kapat
15.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )

Dışişleri...

Türkiye'nin fevkalade yetişmiş yıldız bürokratlarını bünyesinde barındıran Dışişleri Bakanlığı, karmakarışık bir hale geldi..

Yurt dışındaki hizmetlerini tamamladıktan sonra Ankara'ya dönen pek çok kişi, uygun bir görev yeri bulunamayıp, dolayısıyla da oda, masa ve iskemle verilemediğinden resmen, "Tatile gönderiliyor.." İş bulunamayan büyükelçilere, "Sen git tatil yap" deniliyor..

Bu durum, Bakanlık'ta çok büyük huzursuzluk yaratmış durumda.. Buna yol açan da sistemin içinden geliyor.. Bakanlık'ta, Genel Müdür yardımcılığı görevine gelenler, otomatik olarak büyükelçi potasına giriyor.. Yani 3 yıl kadar o görevde kaldıktan sonra büyükelçi oluyor.. Sakatlık işte burada.. Bize göre bu uygulama kökünden değişmeli..

Peki ne yapılmalı? Örneğin, kişinin Genel Müdür yardımcılığı süresince tutumu dikkatle izlenilmeli ve otomatik olarak büyükelçi yapılması yerine, bu izleme sonucu yapılacak değerlendirme sonucu buna karar verilmeli. Yani büyükelçi olma niteliklerine sahip olmayanlar, büyükelçi yapılmamalı.. Elçi müsteşarı olabilir, başkonsolos olabilir.. Böylece, bir eleme sistemi getirilmiş olur ve Bakanlık da, bugünkü, "İşsiz büyükelçiler mezarlığı" halindeki görüntüsünden kurtulur..

Yapılabilecek bir başka yenileme de, Fransa'nın sisteminin uygulamaya konması ile gerçekleşebilir.. Fransa'da iki tür büyükelçi vardır.. Biri sade büyükelçi, diğeri ise "Fransa'nın büyükelçisi" sıfatını taşır.. Biz de önemli yerlere, örneğin Washington, Londra, Paris, Berlin, Roma, Madrid, Moskova ve Beijing gibi başkentlere, eskiden olduğu gibi "Büyük büyükelçi" kimliği taşıyanlar gider ve bunlar 4 yıl değil, ama daha uzun süre bu başkentlerde görev yaparlar..

Dışişleri Bakanlığı içinde bulunduğu bu kısır döngüden ne kadar çabuk kurtulur, ne kadar çabuk yeniden yapılanmayı gerçeklestirebilirse, o kadar hızla bu sıkıntılardan kurtulur..

Büyükelçi atamalarında da yepyeni kriterlere ihtiyaç var.. Örneğin, ABD'nin o dönem Dışişleri Bakanı olan Haig'in, İngilizcesi'nin mükemmelliği yüzünden kendi delegasyonundan bir diplomat sanarak fikrini sorduğu, Çiller'in de Başbakanlığı döneminde, yine aynı nedenle, Amerikalı diplomat sandığı Ergün Pelit'in Meksika'da ne işi var? Olur mu böyle bir atama? Üstelik az daha Cakarta oluyordu..

Yenilik şart
Sonra Bakanlık yeni Düşünce Üretim Kurumları oluşturabilir ve değerli ama işsiz büyükelçilere burada görev verebilir.. Çünkü, iyi bir büyükelçi çok zor yetişiyor..

Bir başka yapılması gereken de, yurtdışından dönecek olanlara, 6 ay önce Bakanlık'ta nerede görev verileceğinin bildirilmesi.. Bu da yapılmıyor.. Şimdi, Washington ve Atina büyükelçileri Baki İlkin ve Ali Tuygan merkeze dönüyorlar.. Onlar boş olan Yunanistan ve Ortadoğu'dan sorumlu Müsteşar yardımcılıklarına atanacaklar. Peki diğer gelecek olanlar? Onlar ne olacak?

Eğer bugünkü tutum sürerse, Dışişleri Bakanlığı'ndaki "İşsiz büyükelçiler mezarlığı"nda oturacak büyükelçi sayısı bir çığ gibi artacak.. Bu da hiç hoş bir şey değil ve gözümüzün bebeği olması gereken bir Bakanlığa, hiç mi hiç yakışmıyor..

Şimdi Faruk Loğoğlu'dan boşalan Müsteşarlık görevine Uğur Ziyal oturacak, sanırım kararnamesi Eylül ayında çıkar.. Ziyal da mutlaka Bakanlık içindeki bu krizin farkında.. Bakalım o ve arkadaşları, İsmail Cem'i ikna edip, giderek hayati derecede önem kazanan yeniden yapılanmayı gerçekleştirebilecekler mi?

Geçenlerde Personel Dairesi'nden bir dostum ile konuşuyordum. Yeni gelecek olanların görev yerlerini sordum.. "Biz o işe karışmıyoruz" dedi gülerek..

Bakanlık'ta olup bitenlere şaşan şaşana zaten.. Onlar şaşırdığına göre, bizim haydi haydi şaşırmamız normal..

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır