kapat
15.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )

Ada sahillerinde güzellikler..

Adı, Bostancı-Ada vapuru olan sardalya kutusundan, kan ter içinde kalmış, nefesimiz kesilmiş inerken bizi, Ada sahillerinin meltemi ve Ahmet Polat dost karşıladı.. Son geldiğimde, Ada iskelesinde, inşaat iskeleleri kuruluydu. Toz dumandan göz gözü görmüyordu. Şimdi inşaat bitmiş, iskele binasının ikinci katı, Çelik Gülersoy'un Turing Cafe'si olmuş.. İlk güzellik..

İskeleden çıkar çıkmaz, hemen karşı köşede, bana ayrılan masayı gördüm.. Burada oturup, dostlarla sohbet edeceğiz, fotoğraf çektireceğiz, kitap imzalayacağız. Bu köşe İstanbul'un en esen yeri.. O gün sıcaklık 40 derece.. Hiçbir yerde yaprak kıpırdamıyor, ama Polat Usta'nın seçtiği yer, doğal klima, püfür püfür..

Bir baktım, Mustafa karşımda.. Dünyanın insan eliyle yok edilen güzelliği Bir Tat'ın şef garsonu Mustafa.. Yeni Façyo'da iş bulmuş kendine, ama geldiğimi duyunca işi gücü bırakmış koşmuş.. Adadan ayrılana kadar da yanımdan ayrılmadı..

Az sonra Abidin Usta da çıkıp gelmez mi?.. O da Bir Tat'ın ilk şefiydi, ama o, daha önce ayrılmış, Yeni Lido'yu kurmuştu.. Şimdi iki Ada seferi yapmam gerek.. Biri Mustafa'ya.. Biri Abidin Usta'ya.. Gezerken baktık, ikisinin yeri de yan yana üstelik. Masayı tam sınıra mı kurdursam?.. Yarısı Mustafa'ya, yarısı Abidin Usta'ya..

Önce bu Kitap Şenliği'ni anlatayım..

Ahmet Polat ile Oral Çalışlar'ın marifeti.. Bir kitap daha satılsın diye çırpınan iki misyoner bunlar, sanki..

8 ağustosta başlayan, 26 ağustosa kadar sürecek bir kitap şenliği düzenlemişler.. Hergün bir veya birkaç yazar adaya geliyor..

Bugün akşamüzeri Duygu Asena ile Zeynep Oral var mesela.. Cuma günü polisiye romancımız Osman Aysu. Cumartesi Füsun Önal, pazar Gündüz Vassaf.. Haftaya çarşambaya, Mazhar Osman adlı yeni kitabı, yazarı Liz Behmoaras imzalayacak. Öbür cuma, Rıdvan Akar, cumartesi, Mario Levi ve Oral Çalışlar, pazara da Celal Başlangıç.. Hem ada tatili, hem de bir ünlü yazarla tanışma.. Ne güzel?..

Bizim masa, Saydam Planet Otel'in önü.. Bu eski bir ada binası.. Bir çılgın, Selahattin Saydam satın almış, 3.5 milyon dolar harcamış, baştan aşağı yenilemiş.. Bir butik otel.. Dolaştık.. 12 odası, 2 suiti, iki de kral dairesi var.. Hele kral dairesi, olağanüstü bir güzellik.. Dekoru ve manzarası ile..

12 odadan, 3.5 milyon dolar, kaç senede çıkar varın hesap edin, Selahattin Saydam'a niye çılgın dediğimi anlayın..

Az sonra Lefter, muhteşem Lefter, Ordinaryüs profesör Lefter, bana futbolu sevdirenlerin başında gelen Lefter, unutulmaz Lefter uğramaz mı?.. "Üç damar tıkalı.. Şeker de iyice yükselmiş" dedi.. Ama dimdik ayakta..

Sarmaş dolaş olduk..

Derken bir başka güzellik.. Vapurdan pırıl pırıl gençlerden oluşan bir gurup indi..

Bunlar, bu yıl Batman İlköğretim Okullarını birinci olarak bitirmişler.. 21. Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı, Batman Valiliği ve Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile, bir haftalık İstanbul Ziyareti ile ödüllendirilmişler. İstanbul'da ilk olarak Dansın Sultanları'nı izlemişler.. Mustafa Erdoğan ve Ali Erten'in konuğu olarak.. Ve de bayılmışlar tabii..

Onlara ev sahibeliği yapan Vakıf Başkanı Gülbin Sözen, Adalar'da bir kitap şenliği olduğunu duyar duymaz, programa orayı da katmış.. Hem adayı görür, hem de, kısmet kimse, artık o yazarla tanışırlar, diye.. Kısmet benim kısmetim.. Yarının 15 müthiş genci ile kucaklaştık.. Hepsine birer imzalı kitap armağan ettim.. Ahmet Polat Üstad da, hesabı öderken bana yüzde 50 indirim jesti yaptı. (Aslında hepsini vermek istedi ama ben bu zevkin tamamını ona bırakmaya yanaşmadım.)

Çok keyifli iki saatten sonra, Köşe Başı muhabbetimiz bitti.. Bizi "Büyükada Deniz Kulübü"ne devrettiler.. Sonrası spor.. Spor günümüz de yarın!..

Fuhuş ve DGM!..
Fuhşa teşvik, DGM'lik olmalı mı?.. Türkiye bunu tartışıyor şimdi..

Fuhşa teşvikin devlet güvenliği ile ne ilgisi var?..

Adını böyle koyar ve sözlük anlamı ile bakarsanız öyle..

Ama kazın ayağı öyle değil..

Devlet Güvenlik Mahkemesi, organize suçlara bakıyor.. Çete suçlarına bakıyor. Orası tamam..

Ötesi de tamam..

Fuhşa teşvik diye kimse küçümsemesin..

Bunun dünya polis ve hukuk dilindeki adı, Beyaz Kadın Ticaretidir.. Yani, köle ticareti.. Yani bir genç kızı, hayatını kaydırarak, onun geleceğini yok ederek, özgürlüğünü elinden alarak, mal gibi satmaktır..

Beyaz Kadın Ticareti, Uyuşturucu Ticareti ile birlikte dünyanın en ağır iki organize suçunu oluşturur. Dünyanın her ülkesinde, dünya polislerinin işbirliği ile en yoğun şekilde izlenir, en ağır şekilde cezalandırılırlar.

Beyaz kadın ticareti çeteler kurularak yapılır.. Bu çeteler, dünya küreselleştikçe, uluslararası hal alırlar. Çünkü kızı, vatanından kaçırınca, köle gibi kullanmak kolaylaşır.. Türkiye, özellikle eski demirperde ülkelerinden başta İsrail, sonra Avrupa ve Amerika'ya satışın ara limanı haline gelmişti yıllardır ve bu konuda sayısız haber ve makale yayınlanmıştı, batı basınında.. Son yıllarda, Türkiye'nin kendisi, uluslar arası fahişeleri tüketen bir merkez olmaya başladı ve iş çok ciddileşti..

Aslında Beyaz Kadın Ticareti suçunu DGM çerçevesine almak için çok geç kaldık..

Beni şaşırtan şu..

Bu ülkenin en saygın gazetecileri, silahlı soygun çeteleri kurmak ithamı ile DGM'ye giderken susanlar, şimdi nasıl oluyor da, Beyaz Kadın Ticareti'nin, 21. Yüzyılda, düpe düz köle ticaretinin DGM'ye gitmesini tartışmaya açıyor, hatta karşı çıkıyorlar!..

Pes!..

Günay Bodrum'da Veda Galaları..
10 hafta 10 star programı, yazla beraber bitiyor, Günay Bodrum'da..

İki süper gala kaldı.. Biri bu Cuma, Sertab Erener.. Yaprakların ve dalgaların hışırtıları arasında Sertab Erener'i, hem eski, hem de en yeni şarkıları ile dinlemeğe doyum olmayacak.. Keşke orda olsaydım.. Ama bu hafta bir Budapeşte gezisi var, söz verdiğim.. Formula 1, Macaristan Grand Prix'sine davet ettiler.. Sertab kaldı başka bahara, benim için..

Gelecek haftaki veda galası ise olağanüstü.. Bir defa Yılmaz Erdoğan var.. Erdoğan'ın ilk gece kulübü şovu bu, hayatında..

Sonra da, yılların büyük yorumcusu Nükhet Duru..

Bir aksilik olmazsa, işte bu onuncu ve sonuncu galayı kaçırmam artık..

Bir Tavsiye
Dinlenecek ve yaşanacak şarkılar..

Tarkan'ın yeni albümü Karma, kelimelerle anlatmaya yetmeyecek güzellikte. Onu dinlemek ve yaşamak lazım.

Adı "Karma" ama, albümde bu isimde bir şarkı yok. Tarkan'a göre "Karma", bir düşünce tarzı, bir yaşam felsefesi..

"Yaşam hassas bir etki tepki dengesi üzerine kurulu" diyor Tarkan albümünün kapağında.

Gelelim şarkılara.. Herbiri hit olacak kalite ve güzellikte .

"Kuzu kuzu" zaten daha tek (Single) olarak piyasaya çıktığında, hit olmuştu ve albümün nasıl müthiş olacağının sinyallerini vermişti aslında.

"Ay" bu yazın bir rumaralı hiti oldu şimdiden. Daha albüm çıkmadan bile nakaratı dillerdeydi.

İkinci hit bence "Hüpp" olacak. Bir Nazan Öncel çalışması. Harika bir şarkı "Kuş sütüyle beslerim seni, mis yerine koklarım seni" dizeleri herkesin diline dolanacak (Albümde Sezen Aksu bestesi olmamasının sebebi Nazan Öncel ve bu harika şarkısı mı acaba!?)

Tarkan Nazan Öncel'in bir çalışmasını daha, (ki o da mükemmel bir beste,) yorumlamış.. "Her nerdeysen" albümün gizli hitlerinden biri olacak gibi..

Bir diğer bir hit adayı, bir slow.. "Ona sor." Bestesi Tarkan'a sözleri Mete Özgencil'e ait. Tarkan'ın yorumu mükemmel..

"Gittin Gideli" söz ve müziği Tarkan'a ait çok güzel bir duygusal şarkı. Zaten albümdeki şarkıların yarısının söz ve müzikleri Tarkan'a ait.

"Vereceksen akıl verme istemem, vereceksen huzur ver" dizelerinin olduğu "Verme" albümde öne çıkan bestelerden bir diğeri. Özetle bu albümde dinlenmeden geçilecek şarkı, yok.

Hepsi özel.. Hepsi güzel..

Albüm kapağındaki Ebru süslemeleri, unutulmakta olan bu sanata gereken özeni daha fazla vermemiz gerektiği mesajını veriyor sanki..

Tarkan'a ve bu albümde emeği olan herkese böyle harika albümü hazırladıkları için binlerce teşekkürler.

(Değerlendirme, pop müzik yardımcım Can Sayın'dan geldi.)

Bir kahraman kız!..
Bir kahraman kız, bu hafta sonu evleniyor. Yurt dışına gidiyor olmasam, bu düğünde mutlak bulunmak isterdim..

Ebru Şimşek!..

Adını anmaktan sıkıldığım o ünlü çetenin tuzağa düşürmek istediği genç kız.. Onlara boyun eğmediği için kasetleri hazırlandı, medyaya dağıtıldı.

Amaç, sadece onu alçaltmak değildi tabii.. Ötekilere göz dağı vermekti.. "Direnirseniz başınıza bunlar gelir.."

Sadettin Tantan İçişleri Bakanı olunca, İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, müthiş bir baskınla, tüm iplikleri pazara çıkardı.

Polise verilen yığınla ifade, mahkemede her nasılsa(!) teker teker geri alındı.. Bir tek Ebru Şimşek, direndi. Davasından ve ifadesinden vaz geçmedi. Piyasaya gene çok pahalı bir kitap çıkarıldı. Tüm medyaya bedava dağıtıldı.

Amaç gene sadece Ebru'yu çamura bulamak değil, ötekilere bir kere daha göz dağı vermekti. Bu kitap, polisteki ifadelerin niçin ve nasıl geri alındığının kanıtıydı adeta..

İşte bu kahraman kız, hakkındaki tüm iftiralara zerre aldırış etmeyen bir kahraman delikanlı, Gökhan Adlı ile evleniyor. İkisini de kutlar, mutluluklar dilerim..

BİZİM DUVAR
'Sıcaklar Jardel gibi. Bir gidiyor bir geliyor. '

Hakan&Utku

TEBESSÜM
Adamın biri New York'ta bir otele inmiş. Akşam üzeri otelin barına gidip garson kızların yakalarında yazılı olan isimlerine şöyle bir göz attıktan sonra Nancy adlı garsonu çağırmış ve "Bu akşam benim ile yemek yer misiniz?" diye sormuş. Nancy "Bilmem ki.. " diye kırıtırken adam "Merak etme kızım, çekinecek bir şey yok. Bu İncil'de de yazılı" demiş. Nancy biraz şaşkın bir eda ile "Peki" demiş. Akşam lokantada buluşup yemiş içmişler. Yemek bitince adam Nancy'i odasına davet etmiş, Nancy "Hayır gelemem" diye cevap verince de adam "Merak etme Nancy, çekinecek bir şey yok. Bu İncil'de de yazılı" demiş. Nancy yine şaşkın şaşkın "Peki" demiş.

Adamın odasına çıkmışlar, bir kaç kadeh içip biraz müzik dinlemişler. Sonra adam Nancy ile sevişmek istemiş. Nancy "Hayır , katiyen olmaz.. "diye itiraz edince adam yine "Merak etme kızım, çekinecek birşey yok. Bu İncil'de de yazılı" demiş.

Nancy "Hani? İncil'in neresinde yazılı? Göster bakalım" deyince adam baş ucundaki otel İncil'ini almış, Nancy'e kapağın içini göstermiş. Orada bir kalem ile yazılmış şu cümle varmış "Bardaki garson kız Nancy, muhteşem sevişiyor!"

SEVDİĞİM LAFLAR
'Bekleme; doğru zaman asla gelmeyecektir. Bulunduğun yerden başla ve senin emrinde olabilecek her türlü araçla çalış. Gideceğiniz yol üzerinde daha iyi aletler bulunacaktır.'

Napoleon Hill

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır