

Tayyip Erdoğan ve yenilikçiler sonunda partilerine kavuştu; "Adalet ve Kalkınma Partisi" kuruldu.

Tayyip Erdoğan'ın siyaset yasağının kalktığı 19 Temmuz tarihinden bu yana 25 gün geçti. İlk günler sert esen, hatta merkez medyada bir ölçüde tedirginliğe yola açan "yenilikçi rüzgar", daha 10'nuncu günüde hafiflemişti. Erdoğan'ın sert üslubu, Afyon'daki kurucular çalışmasıyla ortaya çıkan yeni partinin merkeze hareketlenmekten çok, ait olduğu geleneği taşımayla sınırlanan görüntüsü, bu çerçevede Meral Akşener'in istifası, bu rüzgar hafiflemesinde önemli bir rol oynamıştı...

AKP'nin kuruluşu bu "tablonun ana hatlarını" değiştirmedi.

Erdoğan ve AKP, daha ilk gününden itibaren merkez sağı toplama projesi olmaktan neredeyse tümüyle uzaklaşmış, "toplumsal merkeze kültürel çevre kimliğiyle ilerlemeyi hedef almış bir parti" görüntüsü veriyor. Yeni fikirlerden ya da "refleksiyon"dan çok "refleksler"i öne çıkaran "kurucular kurulu kompozisyonu" ile Erdoğan'ın konuşmasında hedef aldığı kesimler, temel aldığı sorunlar dikkate alındığında, AKP'nin bu durumu aşma imkanın da sınırlı olduğu anlaşılıyor.

Bu gelişmede şaşırtıcı bir taraf yok...

Erdoğan ve arkadaşlarının hayalini kurduğu, bazı kesimlerin beklenti haline getirdiği, "yeni merkez sağ projesi", hiçbir zaman gerçekçi olmamıştı.

Diğer bir ifadeyle, bugün kadar doğası itibariyle "ekonomik merkez" tarafından temsil edilmiş merkez sağın, "kültürel çevrenin taşıyıcısı olması" ya da "çevre aktörleri" tarafından denetlenmesi, "eşyanın tabiatına aykırı"ydı. Erdoğan ve arkadaşlarının kendi kimlik ve sorunlarını, yani "90'lar ruhu"nu aşarak, merkezi temsil edecek bir dönüşüm geçirmedikleri de açıktı.

Şaşırtıcı olan, Erdoğan, Gül ve arkadaşlarının, "ürünü oldukları sosyolojik değişim hattı"nda ilerleme açısından, en azından şimdilik, "kötü bir sınav" vermiş olmalarıdır. Zira yenilikçiler merkez sağa işaret eden bir dönüşümü temsil etmeseler de, İslami kesim içinde yaşanan sosyolojik nitelikli bir ayrışmanın, bir dönüşümün siyasi meyvasını ifade etmektedirler.

Bir yandan RP'nin yaşadığı iktidar deneyimi ve özellikle sisteme entegrasyonu talep eden müslüman genç işadamı kesiminin aktif hale gelmesi; öte yandan yerelleşme ve globalleşme gerginliği, yani Batı karşıtı yerel değerlerin hak ararken Batı diline yaklaşmasıyla ortaya çıkan bir "kimlik bunalımı", bu sosyolojik dönüşümün motorunu oluşturmaktadır... Ve bu motor, "kimlik merkezli bir çatışmadan cemaatlemenin kırıldığı bir entegrasyona doğru hareket eden bir toplumsal talep dalgası"na işaret etmektedir.

Yenilikçilerin ortaya çıkardıkları yapı, kullandıkları dil, hatta programları işte bu sosyolojik gerçeğe uygun düşmemektedir.

Bu yapı, dil ve programda, en azından şimdilik öne çıkan, "kimlik bunalımının aşılması çabası" değil, bizzat "bu kriz üzerine temellenen, bu krizi siyasallaştırmaya çalışan bir anlayış"tır...

Yerel değerler ve globalleşme gerekleri arasında bir "sentezi" ifade etmekten çok, iki tarafada "eşit mesefade" durduğunu ima eden, böyle olduğu oranda "siyasi kimliksizliğe" açık duran, "yerel refleksler ya da çelişkili söylemler dizisine açık bir davetiye oluşturan" görünüm, AKP'nin şu andaki görüntüsüdür.

Hem "AKP'nin siyasetteki yerini ve gücünü" hem "diğer siyasi hareketlerin tuturacağı güzargahı ve temsil yapısını" etkileyecek bu görüntü ne kadar kalıcıdır, bilinmez...

Kesin hüküm için bu partinin sıcak siyasi sınavlara girmesini beklemek gerek...

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır